Yaklaşık dört aydır dünyanın gündeminde covid-19/koronavirüsü var. İlk görüldüğü, kendisinden yeni yeni konuşulmaya başlandığı günlerde, kimse çıplak gözle görmenin mümkün olmadığı böylesi küçük bir şeyin/virüsün dünyayı bugün içinde bulunduğumuz böylesi bir krize sokacağını tahmin edemezdi. Ama olan oldu. Neredeyse bütün dünyada OHAL ilan edildi. Rabbimiz Celle ve Âlâ, karakteristik özelliği istikbar ve müstağnilik iddiası olan mevcut kapitalist düzenlerin acziyetlerini, bir kaşık suda boğulabileceklerini -bir kaşık suyun dahi boğulmaları için çok olduğunu!- tüm dünyaya gösterdi. Görmek istemeyenler tabii yine göremeyecek bu hakikati; esbaba takılmaktan müsebbibi göremeyecekler yine. Ama biz görüyoruz hamdolsun. Mutlak güç ve kudret O’nundur. O’nun gücü ve kudreti karşısında hiçbir takat duramaz. O’ndan başka ilah yoktur. Mülk ve saltanat O’nundur. O’nun ortağı yoktur. Hamd O’nun hakkıdır. Elhamdulillahi Rabb’il âlemin!
Zaman, Müslümanlar hassaten de davetçiler olarak imanlarımızı tazeleme zamanıdır. Zira mevcut vakıa göstermiştir ki İslâm’ın egemenliği hiç de zor bir şey değildir. İnsanlar kendileri için faydalı ve zararlı olan şeylerin kendilerine güçlü bir şekilde izah edilmesiyle hayatlarını yeni baştan organize edebiliyorlar. Bakınız bir virüs insanların yaşam tarzını ne kadar değiştirdi. Kaldı ki bu virüsün kişide sebep olacağı zarar görece az ya da çoktur. Ayrıca sadece dünya hayatıyla sınırlıdır bu zarar. Ama âlemlerin Rabbinin dininden yüz çevrilmiş bir hayatın sonuçları koronavirüsünden çok daha tehlikeli ve kalıcıdır. İnsanları dünya ve ahiret saadetlerini temin edecek bir düzene/İslâm’a akl-ı selimle, hikmetle ve güçlü delillerle davet etmeliyiz. Yine Müslümanlara, nizam ve kamuoyunun toplumun seyrinde, genel hayatta, ne kadar tesir sahibi olduklarını bu vesile ile göstermeli/hatırlatmalıyız. “İslâm Devleti kurulursa halktan birçok kimsenin kellesi gider” iddiasında bulunup gayri İslâmi metotlarla İslâm’ı getireceğine inananlara da bir cevaptır içinde bulunduğumuz durum. Zira görülmüştür ki devlet halkını neyin tehlike olup olmadığına ikna ederse halk pekâlâ o istikamette seyrediyor. Kaldı ki İslâm Devleti’nin merhamet, hikmet ve sağduyusu bugünkü kapitalist devletlerden çok ama çok daha âlidir.
İçinde bulunduğumuz ahvalin insanlığa verdiği muhtemel mesajlar şunlar olabilir:
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ وَالَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ
“Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki, (azaptan) korunasınız.” [Bakara 21]
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْۚ اِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَيْءٌ عَظ۪يمٌ
“Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir!” [Hac 1]
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا۠ وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ
“Ey insanlar! Allah’ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın, o aldatma ustası/şeytan da Allah hakkında sizi kandırmasın.” [Fatır 5]
Müslümanlara ve davetçilere verilen muhtemel mesajlar şunlar olabilir:
اَلَمْ يَأْنِ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللّٰهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّۙ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْاَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْۜ وَكَث۪يرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ
“İnananların gönüllerinin Allah’ı anması ve O’ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine kitap verilenler gibi olmasınlar; onların üzerinden uzun zaman geçti de kalpleri katılaştı; çoğu, yoldan çıkmış kimselerdir.” [Hadid 16]
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُونُٓوا اَنْصَارَ اللّٰهِ كَمَا قَالَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ لِلْحَوَارِيّ۪نَ مَنْ اَنْصَار۪ٓي اِلَى اللّٰهِۜ قَالَ الْحَوَارِيُّونَ نَحْنُ اَنْصَارُ اللّٰهِ فَاٰمَنَتْ طَٓائِـفَةٌ مِنْ بَن۪ٓي اِسْرَٓائ۪لَ وَكَـفَرَتْ طَٓائِـفَةٌۚ فَاَيَّدْنَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا عَلٰى عَدُوِّهِمْ فَاَصْبَحُوا ظَاهِر۪ينَ
“Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun. Nitekim Meryem oğlu Îsâ da havârilerine, ‘Allah’a giden yolda bana yardımcı olacaklar kimlerdir?’ diye sorduğunda havâriler, ‘Allah’ın yardımcıları biziz’ demişlerdi. Sonra İsrailoğulları’ndan bir kısmı iman etmiş, diğer bir kısmı da inkâra sapmıştı. Biz inananları düşmanlarına karşı destekledik, böylece üstün geldiler.” [Saf 14]
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ تَنْصُرُوا اللّٰهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ اَقْدَامَكُمْ
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a/dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı sabit tutar/kaydırmaz.” [Muhammed 7]
وَمَا جَعَلَهُ اللّٰهُ اِلَّا بُشْرٰى وَلِتَطْمَئِنَّ بِه۪ قُلُوبُكُمْۚ وَمَا النَّصْرُ اِلَّا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ۟
“Allah bunu, sadece bir müjde olsun ve o sayede kalpleriniz huzur ve rahatlık bulsun diye yaptı. Yardım yalnız ve yalnız Allah katındadır. Hiç şüphesiz Allah, mülkünde galiptir; işlerini yerli yerinde yapandır.” [Enfal 10]
Belki daha nice nice mesajlar… Rabbimizden temennimiz odur ki bizleri İslâm’ın egemenliğine şahitler, kendi katına da şehitler olarak alsın.