Dünya üzerinde kullanımda olan işletim sistemlerinin sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Microsoft, MacOS, Linux, Pardus, Unix ve bunların altyapı hizmeti verdiği Sailfish (Rusya) ve açık kaynaklı OpenKylin (Çin) gibi işletim sistemlerini sayabiliriz. Fakat dünya genelinde hem finansal açıdan, hem siyasi, hem de teknolojik altyapı açısından en yaygın ve en kayda değer işletim sistemi Microsoft’tur. Bankalar, ulaşım ve iletişim şirketleri, yüksek kapasiteli fabrikalar ve borsaların birçoğu veritabanı ve bulut ihtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde karşılayabilmek için Microsoft’u tercih ederler. Çünkü Microsoft birçok uygulamayla eşzamanlı çalışabilen, veri tabanları ile hızlı ve istikrarlı bir şekilde konuşabilen, PC tabanlı yazılımlar konusunda daha az çaba sarf ederek daha kullanışlı ara yüzler geliştirilebilen bir işletim sistemidir. Bu bilgileri verme nedeni makalenin sonuna doğru daha iyi anlaşılacaktır.
19 Temmuz sabahı hastaneler, havayolları, holdingler, ticari kuruluşlar bilgisayar ekranlarında gördükleri mavi ekran ile kısa bir süre şaşkınlık yaşadılar. Acaba sadece bizde mi sorun var diye düşünürlerken bu siber sorunun Global bir sorun olduğu, dünya çapında bir kaosa dönüştüğünü öğrendiler. Hal böyleyken akıllara bir sürü komple teorisi geldi.
Bu konulara az çok aşina olanlar bazı teorilerle bu sorunu yorumlamaya çalıştı. Sorun demekle yetiniyoruz zira siber saldırı olup olmadığı henüz kesinleşmedi. Fakat yapılan yorumlar ve hiçbir zaman cevaplanmayacak sorular bu konu ile ilgili atılması gereken acil adımları atmayı gerekli kıldı. Bir bütünde bu konu yani siber saldırılar çok da göz ardı edilecek, sümen altı edilecek konular değil. Zira toplumları doğrudan etkileme gücü oldukça yüksek, geride bıraktığı enkaz kolay kaldırılamayacak kadar büyük bir mesele.
Konuya dönecek olursak, iki gün önce yaşanan hadisenin gerekçeleri şunlar olabilir:
Medyada açıklandığı üzere Microsoft’a siber güvenlik hizmeti sağlayan CrowdStrike adlı şirketin Cloud server (bulut) üzerinden yaptıkları otomatik güncelleme paketindeki hatalar sebebiyle bu sorun gerçekleşmiş olabilir. Zira sadece bu programı kullanan bilgisayarların etkilenmesi bunun göstergesi olabilir. Ama bu ihtimali zayıf kılan bir husus da oluşan sorunun çok hızlı bir şekilde çözülmüş olması. Çünkü eğer bir güncelleme işletim sisteminde mavi ekran hatasına neden oluyor ise güncellemeyi geri almanız olanaksız hale gelmektedir. Yapılması gereken en kesin çözüm işletim sistemini güncelleme öncesine taşımak (recovery disk) ya da başa döndürmek -bilinen tabiriyle format atmaktır-. Fakat düzelme her nedense CrowdStrike firmasının küçük bir kod parçası tavsiyesiyle gerçekleşti ki bu durum ön hazırlığı olan bir saldırıyı anımsatmaktadır.
Microsoft’un kurucusu Bill Gates’in küçük bir provası veya siber terör tatbikatı olabilir. Az önceki ön hazırlığı olan bir saldırıyı en başarılı gerçekleştirecek kişi şüphesiz Bill Gates’tir. Peki bunu neden yapmış olabilir? Kazanacağı şey kaybedeceğinden fazla olduğunda fırsatçılar her yolu mübah görürler. Bu kısa süreli duruş ile birlikte depolamak istediği veriye ulaşması kolaylaşır. Duruş esnasında back up alma işlemi (veri depolama) eş zamanlı depolamadan çok daha hızlı ve sağlıklıdır. Bu şekilde hiçbir güvenlik duvarı engeline takılmaz ve ağ denetiminden geçmezsiniz. Bir bakıma saldırıya uykuda yakalanmış olursunuz.
Çin, Rusya veya İran gibi kendi yazılımlarını kullanan ülkeler tarafından saldırıya uğramış olabilir. Bu da mümkün zira ABD, teknoloji devi Çinli Huawei firması başta olmak üzere birçok Çinli üreticiyle sorun yaşamakta ve bu firmalara dava açmaktadır. Teknoloji savaşlarında üstünlük kurma mücadelesi adı ‘Haarp Teknolojisi’ olan bir sürecinde başlamasına ön ayak olabilir. Ama bu saldırının yarım günlük bir aksamaya neden olması başarısız bir saldırı olduğu anlamına da gelir. Ayrıca siyaseten böyle bir saldırının bu üç ülkeden herhangi biri üzerindeki olumsuz etkisi daha fazla olabilir. Bunu görmezden gelerek basit gibi görünen bir siber saldırı ile devletlerarası dengeleri aleyhine çevirmek istemezler.
Filistin’deki işgal ve Gazze’deki zulümden dolayı tepki mahiyetinde Müslüman yazılımcılar tarafından bir saldırı yapılmış olabilir. Gönül ister ki bu yorum doğru ve gerçek olsun. Müslümanlar arasında Batılı kafirlerin siber düzenlerine meydan okuyacak yiğitler çıksın, onları en güçlü olduğu yanlarından vursun ve zaaflarını tüm dünyaya göstersin.
İşte bu ve benzeri ihtimaller arasında hangisi doğru bilmek zor olsa da sonuçları itibariyle bir prova veya bir tatbikat olduğu ihtimalini güçlü kılıyor. Dünyaya mesaj çok açık; basit bir işlemle bile uçaklarınızı uçurmayız, hastaneleri hasta bakamaz hale getiririz, iletişim araçlarını zayıflatırız, borsalarda işlem hacmini küçültürüz, finans sisteminizi sekteye uğratırız, en mahrem verilerinizi bile ele geçirebiliriz vs.
Bu meydan okumaya karşı verebilecek cevabımız var mı? Devlet olarak böylesi saldırılar karşısında B planı düşündük mü? Bilim ve teknolojinin hızına yetişemediğimiz bir çağda bütün bir teknolojik altyapımızı sömürgeci batıya teslim etmemizin mantıklı ve makul bir yönü var mı?
Olası herhangi bir savaşta Microsoft ve MacOS gibi dünyanın en çok kullanılan yazılımlarına sahip Amerika’nın, siber saldırıyı çekinmeden kullanacağı ihtimali hiç de uzak değil. Covid 19 Pandemisi gibi bir Siber Pandemiyi başımıza bela etmeleri durumunda nasıl bir maddi zarar yaşayacağımızın farkında olmalıyız. F16, F35 veya Boing tipi uçakların, Patriot ve S400 savunma sistemlerinin ve Avrupa menşeli askeri araçların kendi yazılım teknolojileri ile donatıldığını, dolayısıyla bu askeri teçhizatın sınırlı işlemler için kullanılabileceğini görmezden gelemeyiz. Bu konudaki cehalet bizim felaketimiz olur. Bütün bu süreçleri yönetmek beraberinde siyasi bir iradeyi de zaruri kılmaktadır.
Yerli ve milli olma yolunda ilerlemek isteyenler öncelikle keşif yolculuğunu düşman aracıyla yapmaktan vazgeçmelidir. Çizilecek projeler, yapılacak üretim planlamaları, online toplantılar ve kullanılacak üretimi destekleyen programların tamamı yerli ve milli olmalıdır. Hammadde her ne kadar yurt dışından geliyor olsa bile -ki bunda mahsur yoktur- bu hammadde den anlamlı ve faydalı ürün çıkartma işleminin tamamı senin kontrolünde olduğunda ürün sana ait oluyor.
O halde Batının askeri ve siyasi vesayetinden kurtulmak, uluslararası anlaşmaların esaretinden çıkmak, ümmetin faydasına, zalimin ise yok olmasına vesile olacak teknolojik adımları şimdiden atmalıyız. Bu ise NATO ve BM gibi uluslararası kuruluşlara üye olmadan, batı ile ilişkilerini kendi menfaatleri ekseninde değiştiren devletlerin yapabileceği bir iştir. O yüzden bu yükü ancak İslami bir devlet kaldırabilir.