Hükmedenlerin en hayırlısı olan Allah’a iman eden Müslümanlar, yaptıkları seçim ve davranışlarında Allah’ın hükmünü araştırarak Allah’ın hükmüne teslim olur ve Allah’ın rızasını elde etmeye çalışır.
Seçim bir üsluptur. Apartmana yönetici seçmek, okuldaki sınıfınıza başkan seçmek, devlete yönetici seçmek gibi. Burada dikkat edilmesi gereken konu; bir işin yapılması için bir kişi seçtiğinizde o kişinin yapacağı işi de onaylamış olmanızdır. Laik, demokratik, kapitalist düzene cumhurbaşkanı seçtiğinizde aynı zamanda laik, demokratik, kapitalist düzeni de onaylamış oluyorsunuz.
Peki, laik, demokratik, kapitalist düzene cumhurbaşkanı seçme konusunda Allah’ın hükmü nedir? Ve bu düzene cumhurbaşkanı seçilmesinden Allah razı olur mu?
Bu kapitalist düzende yasa koyma, hukuk yapma yetkisi insana verilmiştir. Egemenlik halka aittir. Yasa yapması için insanları yetkilendirmek ve insanların yaptığı yasaları onaylayarak bu yasalara tabi olmak şüphesiz ki kula kulluğa, kendimiz gibi olan insanlara kul olmaya yol açar.
Hâlbuki Allah insanları kula kulluktan kurtarmak, sadece kendisine kul olmalarını sağlamak, kula kullukla kaybettiği şerefini insana geri iade etmek için elçilerini ve hidayetini göndermiştir.
[بَلْ أَتَيْنَاهُمْ بِذِكْرِهِمْ فَهُمْ عَنْ ذِكْرِهِمْ مُعْرِضُونَ] “Hayır, biz onlara şan ve şereflerini getirdik, fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirdiler.” [Mu’minun Suresi 71]
İslam’da yasa yapma yetkisi yalnızca Allah’a aittir. Allah’a ait olan bu yetki hiçbir şekilde bir insana, bir kuruma ya da bir insan grubuna devredilemez.
[إِنِ الْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ] “Hüküm ancak Allah’a aittir!” [Yusuf Suresi 40]
[أَلَا لَهُ الْخَلْقُ وَالْأَمْرُ] “Yaratmak da hüküm/emir de O’na aittir!” [Araf Suresi 54]
Aynı zamanda İslam’a bir bütün olarak iman etmemiz, İslam’ın herhangi bir hükmünden asla vazgeçmememiz de Allah’ın bizlere kesin olarak emrettiği hususlardandır.
[أَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍ فَمَا جَزَاءُ مَنْ يَفْعَلُ ذَلِكَ مِنْكُمْ إِلَّا خِزْيٌ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ الْقِيَامَةِ يُرَدُّونَ إِلَى أَشَدِّ الْعَذَابِ وَمَا اللَّهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ] “Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil değildir.” [Bakara Suresi 85]
Ayrıca Erdoğan ya da Kılıçdaroğlu’ndan hangisi cumhurbaşkanı seçilirse seçilsin laik, demokratik, kapitalist düzenle, mevcut anayasa ve kanunlarla yönetmeye devam edecektir.
Bu çerçevede;
•Merkez Bankası ve diğer bankalar faiz almaya ve faiz vermeye devam edecektir. •Bütçeden her yıl iç borçlanma faizi olarak yaklaşık 30 milyar dolar bankalara ve sermaye sahiplerine aktarılmaya devam edecektir.
•Serbest piyasa ekonomisinin ürettiği gelir dağılımında adaletsizlik, açlık ve yoksulluk sınırında yaşam devam edecektir.
•İçki fabrikaları içki üretmeye, her köşe başındaki büfe ve marketlerde içki satılmaya devam edecektir.
•Devlet tarafından korunması gereken namuslar genelevlerde sermaye olmaya devam edecektir.
•Laik eğitim sistemi çocuklarımızı zehirlenmeye devam edecektir.
•Mahkemeler, insanların koyduğu İslam dışı hükümlerle adaletsizlik ve zulme yol açmaya devam edeceklerdir.
•Laik, demokratik, kapitalist düzen, bozucu vasfıyla yönetmeye devam ettikçe LGBT, ateizm, deizm, uyuşturucu bağımlılığı, suç oranlarındaki ve, boşanmalardaki artış, aile içi ve kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz gibi toplumsal çöküş konuları da artarak devam edecektir.
•İslam düşmanı ve sömürgeci Amerika ve Avrupa ile dost ve müttefiklik ilişkisi, Rusya ve Çin ile de dostluk ilişkisi devam edecektir.
•Zalim ve eli kanlı Müslüman katilleri Esed, Sisi ve gasıp Yahudi varlığı “İsrail” ile normalleşme siyaseti devam edecektir.
•Sadece sömürgeci kâfir devletlerin çıkarlarını gerçekleştirmeye çalışan BM, NATO gibi devletlerarası örgütlerin Müslümanların aleyhine aldığı kararlar uygulanmaya devam edecektir. •Allah’a ait yasa yapma yetkisi cumhurbaşkanı ve parlamento tarafından gasp edilmeye devam edecektir.
Sonuç olarak; sürekli şer, kötülük, günah ve haram üreten laik, demokratik, kapitalist düzene cumhurbaşkanı seçmek demek, bu düzenin ve bu düzenle yönetecek olan cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin yapacağı İslam dışı yasa ve uygulamaların bütün vebal ve günahına ortak olmak demektir.
[أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آَمَنُوا بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَنْ يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُوا أَنْ يَكْفُرُوا بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَعِيدًا] **“Sana ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Reddetmekle emrolundukları halde tağut ile muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.” [Nisa Suresi 60]
[وَالَّذِينَ اجْتَنَبُوا الطَّاغُوتَ أَنْ يَعْبُدُوهَا وَأَنَابُوا إِلَى اللَّهِ لَهُمُ الْبُشْرَى فَبَشِّرْ عِبَادِ الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ أُولَئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُولَئِكَ هُمْ أُولُو الْأَلْبَابِ] “Tağut’a kulluk etmekten kaçınıp Allah’a yönelenlere müjde vardır. Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah’ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.” [Zümer Suresi 17-18]
Dolayısıyla laik, demokratik, kapitalist düzenle yöneten yöneticiler ve bu yöneticilere oy vermeye çağıran çığırtkanlar âlemlerin Rabbi Allah Subhanehu ve Teâlâ’nın rızasıyla değil öfkesiyle karşılaşacaktır.
[فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ يَقُولُونَ نَخْشَى أَنْ تُصِيبَنَا دَائِرَةٌ فَعَسَى اللَّهُ أَنْ يَأْتِيَ بِالْفَتْحِ أَوْ أَمْرٍ مِنْ عِنْدِهِ فَيُصْبِحُوا عَلَى مَا أَسَرُّوا فِي أَنْفُسِهِمْ نَادِمِينَ] “Kalplerinde hastalık bulunanların, “Başımıza bir felâket gelmesinden korkuyoruz” diyerek, onların arasına koşuştuklarını görürsün. Belki Allah, fetih ya da kendi katından bir iş getirir de onlar, içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.” [Maide Suresi 52]