Her Şey Yolunda mı? Ne duruyorsun?
13 Ekim 2022

Her Şey Yolunda mı? Ne duruyorsun?

Müslüman, yaşadığı hayatında hangi rolü üstlenirse üstlensin, hayatı boyunca öğrenmeye devam etmeli ve doğru eylemleri yapmalıdır. Hayatımızın belirli noktalarında üstlendiğimiz veya toplum içinde belirli bireyler tarafından yerine getirilen bazı roller vardır. Bir Müslümanın ebeveynine karşı sorumlulukları vardır ve onlara karşı yaptıklarından sorumludur. Evlendiğinde, bir koca olarak; eşini korumaktan, onun nafakasını temin etmekten, ona sevgi ve şefkatle davranmaktan sorumludur ve bundan hesaba çekilecektir. Baba olduğunda, çocukların geçiminden, onların İslam’a uygun yetişmesinden, olgunlaşmasından sorumludur.

İslam, kıyamet gününe kadar Müslümanları ve gayrimüslimleri yönetmek için yeryüzünde yaşanmak üzere bir din olarak gönderilmiştir. Bir Müslümanın İslam’ın emirlerini takip ederken yapması gereken şeylerden biri, İslam'ın kendimiz ve toplum üzerinde uygulanması gereken bir sistem olduğunu bilmektir.

Toplumdaki rollerden bir tanesi de yöneticiliktir. Yönetici de yaptıklarından sorumludur. Örneğin, Hilâfet Devleti’nde Halife’nin sorumluluğu Allah’ın hükümlerini ve hadlerini uygulamak, zekâtların toplanmasını sağlamak, İslam'ın çağrısını gayrimüslim devletlere taşımak, düşman gayrimüslim devletlerle savaş tutumu benimsemek vb. gibidir.

Bu durum, günümüz yöneticilerinin Müslüman ümmet üzerindeki yönetici konumlarına ulaşmak için küfür sömürgeci sistemini kullandıkları mevcut gerçeklikten çok uzaktır. Bu sistemde yasalar heva ve heveslere göre yapılır. Bu nedenle, bu yöneticilerin yoğun yozlaşmalarını ve ilgilenmek zorunda oldukları ümmet için tamamen ilgisizliklerine şahitlik ediyoruz.

İslam’da Halife, sadece İslam'a göre dini uygular, korur ve yayar. Halife’nin görevi, toplumun tüm sistemlerini, Yönetim, İktisat (Ekonomi), Ukubat (Adalet), İctima (Sosyal), Eğitim politikası ile Dış Politikayı kapsayan İslami yasaları uygulamaktır.

Şu anda bizi yöneten bu zalim yöneticiler Allah'tan korkmuyorlar ve sorumlu oldukları Müslümanları umursamıyorlar. Küfür sistemlerini uygulamakla günahkâr olmalarını, Allah'ın ümmete verdiği nimetleri çarçur etmelerini umursamıyorlar.

Bugün İslam beldelerinin başındaki yöneticiler, İslam'ı uygulamamalarından sorumludurlar. İslam ümmetinin işleriyle ilgilenmemelerinin sorumlusudurlar. Ümmetin servetini çalmaktan sorumludurlar. Ümmetin düşmanlarıyla ittifak kurmaktan, ümmetin kanını dökmek ve birçok Müslüman'a işkence etmek için onlarla iş birliği yapmaktan sorumludurlar. Dua ediyoruz ki, çok geçmeden doğru bir şekilde hükmedecek bir Halife onları boyunlarından tutup Hilâfet‘in mahkemelerinde yargılanmak üzere sürükleyecektir. Ve ahirette aşağılanma ile karşılaşacakları şey daha kötüdür.

Yöneticiler ve uyguladıkları küfür sistemi, insanların birçok sorununun temel nedenidir. Bunlardan en önde gelenlerinden ikisi ekonomik sefalet ve dış ilişkilerde aşağılanmadır, Halife İslam'ı uygulayacak ve İnşallah hızlıca bu durumun değiştiğini göreceğiz.

Bugün mevcut yöneticiler İslam ümmetinin meşru yöneticileri olduklarını iddia ediyorlar. Ümmetin İslam sevgisini, İslami delilleri kötüye kullanarak ümmeti onlara itaat etmesi için kandırmak suretiyle manipüle ediyorlar, böylece ümmet onları hesaba çekmek için ayağa kalkmıyor veya onları alaşağı etmeye çalışmıyorlar. Halifeye itaat delillerini, Allah'ın emirlerine aykırı hareket ederken bile ümmetten kendilerine itaat etmesini istemek için kullanırlar. Allah'a itaatsizliklerinden dolayı onlara itaat yoktur.

Onlara meydan okuyanın ayrılığa neden olduğunu, Müslümanların birliğinin temelinin Allah'a itaat olduğunu söylüyorlar. Halk kötü olduğu için yöneticinin kötü olduğu fikrini yayıyorlar. İnsanlar, biz kötüyüz, onun için başımızdakiler de kötü deyip, yöneticinin yolsuzluklarına tahammül ediyorlar. Yöneticiler, her bir bireyi zararlı bir şekilde etkileyen yozlaşmış bir toplum yaratmadaki rollerini görmezden gelirler. İslam'ın, insanların kendilerine bakmalarını ve siyasi işlere karışmamalarını talep ettiğini söylerler. İslam ise kendimize bakmanın, kendimizi Allah'ın öfkesinden kurtarmanın bir parçasının, marufu emretmek ve münkeri yasaklamak siyasi eylemini üstlenmek olduğunu söyler. Kolaylıkla yalan söylerler, çünkü Allah’a itaatsizlik ve günahla doludurlar. Onların günahlarında, küfürlerinde ve zulümlerinde bizden herhangi bir itaat istemeye hakları yoktur.

Seçimler veya bu mevcut küfür sistemindeki herhangi bir değişiklik her zaman yozlaşmış yöneticileri getirecektir, çünkü bu İslam'dan başka bir hayat nizamıdır. Sistemin kendisi, yozlaşmış yöneticilerin nedenidir, çünkü yöneticinin heva ve hevesleriyle yönetmesine izin verir, İslam'ın emirlerini ve yasaklarını ayaklar altına alır. Sistemin kendisi, yozlaşmış yöneticilerin üzerimizde devam eden kafir sömürgeci egemenliğe izin vermek için kullandıkları araçtır ve siyasi yolsuzlukları, ekonomik zorluklarımızı ve dış politikada aşağılanmamızı getiren araçtır. Dolayısıyla yozlaşmış sistemi kökünden söküp atmamız gerekiyor.

Dolayısıyla, yozlaşmış yöneticilerden birinin yerini bir başkası aldığı için gerçek bir değişim olmaz, gerçek değişimin olmaması, mevcut bozuk sistemin yalnızca daha büyük bir güçle geri döndüğü anlamına gelir. Ancak öfkemiz yozlaşmış sistemi yok etmek ve yerine Hilâfet'i koymak için doğru bir şekilde yönlendirildiğinde, İslam'ın bir Halife tarafından uygulanması yoluyla güvenlik ve refahın tadını çıkaracağız.

Her Müslümanın takınması gereken tavır budur. İçinde bulunduğumuz sistemin devam etmesini sağlayan herhangi başka bir tavır Müslüman’ı Allah katında hiçbir bahanesi bulunamayacak bir günaha sokmuş olur.

Öyle ise ey Müslüman kardeşim, daha ne duruyor ve neyi bekliyorsun?

Hayatın her alanındaki yozlaşma ve fesadı görüyorsun. Hiçbir şeyin iyiye gitmediğini ve her geçen gün daha da kötüye gittiğini görüyorsun.

Tüm bu kötü gidişatın Allah'tan ve indirdiği Dinden uzaklaşmaktan kaynaklandığını da biliyorsun.

Allah'ın Dini olan İslam'ın hayata hâkim olmasından başka bir çare olmadığını biliyorsun.

Öyle ise hâlâ neyi bekliyorsun?

Ne duruyorsun?