Fetih Ruhu Yeni Fatihler Bekliyor
29 Mayıs 2015

Fetih Ruhu Yeni Fatihler Bekliyor

Fetihlerini Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelerine göre belirleyen İslam orduları, İstanbul’u fethetmek için ilk seferlerini Raşid Halife Osman Radıyallahu Anh zamanında düzenlediler.

Sahabelerin, tabiinin ve tabeit tabinin katıldığı birçok seferden sonra İstanbul’u fethetmek, güzel komutan Fatih Sultan Muhammed Hana ve Onun güzel ordusuna nasip oldu.

Doğu Roma İmparatorluğunun ve Kayserin ülkesi Kostantiniyyenin fethedileceği asırlar önce Hendek savaşında Allah Resulü (S.A.V) tarafından müjdelenmişti.

Hendek savaşı öncesinde tam donanımlı Kureyş ordusuna karşı bir taraftan soğuk ve açlıkla imtihan edilen sahabe ve Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, bir taraftan da Medine’nin etrafı hendeklerle kazıyorlardı. Hendek kazılırken kırmakta zorlandıkları sert bir kayaya rastlayan Ashab durumu Allah Resulüne bildirdiklerinde Allah Resulü hemen hendeğe inmişti. Eline aldığı balyozu kayaya vurduğunda bir kıvılcım çıkmış ve şöyle buyurmuşlardı; “Bizans fetholundu.” Elindeki balyozu yeniden kayaya vurduğunda 2. kıvılcımın ardından Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuşlardı: “İran fethedildi.”

Allah Resülü Sallallahu Aleyhi ve Sellem birçok defa İstanbul’un fethini bizlere müjdelemişti. O hadislerden birisinde Allah Resülü şöyle buyurdular.

**“İstanbul elbette fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.”

Sultan Fatih, Allah Resulünün bu müjdesine daha çocukluğunda sevdalanmış, İstanbul’un fetih senaryoları ile meşgul olmuştu, Sultan Fatih, daha küçük yaşlardan itibaren sık sık Fetih suresini ve Fetih hadisini okurdu. Mükemmel bir eğitimle, Matematik, Geometri, Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam ve Tarih bilimleri tahsil eden Sultan Fatih, 32 yıl süren yönetimi boyunca ikisi imparatorluk, altısı prenslik, beşi de dukalık olmak üzere irili ufaklı 17 devletin topraklarını fethetmişti. Karadeniz’i, Ege’de bazı adaları ve Balkan yarımadasını ele geçirerek babası Sultan II. Murad’dan devraldığı Osmanlı Devleti’nin topraklarını 900 bin Km2’den 2 milyon 214 bin Km2’ye, yani iki buçuk misline çıkartmıştı.

Bizans’ın yıkılmaz diye övündüğü surları, o güne kadar görülmemiş atış tekniğine sahip heybetli toplar ile dövmüş, dünya tarihinde eşi görülmemiş askeri bir deha sonucunda karadan yürütülen gemilerle Bizans’ın kırılamaz zincirlerini aşmıştı. Böylece ordusunun başında müjdelenen kutlu fethe Allah’ın yardımıyla mazhar olmuştu.

Ancak Fatih sultan Muhammed Han’ın fethettiği ve uzun yıllar Osmanlı Hilafet’ine başkentlik yapan İstanbul 3 Mart 1924’te Hilafet’in kaldırılmasından beri işgal altında.

Evet, işgal altında diyorum, çünkü Hilafet devleti yıkıldıktan sonra her şeyimizi kaybettik.

İslam’ın şehri olan İslambol’un sadece ismi değil her şeyi değiştirildi. Dünyanın başkenti ve dünyanın yönetildiği yer artık İslambol değil…

Hilafet kaldırıldığı günden bugüne İstanbul ve tüm şehirlerimiz mahzun ve kederli…

Sultan Fatih’in kendi parası ile alarak vakıflaştırdığı ve ‘Ayasofya, kıyamete kadar cami olarak vakfedilmiştir. Vakıf şartlarını kim değiştirirse, Allâh’ın, meleklerin, bütün insanların lâneti onların üzerine olsun” dediği Fethin sembolü olan Ayasofya yıllardır ibadete kapalı.

Peki sadece Ayasofya mı mahzun ve kederli, Mescidi Aksa, Mescidi Nebevi, Mescidi haram… Aslında tüm mescitlerimiz mahzun ve kederli değil mi?

Asırlar önce Allah ve Resulüne karşı birleşen müşrikler gibi bugünde tüm kâfirler İslam’a ve Müslümanlara karşı birleştiler. Müslümanlar her zaman Allah Resülünün müjdelerine inandılar ve Onun verdiği müjdelerle fetihlerin gerçekleştirdiler.

Allah Rasul’ü sadece İstanbul’un fethini müjdelemedi.

Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem yeryüzünün tüm zulümlerinden sonra Nübüvvet minhacı üzere Raşid-i Hilafet Devletinin kurulacağını, İstanbul’un ve ardından Roma’nın da fethedileceğini de müjdeledi.

Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem Gasıp Yahudi varlığı İsrail ile savaşarak onları yok edeceğimizi ve yeryüzünün yeniden İslam’ın hakimiyetine girerek tüm hayırların üzerimize yağacağını da müjdeledi.

Bugün bizlerde Allah Resulünün Müjdeleriyle müjdelendik

O halde bugünün Fatihleri nerede? Nerede O müjde ile müjdelenmek isteyen Müslümanlar…

Bizlerde fatihler gibi bu fethin içinde yer almalı, Doğu Roma gibi, Batı uygarlığının da yıkılacağına ve bunun çok da uzak olmayan bir zamanda gerçekleşeceğine inanmalıyız ve bu yolda çalışmalıyız.

Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. Müşrikler istemese de dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O’dur. (Saf 8-9)

@musabayoglu