Bilindiği üzere Kur’an-ı Kerim İslâm’ın temel kaynaklarındandır. Asırlardır Kur’an-ı Kerim, Müslümanları cahiliyenin karanlıklarından İslâm’ın aydınlığına çıkaran kandil olmuş, tarih boyunca Müslümanlar Kur’an-ı Kerim’in nuru ile aydınlanmışlardır. Kur’an-ı Azîmuşşân Müslümanların kendisinden beslendikleri, kendisiyle hayat buldukları rahmet ve hayat membaı olmuştur.
Yine tarih boyunca İslâm ümmeti Kur’an’ın rehberliğinde, vahyin öncülüğünde Allah’ın razı olduğu izzet ve şeref dolu bir hayat sürmüş, yine Kur’an’dan aldığı ilhamla hayırlı ümmet, vasat ümmet, şahit ümmet, iyiliği emreden kötülükten nehyeden davet ehli ümmet ve dünya siyasetine yön veren lider ümmet olarak hayatını ikame etmiştir.
İslâm ümmeti, neredeyse bir asırdır Kur’an’ın rahmet ve hidayet mesajından uzaklaştı(rıldı)ğından bu yana Allah’ın razı olmadığı bir yaşamın esiri olmuştur. Evet, Kur’an’a bağlılığı zayıflayınca zihin dünyasına küfrün fasit fikirlerince pranga vurulmuş bir ümmet… Kur’an hükümleri rafa kaldırılınca rahmetten, şifadan, izzet ve şereften yoksun bir hayata mahkûm edilmiş bir ümmet… Kur’an’dan uzaklaştıkça, dünya liderliğini kaybeden, vahdeti paramparça olan bir ümmet…
Kısacası Kur’an zırhını kuşanmakta zafiyet gösteren Müslümanlar, Batı’nın enjekte ettiği gayri İslâmî fikirlerin ve hayatın etkisinde yaşamaya terk edilmiştir.
Ne var ki Müslümanların tarihte olduğu gibi yeniden izzetli günlere, dünya liderliğine ve her şeyden öte Allah’ın razı olduğu bir hayata kavuşmaları ancak vahyin rehberliğiyle, Kur’an’a olan bağlılıkla mümkündür. Rasulullah efendimiz şöyle buyurmaktadır:
[عن عمر بن الخطاب رضي الله عنه: أن النبي قال: إن اللهَ يَرفعُ بهذا الكِتابِ أقْواماً ويَضَعُ به آخَرِينَ] “Ömer b. el-Hattab RadiyAllahu Anh’tan rivayet edilen bir hadise göre, Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: Allah bu Kur’an’la bazı kavimleri yükseltir, bazılarını da alçaltır.” [Muslim]
• Kur’an, hak ile batılı ayırt eden bir kitaptır:
[شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓي اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ] “Ramazan ayı, içerisinde insanlar için hidayet rehberi, doğruyu gösteren açık belgeleri kapsayan ve hak ile batılı birbirinden ayıran kitap olarak Kur'an'ın indirilmiş olduğu aydır.” [Bakara Suresi 185]
• Kur’an öyle bir kitaptır ki en istikamet O’nunla bulunur:
[اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ] “Şüphesiz ki bu Kur’an, insanları en doğru ve en sağlam yola iletir.” [İsra Suresi 9]
• Kur’an öyle bir kitaptır ki kalpler ancak O’nunla arınır:
[اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَطْمَئِنُّ قُلُوبُهُمْ بِذِكْرِ اللّٰهِۜ اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ] “Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.” [Rad Suresi 28]
• Kur’an karanlıklardan aydınlığa çıkışın rehberidir:
[الٓـرٰ۠ كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ اِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ بِاِذْنِ رَبِّهِمْ اِلٰى صِرَاطِ الْعَز۪يزِ الْحَم۪يدِۙ] “Elif-lâm-râ. Bu, rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övgüye lâyık olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz kitaptır.” [İbrahim Suresi 1]
Kur’an; insanların sımsıkı bağlanıp kurtulacakları Allah Azze ve Celle’nin kopmayan, sağlam kulpudur…
Kur’an; insanları kula kulluktan, Allah’a kulluğa; kulların zulümlerinden, Allah’ın adaletli hükümlerine çıkaran adalet kaynağıdır…
Kur’an-ı Kerim öyle bir kitaptır ki şahsiyetler O’nunla inşa olur, gönüller O’nunla şifa bulur, zalim sultan karşısında diller O’nunla ıslanır. Cihad meydanlarında azimler O’nunla bilenir. Kalpler O’nunla mutmain olur. O, insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır, en doğru yola ulaştırır. Kur’an-ı Kerim’i kendisine rehber edinen yolunu asla kaybetmez. O’nunla düşünen Batı’nın ifsat edici fikirlerine meyletmez, tuzak kurucuların tuzağına düşmez. O’nunla konuşan doğru konuşur. O’nunla amel eden Cennet’e kavuşur. O’nunla hükmeden adaletle hükmeder ve yönetir. O’nu düşüncesinin kaynağı yapan haktan bir karış bile sapmaz.
İşte tarih boyunca Müslümanlar yukarıda belirttiğimiz gibiydi. Sanki onlar birer “yürüyen Kur’an” idiler. Ayetlerini iyice düşünüyorlar ve onların hakkını gözeterek okuyorlardı. Onlarla amel ediyorlar ve onlara davet ediyorlardı. Azap ayetleri onları tir tir titretiyor, rahmet ayetleri ise onların kalplerine esenlik veriyordu. Kur’an’a olan bağlılıkları her daim güçlü; kâfirlere karşı izzetli olmalarını sağlıyordu. Kısacası Allah’ın ayetlerini sadece ilmî konuların araştırıldığı kaynak değil, hayatın her alanına hükmeden ve her yönünü kuşatan bir rehber olarak görüyorlar ve bu doğrultuda hayatlarını inşa ediyorlardı. Bu yüzden de hem izzet bulup yeryüzünün efendileri oldular, hem de Allah’ın rızasına ulaştılar.
Kıymetli Kardeşlerim!
Haydin öyleyse; şimdi yeniden Kur’an ayı olan Ramazan’da değerlerimizden Kur’an’a bağlanma zamanı…
Bağlanalım ki;
- Şanlı tarihimizde olduğu gibi ayağa kalkıp bir avuç zalime had bildirelim…
- Yeniden Allah’ın hükümlerinin hâkim olduğu bir dünyada yaşayabilelim…
- İnsanlık için çıkartılmış en hayırlı ümmet olalım…
- Şahit ümmet olma vasfını hakkıyla yerine getirebilelim…
- Dünyaya yeniden yön veren güçlü ve lider ümmet olabilelim…
- Kâfirlere rağmen vahdet olalım, Rasulullah’ın sancağı etrafında toplanalım ve bir vücudun azaları gibi kenetlenelim.
- Dün Sasani topraklarında, Rumların diyarında, Bizans’ın surlarında Kelime-i Tevhid sancağını dalgalandırdığımız gibi yakın gelecekte de sömürgeci kâfirlerin şaşalı saraylarında dalgalandıralım…
- Mazlumlara umut, binlerce kilometre öteden sömürgeci kâfirlerin yüreklerine korku salan bir ümmet olalım…
Allahu Teâlâ bizlere, Kur’an’a hakkıyla bağlanabilmeyi, O’nun hükümlerine teslim olmayı nasip etsin.
___
#DeğerlerineSarıl