Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü kabine toplantısı sonrası yaptığı son günlerin tartışma konusu “cumhuriyet” hakkında şöyle dedi: “Türkiye’nin rejimiyle ilgili tereddütler 29 Ekim 1923'te 'Yaşasın Cumhuriyet' nidaları eşliğinde bitmiş bir tartışmadır.”
Bilakis cumhuriyet rejiminin tartışmaya kapalı değil açık olduğu hem vakıası itibariyle yani aklen hem de şer’an sabittir.
Vakıası itibariyle cumhuriyet rejimi iflas etmiştir. Cumhuriyet rejiminin gölgesinde;
İnancını, değerlerini yitirmiş yaşama gayesi ve ideali olmayan bir gençlik yetişiyor.
Laik cumhuriyet eğitim sistemi ile tertemiz genç zihinler kirletiliyor.
Ekonomik istikrarsızlık hayatları zorlaştırıyor.
Aileler paramparça, toplum gün be gün ateş çukuruna sürükleniyor.
Kısacası Allah’a isyankâr bir toplum; cumhuriyetin eseridir.
Vakıa tüm ihtişamıyla cumhuriyet rejiminin iflasını haykırıyor.
Şer’an ise cumhuriyet tartışmaya kapatılması gereken değil bilakis karşı çıkılması gereken rejimdir.
Zira, “tartışmaya kapalıdır” denilen cumhuriyet rejiminin temelini, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” ilkesi oluşturmaktadır. Cumhuriyet rejiminde egemenlik olgusu, gücünü ve kaynağını halktan almaktadır. Hiç kuşkusuz Müslümanların nazarında yasamanın/egemenliğin yegâne kaynağı/hâkimi, Allah Azze ve Celle’dir. Yani Şârî’dir.
Peki, şeriat koyucu Rabbimizin egemenliğinin yok sayıldığı bir rejim, nasıl olur da Müslümanlar için tartışma konusu olmaktan çıkabilir?
Biz Müslümanız. Dinimiz İslam’dır. İslam ise birilerinin sinsi öğretilerinde olduğu gibi “sadece ibadetlere ve vicdanlara mahpus, seküler bir din” değil, bilakis hayatın tamamını kuşatıcı çözümleri olan bir “hayat nizamı”dır!
Peki, nasıl olur da “vicdanlara ve mabetlere hapsedilen seküler din” mefkuresine, Müslüman razı gelebilir?
Nasıl olur da Müslüman için seküler din anlayışının garantörü, cumhuriyet ile barışık olabilir?
“Cumhuriyet rejiminin bitmiş bir tartışma” olduğu sözü; heva ve arzuların bir ürünüdür. Allah’tan başkalarını memnun etmek saikiyle söylenmiş bir sözdür.
Ancak alternatif rejimin varlığı ve olması gerektiği konusu, şer’i nasların haber verdiği bir gerçekliktir. İşte o gerçeklik; Hilâfet’tir!
İslam’ın yönetim nizamının adıdır, Hilâfet! İşte Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in sözü:
“Sonra da nübüvvet minhâcı üzere [Râşidî] Hilâfet olacaktır.”
İnancımızın gereği olarak cumhuriyet rejimi bizim zaviyemizden tartışma konusu olmaya devam edecektir. Razı gelmedik, gelmeyeceğiz! Bize yönetim olarak Râşidî Hilâfet, hayat nizamı olarak İslam ve yardımcı olarak Allah Subhanehu ve Teâlâ yeter.