Son birkaç aydır Azerbaycan-Ermenistan cephesi, gerginliğin yeniden tırmandığı, karşılıklı küçük çaplı çatışmaların yaşandığı gelişmelere sahne oluyor. 2020 yılının Eylül ayında başlayan ve 10 Ekim 2020’de Rusya’nın arabuluculuğunda imzalanan ateşkes ile sona eren çatışmalarda Azerbaycan ordusu Ermeni işgalcileri hezimete uğratmış, Dağlık Karabağ bölgesi hariç topraklarının çoğunu geri almıştı. Böylece Azerbaycan, 2016 yılında meydana gelen ve herhangi bir toprak değişiminin yaşanmadığı çatışmaları saymazsak, 1988-1993 yılları arasında Ermenistan’ın Rusya’nın yardımıyla işgal ettiği 18 bin km2’lik toprağın 13 bin km2’sini geri almış oldu. Yaklaşık 4 bin 800 km2’ye tekabül eden Karabağ bölgesi ise hâlâ Ermeni işgali altında.
Bu savaşta dikkat çeken en önemli şey; 3 gün gibi kısa bir sürede Ermeni işgali altındaki toprakların büyük kısmını geri alan Azerbaycan ordusu, istese Dağlık Karabağ’ı da çok kolay ele geçirebilecekken İlham Aliyev’in talimatıyla savaşı durdurdu ve Rusya’nın ateşkes planına razı oldu. İşte bu durum Azerbaycan’ın tıpkı Ermenistan gibi kendi iradesiyle hareket etmekten aciz olduğunu, ne savaşın ne de barışın kararını verenin kendisi olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla gerginliğin nedenini anlayabilmek için gözlerimizi büyük sömürgeci güçlere, onların güney Kafkasya’daki emelleri ve pozisyonları üzerine çevirmemiz gerekiyor.
Dikkatlice baktığımızda; Azerbaycan-Ermenistan çatışması özelinde güney Kafkasya’da yaşanan bu hareketliliğin Rusya-Ukrayna savaşının doğurduğu yeni jeopolitik ile yakından ilgili olduğunu görmekteyiz. Zira ikinci yılına yaklaşan Rusya-Ukrayna savaşı, uluslararası siyasette birçok yeni gelişmeyi beraberinde getirdi. Avrupa sahnesi değiştiği gibi Afrika sahnesi de değişti. Çin, Ukrayna’da yaşadığı hezimete şahit olduktan sonra Rusya’ya vermeyi taahhüt ettiği desteğini geri çekerek tarafsızlık politikasını benimsedi. Hatta uluslararası oylamalarda Rusya’nın aleyhine sayılabilecek kararlara imza attı. Zira Amerika onu, Tayvan ile tehdit etti ve Rusya ile yardımlaşmaması için ciddi biçimde uyardı.
Avrupa ülkeleri, Rusya korkusuyla NATO’ya aidiyetlerini güçlendirerek, güvenliklerini Amerika’nın aldatıcı liderliğine emanet ettiler. Karşılıklı yaptırımlar nedeniyle Rusya’dan Avrupa’ya gaz akışı kesildiği için AB ülkeleri dört katı daha fazla fiyattan Amerika’nın kaya gazını satın almaya mecbur oldular ve birçok yönden ABD’nin tahakkümü altına girdiler.
Özellikle Rusya, bataklığa saplandığı Ukrayna işgali nedeniyle savaşın en çok kaybedeni olarak kırmızı çizgilerini koruyamayacak hale geldi. Hem Orta Asya’da hem de Kafkasya’da artık Rusya’nın kurucusu ve lideri olduğu Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’ne (KGAÖ) alternatif olması için yeni güvenlik ilişkileri konuşulmaya başladı bile. Keza ekonomik ilişkiler de aynı şekilde. Tabiri caizse Rusya, ön bahçesi Ukrayna ile meşgul olurken siyasi ahmaklığından faydalanarak onu bu savaşa sürükleyen Amerika, arka bahçesini kaşımaya ve oraya yerleşmeye çalışıyor.
Bunun alametleri özellikle iki noktada somut şekilde görülmektedir:
Birincisi: Ermenistan rejimindeki siyasi paradigma değişikliği.
İkincisi: Türkiye’nin daha önceki çatışma süreçlerinden farklı olarak Azerbaycan’a aktif askeri destek vermesi.
Önce Ermenistan cephesinden başlayalım.
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 23 Mayıs 2023 tarihinde Erivan’da düzenlediği basın toplantısında “Bölgedeki güvenlik sisteminin işlemediğini gördüğümüz için Batılı ortaklarımızla güvenlik konularını görüşmeye başladık.” dedi.1 Paşinyan aynı toplantıda, Ermenistan’ın Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nden (KGAÖ) çıkma kararını, eğer bu örgüt sorumluluklarını yerine getirmediği takdirde dışlamadığını söyledi. Devamında ise; Azerbaycan'la yoğun diyalog vasıtasıyla barış anlaşması imzalayabileceğini, barış anlaşması taslak metnine de Washington'da üzerinde anlaşılan konuların yansıtılması gerektiğini söyledi. Paşinyan, 3 Eylül’de yaptığı açıklamada ise “Ermenistan'ın güvenlik için yalnızca Rusya'ya bağlı olmasının stratejik bir hata olduğunu, Rusya'nın Ukrayna savaşı nedeniyle istese bile Ermenistan'ın güvenlik ihtiyaçlarını karşılayamayacağını” söyledi. 2
Paşinyan’ın Amerika’ya yakınlaşma arzusu, sadece bu açıklamalar ile sınırlı değil. Zira Azerbaycan karşısında başarısız olduğu için 10 Mart 2021’de Rus yanlısı Genelkurmay Başkanı Onik Gasparyan'ı görevden almıştı. Paşinyan, yakın zaman önce de yine Rus yanlısı olan 6 üst düzey komutanı görevden aldı.
Tüm bunlara, Amerika ile Ermenistan arasında 12 Eylül’de başlayan ve 20 Eylül’e kadar sürecek olan ortak askerî tatbikatı ve NATO'nun Avrupa Genişleme Komitesi Başkanı Gunther Fehlinger’in Ermenistan’ı NATO’ya katılmaya, Amerika’yı da Ermenistan’ı korumaya davet etmesini3 eklediğimizde, Amerika’nın Ermenistan’ı Rusya’dan kopartmak için güney Kafkasya’yı kaşıdığı aşikâr olmaktadır.
Geriye şu soru kalıyor: Amerika bu hamleleri hangi ülke veya ülkeler üzerinden gerçekleştiriyor? İşte burada ikinci nokta olarak bahsettiğimiz; Türkiye’nin rolü devreye giriyor. Türkiye daha önceki çatışma süreçlerinden tamamen farklı olarak son çatışmalarda Azerbaycan’a aktif askerî destek verdi. Bu destek hem İHA, SİHA vb. gibi önemli silah yardımını kapsıyor hem de savaşı yönetmek için Türk subaylarının stratejik ve taktiksel desteğini kapsıyor. Böylece Türkiye ve Amerika’nın desteğini arkasına alan Azerbaycan, Ermenistan’a karşı askerî operasyon başlatarak hem topraklarını geri alıyor hem de güvenlik korkusu yaşayan Ermenistan’ı, Rus prangasından kurtulması için Amerika’nın kucağına itiyor. -Yazının başında belirttiğim gibi- eğer Azerbaycan bu savaşı kendi iradesiyle başlatmış olsaydı, Dağlık Karabağ’ı da işgalden kurtarırdı. Ancak Rusya’nın hışmından korktuğu için savaşı durdurdu ve Amerika’nın, şartlar olgunlaştığında Türkiye üzerinden vereceği yeni talimatları beklemeye koyuldu.
Benim bu yazıyı yazdığım saatlerde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’a yönelik başlattığı “antiterör” operasyonu, şartların olgunlaşması şeklinde anlaşılabilir. Operasyon sonrası oluşacak yeni siyasi süreçte Rusya’dan ziyade Türkiye ve Amerika’nın belirleyici olması kuvvetle muhtemeldir.
Tam da bu noktada Ermenistan Ulusal Meclis Başkanı Alen Simonyan’ın, “Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünü tanıyorum. Ermenistan Cumhuriyeti'nin Azerbaycan'a karşı bir toprak talebi yoktur. Bu bölgede barışın tesis edilmesi Türkiye olmadan mümkün değil.”4 sözlerini not etmek gerekir.
Aynı şekilde Türkiye, Azerbaycan’ı gerçekten kardeş olarak görüp İslam ve kardeşlik şuuruyla Ermeni işgalcisine karşı hareket etmiş olsaydı, 2009 yılında Azerbaycan’ın karşı çıkması ve kınamasına rağmen Ermenistan ile sınırların açılmasını kapsayan fakat Karabağ işgaline hiç değinmeyen dostluk anlaşmasını imzalamazdı. Ama Erdoğan hükümeti, Amerika’nın teşvikiyle bu adımı attı. Çünkü o tarihlerde Amerika, Türkiye üzerinden Ermenistan’a sızmak istiyordu. Fakat Rusya’nın baskısıyla Ermenistan hükümeti 2018 yılında bu anlaşmayı iptal edince ABD’nin planı gerçekleşmedi. ABD bu kez, Rusya’nın Ukrayna’da batağa saplandığı bir ortamda Türkiye’nin aktif desteği eşliğinde Azerbaycan üzerinden baskı kurarak Ermenistan’a sızmaya çalışıyor.
Sonuç olarak; Güney Kafkasya bir ekonomik pazar ve güvenlik hattı olarak büyük devlet pozisyonunu korumaya çalışan Rusya için hayati önemdedir. Diğer taraftan Azerbaycan ve petrolleri, bunların boru hatlarıyla Türkiye’ye ve Avrupa’ya transferi, Rusya’yı kontrol etme siyaseti güden ABD için stratejik önemdedir. Ancak İslami beldelerin özgürlüğü, İslam ümmeti için her şeyden daha önemlidir.
Zira Azerbaycan, Müslüman bir ülkedir ve halkının çoğunluğu Müslümandır. Üçüncü Râşidî Halife Osman b. Affan RadiyAllahu Anh döneminde Azerbaycan, Ermenistan’la birlikte fethedilmiştir. Fakat rejimi, sekülerdir. Dini devletten ve toplumdan dışlayan eski komünist rejimin bir uzantısıdır. Dolayısıyla Azerbaycan toprakları, Ermeni işgalinden, Amerika ya da Rusya’nın pençesinden mutlaka kurtarılmalıdır. Fakat milliyetçi duygular ve ucuz siyasi hesaplar uğruna değil; İslam toprağı olduğu ve İslam ile hükmedilmesi gerektiği için!
________________
Euronews, 23/05/2023, Ermenistan Başbakanı Rusya öncülüğündeki askeri ittifaktan ayrılabileceği tehdidinde bulundu ↩
Euronews, 03/09/2023, Paşinyan: Ermenistan’ın güvenlik için yalnızca Rusya’ya bağlı olması stratejik bir hata ↩
Ensonhaber.com, Ermenistan Başbakanı Paşinyan’a çağrı: NATO’ya katılın ↩
Ensonhaber.com, Ermenistan Ulusal Meclis Başkanı Simonyan Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanıyorum ↩