Müslüman, İslami bir şahsiyete sahip olmakla yükümlüdür. İnsanoğlu her ne kadar Allah-u Teâlâ ile yaptığı anlaşmayı unutmuş olsa da aslında sadece Müslümanlar değil tüm insanlık bu yükümlülük altındadır. İslami şahsiyet, nefsiyet ve zihniyetin İslami olması ile oluşur. Nefsiyet ve zihniyet İslami olduğu vakit ameller/davranışlar da İslami olur. Şayet davranışları, konuşması, yeme içmesi, giyinmesi İslami değilse o vakit zihniyetinde veya nefsiyetinde veyahut da her ikisinde problem var demektir.
İslami bir kimliğe sahip olan herkes bulunduğu her ortamda sorumluluklarının bilincinde olmalıdır. Bu sanal alem olsa dahi kimliğini, şahsiyetini unutmadan hareket etmelidir. Reel alemde yapılan bir hata, işlenen bir haram veya yapılan bir iyilik, bir ecir, nasıl ki amel defterine yazılıyorsa, aynı şekilde sanal alemde de geçerlidir. Örneğin reel alemde nasıl ki dedikodu yapmak, insanları rencide etmek, küfür etmek, yalan söylemek, kibirlenmek haram ise bu sanal alemde de geçerlidir. Yine nasıl ki iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak, insanları hayra davet etmek reel alemde farz ise bu sanal alemde de geçerlidir. Sanal alemde kardeşin açık bir haram işliyorsa, burası ne de olsa sanal alem deyip görmezden gelmek, nasihatte bulunmamak, yaptığının İslam’a ters olduğunu söylememek doğru değildir. Unutmayalım ki, reel hayatta haram olan her şey sanal alemde de haramdır. İkisini birbirinden ayırmak son derece yanlış ve tehlikelidir.
İnsanlar en çok nerelerde vakit geçirir diye sorsak bu sorusunun cevabına kiminiz alışveriş merkezlerinde, kiminiz kafeteryalarda, kiminiz camilerde diyecektir. Vereceğiniz cevap ne olursa olsun oralarda bulduğumuz, gördüğümüz insanlar dahi sanal alemde aslında. Öyle ki iş yerlerinde insanlar iş esnasında bir fırsatını bulup hemen sanal aleme girmekteler. Yolda yürüyen insanlara bakın üç kişiden ikisinin elinde mutlaka telefon göreceksinizdir. Bu birçok insanda adeta bağımlılık seviyesine ulaşmış bir alışkanlık haline gelmiştir.
Nüfusu 85 milyon olan Türkiye’de 70 milyona yakın sosyal medya kullanıcısı olduğunu biliyor muydunuz? Data Reportal’ın “Dijital 2022: Türkiye” raporuna göre, Türkiye’de 68,90 milyon kişinin sosyal medya kullandığı belirtilirken bunların toplam nüfusun yüzde 80,8’ine eşit olduğu bilgisi paylaşıldı. Ayrıca Türkiye’deki sosyal medya kullanıcılarının 2021 ile 2022 yılları arasında 8,9 milyon (yüzde 14,8) oranında arttığının altı çizildi ve bu rakamlar gün geçtikçe artmakta. Yani sosyal medya kullanımı çocukluk yaşına inmiş vaziyette.
Bundan belki de 20 sene önce sanal alemin hayatımızda pek bir önemi yoktu fakat bugün yediden yetmişe insanların sanal alemi kullanmaları ve günün belki de yarısından fazlasını sanal alemde geçirmiş olmaları durumun ciddiyetini göstermektedir. Teknoloji öyle bir noktaya gelmiştir ki komşumuzun yüzünü dahi dışarda bir kere göremezken sanal alemde tüm hayatını izlemekteyiz.
Madem ki sanal alem hayatımızın bir parçası oldu o halde Müslüman olarak bu teknolojiyi doğru bir şekilde kullanıp onu hayra çevirmeliyiz. Sanal alemde yapılan işler çok küçümseniyor olabilir fakat yazdığınız bir yazı, yaptığınız bir yorum, paylaşım veya beğeni hanenize ecir veya günah olarak yazılabilir. Şayet hayırlı bir iş yapıyor veya hayırlı işlerin yayılması için destek oluyorsanız ecir, Allah-u Teâlâ’nın men ettiği bir fikrin yayılmasına destek oluyorsanız günah olarak yazılır.
Rasulullah şöyle buyurmaktadır; “Sakın hiçbir iyiliği küçük görme..” [Müslim]
Sosyal medyada paylaşılmış olan hayırlı bir ameli, fikri, makaleyi ve tefekkür oluşturacak güzel bir sözü beğenip paylaştığınız zaman, o paylaşımın belki de bugüne kadar hiç duymamış birisine ulaşmasına ve onun hayatını değiştirmeye vesile olacaksınızdır. Kim bilir belki de bu amel cennetteki makamınızı yükseltecektir. Küçük ve bizim nazarımızda basit bir paylaşımın bile bize getirilerinin ne kadar büyük olacağını bilemeyiz. O yüzden yapacağımız en ufak iyilikleri dahi küçük görmeyelim. İnsanlara bu güzel dinimizi yaymak için elimizden gelenin fazlasını yapalım. Bu başta kendi hayrımıza sonra da insanların hayrına olacaktır. O halde işe bu yazımızı paylaşmakla başlayalım. Ne kadar çok insana ulaşırsa, ne kadar çok kişi okur üzerine tefekkür ederse sizler de, ben de o kadar ecir alacağız inşaAllah. Öyleyse hayırda yarışmak için adımlarımızı sıklaştıralım ve Allah’ın (svt) vaat ettiği nimetlere doğru koşalım.
“Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Hayırlı işlerde birbirinizle yarışın. Nerede olursanız olun Allah sizi bir araya toplar, Allah şüphesiz her şeye Kadir'dir.” [Bakara 148]