Bugün 10 Kasım güne yine sirenlerle, yinelenen bağlılık mesajlarıyla, başlar öne eğik mecburi iki dakikalık saygı duruşlarıyla başladık. Topluma dayatılmış bu “milli yas” kimin ne için yaptığını bilmeden, düşünmeden yapageldiği bir ritüeller bütünü aslında.
Sevmeye ve saygı duymaya mecbur bırakıldığımız, küçük zihinlere koca koca ihanetlerin kahramanlık gibi gösterildiği bir illüzyon oluşturuldu. Gerçek ise; koskoca köklü bir devletin parça parça bölünmesi ve cetvelle çizilen sınırlar... Kaybettiğimiz değerlerin hiçleştirilmesi, devşirilmeye çalışılan savaş yorgunu büyük bir halkın üzerine uygulanan zalim inkılaplar...Halk sefaletten kırılırken uygar batı medeniyetine ayak uydurma gayretiyle düzenlenen balolar... Açlık ve yoksullukla boğuşan halktan ayrı olarak zevk ve sefa içinde sürülen bir hayat idi.
Sizler için 10 Kasım bir “Yas Günü” olabilir. İhanetin simgeleşmiş ismi için nasıl ömür bittiyse ilelebet payidar olacağını vaat ettiği bu kokuşmuş cumhuriyet sistemi de sona erecek. Çünkü dünün zihinlerine yas şiirleri nakşedilen çocukları, bugün nasıl bir izzeti ve cevheri kaybettiğinin farkına vardı. Dünün saygıyla sirenler eşliğinde tazim yaptırılan çocukları, bugün yalnız “Allah Azze ve Celle” huzurunda kıyam etmesi ve yalnız O’nun (svt) hükümleri karşısında eğilmesi gerektiğini idrak etti. İnsanlığı kalkındıran gerçek idealin ve önderin farkına vardı. Dayatılan “ata ve baba” söylemlerinden arınıp gerçek liderlerinin alemlere rahmet olan Hz. Muhammed (sav) olduğunun gerçekliğiyle yüzleşti.
Üzülün! Zira yas günleriniz artacak ve kıyamete kadar baki kalacak olan Hilafet Devleti kurulduğunda bu cahiliye sisteminin yasını daha çok tutacaksınız.