Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de 2002’de 2 bin 301 kişi intihar etti. Her geçen yıl bu rakamlarda ciddi artış görüldü. 2012 yılında vaka sayısı 3 binin üzerine çıkarken 2019 da ise 3 bin 406 kişiye ulaştı. Araştırmada, 2002-2019 yılları arasında toplamda 53 bin 425 kişinin intihar ederek yaşamına son verdiği ortaya kondu. Bu intiharların başlıca sebebi “geçim zorluğu” olarak belirlenirken devamında borçlar, işsizlik ve mobbing olarak sıralanmaktadır.
Elbette bunlar çok ciddi rakamlar ve bu rakamlara göre her gün yaklaşık 9 kişinin intihar ettiği ortaya çıkmaktadır. Bu durum insanların mevcut sistemden memnun olmadığını, sorunları ile baş etmenin yolunu bilmedikleri için çareyi intihar etmekte bulduklarını ortaya koymaktadır. Özellikle geçtiğimiz günlerde İstanbul Marmaray Metrosunda yaşanan olay, durumun çok daha vahim olduğunu göstermektedir. Bir genç trenin önüne atlayarak intihar ettikten sonra metronun kısa süreliğine çalışmaması orada büyük bir kalabalığa yol açtı. İntihar eden gence üzülmek yerine; “Marmaray’ın önüne biri atlamış kaç saattir gideceğimiz yere ulaşamıyoruz yollar kilit. İnsan ölürken de arkasındakileri düşünmeli ya” yorumlarında bulunanlar dahi oldu.
Bu sistem insanların hayatına son verecek kadar bıktırdığı gibi insanları duyarsız, umursamaz bireyler haline getirmektedir. İnsan fıtrat gereği ölmek değil yaşamak ister. İntihar girişiminde bulunmak fıtratına aykırıdır. Fakat insanların yaşadıkları haksızlık ve adaletsiz (ki bu ikisi de mevcut sistemde fazlasıyla var) onları psikolojik bunalıma sürüklemekte, kişiler sağlıklı düşünme yetisini kaybetmekte ve nihayetinde intihar ederek sorunlarından kurtulmaya çalışmaktadır.
Halkının akıl sağlığını korumakta dahi aciz olan bu sistem, ekonomik krizler, adaletsizlik, sosyal medya ve daha birçok argümanla yeni intiharların kapısını aralamaktadır.
İnsan elbetteki yaptığı amellerden sorumludur ve hesabını Rabbine verecektir. Fakat bu küfür düzenini savunan da, yöneten de en az onlar kadar sorumludur. Çünkü bu insanlar durduk yere bu duruma gelmediler ama bu duruma getirildiler. Kapitalist sistem can almaya, hayat karartmaya devam ediyor. Bu gidişata dur diyebilecek yegane güç İslam’dır. İslam’ın hayata hakim olmasıdır. Rabbimden dileğimiz Şanlı Devletimiz olan 2. Raşidi Hilafet’in biran önce kurulmasıdır. Zira kurtuluşumuzun tek yolu budur.!