Yahudi varlığı, İran’ın Şam’daki büyükelçilik yerleşkesinde yer alan konsolosluk binasına 1 Nisan’da hava saldırısı düzenlemişti. Saldırıda, İran Devrim Muhafızları Ordusundan 2’si general toplam 7 kişi öldürülmüştü.

Saldırı sonrası İran, Yahudi varlığının konsolosluk saldırısının ülkesinin topraklarına saldırı anlamına geldiğini ve misillemede bulunacaklarını duyurmuştu.

Saldırı üzerinden on üç gün geçmesine rağmen İran “İsrail’e” karşı yalnızca tehdit videoları yayınlarken dün gece insansız hava araçları, balistik ve seyir füzeleriyle saldırı başlattı. Saldırıda hiçbir yerleşim yeri ve askeri üs hedeflenmezken çoğu füze havada etkisiz hale getirildi.

Devlet televizyonuna konuşan İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bagheri , Devrim Muhafızları tarafından “İsrail’e” düzenlenen askeri operasyonun başarıyla tamamlandığını ve devamını hedeflemediklerini belirtti.

ABD’nin şımarık beslemesi “İsrail’in” 6 aydır Gazze’de yaptığı soykırım ve mezalim sonrası Müslüman bir ülkenin bu gasıp yerleşimcilere saldırı başlatması bizler için sevinç sebebi gibi görünse de ne yazık ki arka planda yapılan koalisyonlar bu durumun sevinç değil utanç vesilesi olduğunu gösteriyor. İran kurulduğu günden beri hiçbir zaman Amerika politikalarına aykırı hareket etmeyen bilakis “İsrail’in” güvenliği için bölgede ABD piyonu olan satılık bir devlettir.

Dünkü askeri operasyon daha önceki yıllarda da sergiledikleri piyeslerden bir pasajdır. Nitekim İran saldıracakları bilgisini ve saatini ABD'ye vermiş ve “İsrail’in” buna hazırlanmasını sağlamıştır. Bununla birlikte hiçbir zaiyat vermeden bir cevap vermiş ve güya şehitlerinin hesabını sormuştur.

3 Ocak 2020’de ABD Kasım Süleymani’yi öldürmüş ve İran buna yanıt olarak ABD’ye 14 füze atışı gerçekleştirmişti. O günkü ABD Başkanı Donald Trump’ın daha sonra verdiği demeçte, İran’ın kendilerini aradığını, 14 füzeyle saldırı gerçekleştireceklerini fakat hiçbirinin isabet etmeyeceği bilgisi ve iznini aldıklarını belirterek alay edercesine onları anladığını ve iç kamuoyunda sarsılan imajlarını tazelemek için yapılan bir oyun olduğunu tüm kameralar önünde açıklamıştı.

Bu günlerde sergilenen askeri operasyon ise, daha önce yaptıklarının bir benzeridir. Nitekim İran, “İsrail’e” bölgedeki en büyük yardımcı ve ABD’nin Müslümanlara karşı kullandığı uzak sopasıdır.

Eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedi Nejad da açıklamalarında ABD’ye Irak’ta, Afganistan’da ve Suriye’de yardımcı olduklarını itiraf etmişti.

Görünen o ki aşağılık ABD uşakları Arap rejimler, Müslüman halkların siyasi basiret ve hafızalarıyla alay etmekte. 6 Gün Savaşları’nda “İsrail’i” kahramanlaştırdıkları gibi şimdi de modası geçmiş bilindik senaryolarla Müslüman halkların gözlerini boyamaya çalışıyorlar.

Bu sahte kahramanların ve zalim devletlerin sonunu getirecek, ABD’den ve tüm Avrupa’dan bağımsız hareket eden, mazlumları kurtaracak ve koruyacak olan ikinci Raşidi Hilafet Devletidir. O şanlı devlet kurulduğunda yeryüzü zalimler için kir meydanı değil er meydanı olacaktır.