Nebi ve Resuller kendilerine tebliğ edilen dini insanlara ulaştırdıktan sonra görevini tamamlar ve Rabbine kavuşur. Zaman tebliğ edilen risaletin yavaş yavaş yozlaştırıldığını, insani çıkarlara kurban edildiğini göstermektedir. Bu fetret dönemlerinde insanlık ahlaki açıdan çöküntülerin en dibini yaşamaktadır. Sonra Allah (svt) kullarına rahmetini bir kez daha gösterir ve Nebi ya da Resul göndererek insanlara temizlenme, zulümden, küfürden arınma fırsatı verir. Bu fırsatı değerlendirenler kazanır, bu fırsatı elinin tersiyle itenler ise kaybetmeye mahkumdur. İşte hayat bu döngü içerisinde dönüp durur. Bazen güneş gibi aydınlık bazen gece gibi karanlık…
Elbette karanlığın da tonları vardır. Yaşadığımız dönem hangi açıdan bakarsanız bakın en karanlık tondadır. Çok ciddi bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayız. Hayat pahalılığı had safhada. Aldığımız bir ürünü ikinci defa aynı fiyata alamıyoruz. Enflasyon önlenemez bir şekilde yükselmeye devam ediyor. Tek derdimiz işte bu enflasyon ve hayat pahalılığı… Ancak tek sorunun ekonomik sorun olduğunu düşünsek de çok daha önemli bir sorunumuz var!
Ekonomik krizden önce, yaşanan ve yavaş yavaş ilerleyen tüm toplumu kuşatan ahlaki bir kriz var. Özellikle gençlerimizde haya, saygı, edep, sevgi gibi İslam’ın çok önem verdiği duygular tamamen yok olmuş durumda.
Çocuklarımız okulda aldıkları eğitim, internet ortamında öğrendikleri veya toplumdan etkilendikleri fikirlerden dolayı Rablerini unutmuş ve ateizm bataklığına saplanmış vaziyetteler. Şer’i hükümlerden uzaklaşmaktan bahsetmiyorum, dinden dönmeden yani Allah’ı (svt) inkar etmekten bahsediyorum. Eskiden ateizm ne demek kimse bilmezken, ateist bir kişi delirmiş biri olarak görülürken bugün 20 yaş altı Z kuşağı diye adlandırılan gençlerin %28.5’i kendisini inançsız olarak tarif etmektedir.
Artık %99’u Müslüman bir ülkemiz yok maalesef. Her üç gençten biri ateist! Yani dinsiz! Yani Allah diye bir şey yok diyor. Ahiret, cennet cehennem diye bir şey yok diyor. Rakamlar durumun ne kadar vahim olduğunu göstermektedir.
İşte böyle dinsiz, imansız yetişen gençler için uyuşturucu, kumar, eşcinsellik artık normal karşılanmakta ve yaygınlaşmaktadır.
Cerrah Paşa Tıp Fakültesine 5 bin kişinin cinsiyet değiştirmek için başvurduğunu biliyor muydunuz? Türkiye’de, yani bizim topraklarımızda yılda bin kişi cinsiyet değiştiriyor. Cinsiyet değiştiren insanlar mesleklerine devam etmekteler. Öğretmen ise öğretmenliğe, doktorsa doktorluğa… Bu insanlar bizim içimizde, bizimle birlikte yaşamaktalar. Kim bilebilir çocuğumuzun öğretmeni belki de bir eşcinsel. Ya da cinsiyet değiştirmiş biri olabilir. Ne kadar korkunç bir durum değil mi? Daha da korkuncu bu ahlaksızlığın normalleşmesi ve her geçen gün daha da artmasıdır.
Evlatlarımızı yavaş yavaş kaybediyoruz. Ellerimizden kayıp gidiyorlar. Sadece evlatlarımızı değil gün geçtikçe tüm değerlerimizi kaybediyoruz. Ve tüm bunlar Müslüman kişilerin yönetimde olduğu bir zaman diliminde gerçekleşti, gerçekleşiyor. Son 20 yıldır Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız namaz kılıyor, eşleri başörtülü, bakanlarımız ve milletvekilleri de aynı şekilde. Ama bu yok oluş son 20 yılda gerilemedi bilakis hızlandı. Dindar bir nesil yetişmedi. Açılan İmam-hatipler fayda sağlamadı. Son 20 yılda elbette iyi şeyler sayabiliriz ama kötü olanların daha fazla olduğu da ortadadır.
Peki bunun sebebi nedir? Neden bugün bu durumdayız. Bunun en büyük sebebi elbette İslamî hükümler ile yöneten bir devletimizin olmayışından dolayıdır. Yani iktidarda kimin olduğu önemli değil! Devletin ne ile yönetildiği, nasıl bir sistem ile yönetildiği önemlidir. Bu laik sistemi kim işletirse işletsin gençliğimizi yok etmekte ve onları ahlaksızlık girdabına sürüklemektedir.
Peki ne yapacağız? Nasıl bu kötü gidişata dur diyeceğiz. En azından kendimizi ve ailemizi bu ahlaksızlıktan nasıl koruyacağız?
Girişte bahsettiğimiz döngüde karanlık zamanı yaşadığımız muhakkak. İnsanlığı bu karanlıktan kurtarıp aydınlığa kavuşturacak olan Nebi ve Resul de gelmeyecek artık. Ancak sünnetullah değişmeksizin devam ediyor. Karanlığın ardından şafak doğacak sabahı müjdelemektedir. Toplumu karanlıklardan, ahlaksızlıklardan, zulümden, ekonomik krizlerden kurtaracak olan Raşidi Hilafet Devletinden başkası değildir.