Yusuf Kaplan’dan Sisi ve Esed İle “Normalleşme” Girişimlerine Güzelleme
20 Ağustos 2022

Yusuf Kaplan’dan Sisi ve Esed İle “Normalleşme” Girişimlerine Güzelleme

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

İslami söylemleriyle tanınan gazeteci Yusuf Kaplan, pragmatist fikirleri öne çıkarıp, AK Parti'nin İslam düşmanı ve Müslümanların katili Sisi ve Esed ile normalleşme girişimlerini öven “Suriye ve Mısır’la İlişkilerde Kurt Kapanı’nı Bozmak!” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Yeni Şafak’taki yazısının başında Esed rejimini ayağa kaldırmak için kurulan “AstanaÜçlüsü”nün içinde yer alan Türkiye’nin muhalefetin güvenini kazanmak ve rejim ile savaşmaktan uzaklaştırarak devrimi hedefinden saptırmak için Esed rejimi ile ilişkileri koparmasını gerçeklikten kopuk bir şekilde ahlâki bir tavır olarak niteleyen Yusuf Kaplan, “Türkiye’nin tavrı, çok ahlaklı bir tavır. Ahlâklı bir dünyada yaşıyor olsak, dünya-ahiret gerçekte hak, hukuk, adalet hükümferma olsa, Türkiye’nin bu ahlâklı tavrı anlamlı olurdu. O yüzden Türkiye’nin bu tavrı, ahlâksız bir dünyada takdir edilmesi gereken ahlâklı bir tavır. Ama pek çok bakımdan yanlışları olan bir tavır. Bize pahalıya patlayan bir tavır.” ifadelerine yer verdi.

Ankara’nın siyasi konjonktürüne eğilimli ve kapitalizmin temel fikri pragmatizme uygun yazısında Kaplan, Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için başlatılan girişimleri, “Türkiye’nin Suriye üzerinden geliştirdiği ahlaklı ama yanlış politika Türkiye’ye azımsanmayacak bir bedel ödetti. Türkiye’nin Türkiye’ye pahalıya patlayan bu politikadan daha fazla geç olmadan dönmesi gerekiyordu. Yaklaşık iki yıldır bunun alt yapısı hazırlandı: Türkiye özellikle Rusya üzerinden Suriye yönetimi ile diplomatik ilişkilerini güçlendirdi ve Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin hâl yoluna konulmasını sağlayacak makul bir takvim hazırlandı.” ifadeleriyle övüyor.

Sosyal medyada gençlere nasihat ettiği İslami fikirlerden uzaktan yakından alakası bulunmayan yazısında Kaplan, “Oysa Suriye’de Türkiye tuzak kurulmuştu. Tıpkı yüz yıl önceki gibi Osmanlı’yı tarihten uzaklaştıran Birinci Dünya Savaşı’na bir tuzakla girişimiz gibi Türkiye de 100 yıl sonra Türkiye’yi karanlık bir kuyunun içine fırlatan yeni bir tuzak kurulmuştu.” ifadeleriyle de Osmanlı benzetmesini yazısına eklemeyi de ihmal etmedi.

“Türkiye büyük düşünmek zorunda” ve “Bölgenin istikrarının bozulması, Türkiye’nin güvenliğinin, dolayısıyla bağımsızlığının tehlikeye girmesine yol açacaktır” ifadeleriyle bir milyon Müslümanın katili Esed rejimi ile görüşülmesine meşru bir kılıf bulma çabası içine giren Kaplan, Esed ile ilişkilerde de tıpkı Müslümanları katletmesini ve Filistin topraklarını işgal etmesini izleyip “İsrail”i kınayarak geçiştirdiği aciz politikayı benimsemesini, “Türkiye’nin zalim Suriye rejimini ve katliamlarını her daim kınaması, mümkünse engellemeye çalışması, izlemesi gereken en makul strateji idi” ifadeleriyle nasihat ediyor.

Ayrıca bölgede ABD’nin bir dediğini iki etmeyen Mısır halkının başına çöreklenmiş binlerce Müslümanın katili Sisi rejimi ile “normalleşme” girişimlerini, “Bendeniz Türkiye’nin Mısır politikasının da başından itibaren yanlış olduğunu söyleyip durdum. Mısır, Türkiye’den sonra bölgenin kaderini şekillendirilmesinde kilit rol oynayacak ikinci ülke..

Türkiye Mısır ilişkilerinin bozulması demek bölgeye hem emperyalistlerin, hem terör örgütlerinin yerleşmesi ve bölge ülkelerinin bağımsızlıklarının fiilen buharlaşması demek” ifadelerinin geçtiği satırlarla savundu.

Zor zamanlarda öne çıkarak hakkı tavsiye edip, sırat-ı müstakim üzere yürünmesi gerektiğini nasihat edecek İslami hassasiyet sahip Yusuf Kaplan’ın cani rejimlere menfaat uğruna meşruiyet kazandıran Allah’ın rızasından uzak bu kirli siyasete daha fazla alet olmayacağını umuyoruz.