Hizb-ut tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 28 Mart 2023 Salı günü gerçekleştirdiği “Gündem Değerlendirme” toplantısında, Türkiye’deki siyasi partilerin durumu ele alındı. Toplantıda ayrıca deprem bölgesindeki son durum ile iktidarın seçim yatırımları hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.
Toplantıda konuşan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, 14 Mayıs seçimlerinin yaklaşmasıyla siyasetin iyiden iyiye hareketlendiğini, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza toplayabilenlerin topladığını ‘bir oldu, bir olmadı, son dakikada ne olduysa oldu’ denilecek türden ittifaklar kurulduğunu söyledi.
Türkiye’de siyasetin doğru zeminde yapılmadığını ve ilkeler üzerine kurulmadığını vurgulayan Kar, şu ifadeleri kullandı: “Siyaset muayyen bir fikir, hedef ve ilkeler üzerinde yapılır. Siyasi Partiler sahip oldukları fikirleri belirledikleri metot yoluyla iktidara taşımaya, topluma hizmet etmeye ve toplumu kalkındırmaya çalışırlar. Siyasi Partilerin fikir metot ve projeleri parti tüzük ve parti programına yansır. Bu fikir partilerin kuruluşunun esasi unsuru ve mayasıdır. Siyasetçiler ya da partililer geçici olabilir kaim olan fikirdir normalde. Ancak ülkemizde siyaset daha çok liderler ve çıkarlar üzerinden yapılıyor. Türkiye’de siyaset; biz insanları hangi doğru fikir ile kalkındırırız düşüncesinden ziyade bize oy vermeleri için seçmeni nasıl kandırabiliriz, onlara ne vaat edersek bize oy verirler düşüncesi ile yapılıyor. Bu zihniyet iktidara ulaşmak veya koltuğu korumak için her yolu mübah görüyor.
Bu zihniyet siyaset için 24 saat uzun bir zamandır diyerek menfaat ve çıkar odaklı pazarlıkları meşrulaştırıyor. Şimdi siz söyleyin bu zihniyet ile kurulan partilere nasıl siyasi parti diyebiliriz? Bunlar olsa olsa tabela partileridir. Şahsi çıkar ve siyasi gelecek kaygısı ile pazarlık masalarına her daim kapısı açık olan ofislerdir. Bakınız, başkanlık sistemine geçilmesinin ardından getirilen 50 + 1 formülü devreye girdi. Bu formül ile küçük partiler pazarlık masasının aracı haline geldiler. İrili ufaklı Partilerin ittifak bloklarında oturdukları her masa pazarlık masasıdır. Eğer ki siyaset ilke ve değer üzerinden yapılsaydı böyle olur muydu? Şairin dediği gibi “baba katili ile baban bir safta” yer alır mıydı? Dün “haşa demokrasi ile mi yöneteceğiz” diyenler bugün demokrasi havarisi kesilebilir miydi? Hayat görüşünü milliyetçilik üzerine kuranlar, düne kadar birbirlerine kurşun sıkanlar bugün aynı ittifaka girebilir miydi? Eğer ilke ve değerler üzerine siyaset yapılsaydı, üç gün önce seçime bağımsız gireceğiz deyip, bir gün önce TV’lerde bu yönde açıklama yapıp ertesi gün tersi yapılabilir miydi? Türk milliyetçiliğinden dem vuranlar Kürt milliyetçiliğinin azılı savunucuları ile ortaklık kurabilir miydi?”
Konuşmasının sonunda demokratik sistemin ülkeye ve topluma kaybettirdiğine dikkat çeken Kar, sözlerini şöyle tamamladı: “Kıymetli Müslümanlar; bu kokuşmuş ve fasit sistem kendi içine aldığı herkesi kendisine benzetmektedir. Müslümanı, muhafazakârı, demokratı, milliyetçisi, liberali, sosyalisti ile işte hepsinin hali pürmelali orta... Siyasi partiler ve siyasetçiler böyle olunca da… ülkenin durumu her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Birileri makam ve mevki, birileri ihale, birileri itibar, birileri meşruiyet, birileri popülerlik kazanıyor olabilir. Ama kaybeden insanlarımız ve bu ülke oluyor.”
Konuşmanın tamamını toplantı videomuzdan izleyebilirsiniz.
#DemokrasiYalanÇözümİslam