Köklü Değişim Medya

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, siyasal İslam’ın Fransa Cumhuriyeti için bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Batılı Kâfirlerin “Siyasal İslam” dedikleri ve kendi bekaları için tehdit olarak gördükleri şey Müslümanların birliğini sağlayacak olan İslam’ın yönetim şekli Hilafet’tir.

Macron, Sarı Yelekler’in protestoları hakkında açıklamalarda bulundu. Macron konuşması sırasında siyasal İslam’ın Fransa Cumhuriyeti için bir tehdit oluşturduğunu da söyledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, “Siyasal İslam’ın her çeşidiyle, mezhepçilikle, cumhuriyetimizle bağı kesen her şeye karşı daha sert olacağız” dedi.

“Ulusal müzakere” toplantılarında laiklik meselesinin gündeme geldiğine işaret eden Macron, 1905 laiklik yasasının, etkili bir yasa olduğunu ve ülkede uygulanmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi.

Hilafetin 3 Mart 1924’te Türkiye’de kaldırılmasından sonra bir daha geri gelmemesi için birçok keskin devrimler yapıldı. Türkiye, kaldırdığı İslami yönetimin yerine Fransa’dan Kapitalizmin ürünü olan “laiklik” rejimini aldı.

Halk bu yeni düzeni kabul etmese de yöneticiler eliyle Müslüman Türkiye halkı üzerinde baskıyla uygulamaya devam edildi. Laik rejim her tehlikeye düştüğünde ordu tarafından darbeler yapılıp yönetime el konuldu, rejim korumaya alındı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ve diğer Batılı Kâfirlerin Siyasal İslam dedikleri ve kendi bekaları için tehdit olarak gördükleri şey İslam’ın yönetim şekli Hilafet’tir.

Muhafazakâr demokratik yönetimler Batı için bir tehdit değil, aksine Hilafet’e engel olmak için oluşturulan birer bariyerdir.

İnsanlık için Müslümanlar için gerçek tehdit, Batılı terörist devletler ve işbirlikçileridir. Toplumlar için gerçek tehdit, laiklik ve demokrasidir. Dünya’da insanlığın geldiği nokta bunun delilidir.

Hilafet, insanlık için bir umut, bir kurtuluştur. Yeniden insani değerlerin hak, hukuk, adalet, ahlak ve güvenliğin tesis edileceği İslam’ın yönetim sistemidir.

İslam coğrafyasında yeniden İslami yönetim talepleri yüksek bir sesle dile getirilmeye başlandı. İslam’ın siyasi otoritesini temsil eden Hilafet, Batılı Kâfirler ve yerli işbirlikçilerinin gözünde bir tehdit olarak görülmekte ve engellenmek için birçok yönteme başvurulmaktadır.