Küresel Sistem Çöküyor, Artık Hilafet Zamanı
05 Mart 2025

Küresel Sistem Çöküyor, Artık Hilafet Zamanı

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu'nun 04 Mart 2025 Salı günü düzenlediği Gündem Değerlendirme toplantısında, Hilafetin kaldırılışının 101. yıldönümü münasebetiyle İslam ümmetinin içinde bulunduğu durum ele alındı. Toplantıda ayrıca "Ramazan İstikamet Zamanı" başlıklı kampanyanın duyurusu yapılarak "Terörsüz Türkiye" süreci hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Hilafetin yıkılmasının üzerinden koca bir asır geçtiğini, İslam ümmetinin üç günden fazla halifesiz kalmasının caiz olmadığını, ancak tam 101 yıldır Müslümanların başında bir halife bulunmadığını hatırlatarak, bir asırdır Allah’ın hükümlerinin yeryüzünde tatbik edilmediğini; hangi İslam beldesine bakılsa zulüm ve ifsat, hangi yöneticiye bakılsa Allah’ın dinine nankörlük ve Müslümanlara karşı ihanet görüldüğünü söyledi.

Hilafetin kaldırıldığı 3 Mart 1924’ün Müslümanların kara günü olduğunu vurgulayan Kar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakınız, Hilafetin yokluğunda Müslümanlar öksüz ve yetimdir. Kendi öz yurtlarında zindan hayatı yaşıyorlar. Kendi topraklarında, ama düşmanlarının sistemleri ve siyasetleri ile yönetiliyorlar. Hâlbuki Hilafet varken dünyanın efendileriydiler. Bugün Gazze’yi satın alacağını söyleme cesareti gösteren küstah Trump’ın ülkesi ABD, 1795’te Akdeniz’e ticaret gemisi sokabilmek için Osmanlı Hilafet Devleti’ne vergi ödüyordu. Yanlış duymadınız, Hilafet varken o müstekbir ABD, Osmanlı’nın vergi mükellefiydi."

Evet, o kara günün üzerinden yüzyıl geçti. Kanlı yüzyıl… Bu yüzyılda nice toprak işgal edildi, nice canlara kıyıldı, nice namuslara el uzatıldı, nice servetler gasp edildi, nice aşağılanmalar yaşandı, nice acılar düğümlendi boğazlarda, nice kahırlar birikti yüreklerde… Sömürgeci Batı’nın işgalleri, katliamları hiç bitmedi… Ve Müslüman dünyayı zapt etmesi için kâfirlerin başımıza dikip besledikleri tiranların zulmü… Bu zalim rejimlerin zindanları açılınca, bu ümmetin neler çektiği açığa çıktı.”

"Hilafet fikri kıtaları dolaşarak ümmet içinde vücut buldu."

Fakat şimdi yas tutma zamanı olmadığını, bütün bunların İslam ümmetinin neleri kaybettiğini ve kaybettiklerini yeniden nasıl kazanacağını bilmesi için 3 Mart’ın hatırlanması gerektiğini dile getiren Kar, şunları kaydetti:

“İslam ümmeti, insanlar arasında çıkarılmış en hayırlı ümmettir. Ne kadar baskılanırsa baskılansın, asla eğilmeyen, asla boyun bükmeyen Muhammed (sav)’in ümmetidir. Bunun içindir ki, Hilafeti yıkanlar, onu Müslümanların kalbinden de silmek istediler ama silemediler. Şeyh Takiyyuddin en-Nebhani (rahmetullahi aleyh), Hizb-ut Tahrir’i kurarak bir çığır açtı. Yahudi mezalimi altındaki Filistin olmak üzere Müslümanların yaşadığı tüm sıkıntıların Hilafetin yokluğundan kaynaklandığını tespit etti. Hilafetin olmazsa olmaz farzların tacı olduğunu vurguladı ve bir dava haline getirdi. Hilafet fikri kıtaları dolaşarak ümmet içinde vücut buldu."

Mahmut Kar, 101 yıl önce kaldırılan Hilafet’in ümmetin bağrından sökülüp atılamadığını, kâfirlerin Hilafet fikrini engelleme, saptırma ve sindirme çabalarına rağmen Müslümanların onu yeniden tesis etmek için mücadeleye devam ettiğini; buna karşılık uluslararası küresel sistemin çöküşün eşiğinde olduğuna dikkat çekti.

"Şimdi, geleceği Hilafetle inşa etmenin zamanıdır!"

"Peki, bu liderlik kim olacak? Nereden çıkacak? Hangi ideoloji dünyayı bu krizden kurtaracak? ABD mi? Avrupa mı? Onlar zaten sorunun kaynağı değil mi?" sorularını yönelterek değerlendirmesini derinleştiren Kar, şu ifadelerle sözlerini tamamladı:

“Şimdi artık Raşidî Hilafetin zamanıdır! Vakti gelen fikir İslam’dır! Şimdi, geleceği Hilafetle inşa etmenin zamanıdır! Zira Müslüman coğrafya, kurulacak bu devleti, Hilafet’i süper güç yapacak tüm imkânlara sahiptir. Fas’tan Endonezya’ya kadar geniş bir coğrafyaya… Bu coğrafyada politik üstünlük sağlayacak avantajlara, paha biçilmez ekonomik kaynaklara, devasa insan kaynaklarına sahip. 2 milyar nüfusa, sadece silahaltında 17 milyon asker sayısına, çok kıymetli stratejik noktalara sahip. Bütün bu güç dinamiklerine sahip olan İslam ümmetinin tek eksiği ve ihtiyacı güçlü bir siyasi liderliktir. O liderlik hiç kuşkusuz, yeryüzünün en büyük kelimesini "La ilahe illallah Muhammedur Rasulullah" fikrinin, siyasetinin ve devletinin esası kılan İslam’ın Hilafet Devleti’dir. Artık ümmetin hayırlı evlatlarının onu yeniden kurmak için daha büyük bir şuurla hareket etmesi gerekmektedir. Zira 101 yıl önce kâfirler ve hainler eliyle yıkılan Hilafet, salih müminler eliyle yeniden kurulmayı bekliyor… Rabbimiz o devletin, Hilafet’in vaktini yakınlaştırsın."

Konuşmanın tamamını toplantı videosundan izleyebilirsiniz.

#YenidenHilafet