Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun, 14 Ekim 2025 Salı günü gerçekleştirdiği Gündem Değerlendirme Toplantısı’nda, ABD Başkanı Trump’ın işgalci Yahudi varlığına yaptığı ziyaret ve Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen sözde “Gazze Barış Zirvesi” ele alındı.
Toplantıda konuşan Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde gerçekleştirilen zirveye ilişkin olarak, “Bu toplantıyı zirve olarak değerlendirmek, bundan önce yapılan tüm zirvelere haksızlık olur. Buna, ABD Başkanı Trump’ın ucuz sömürgecilik şovu demek en doğrusu. Zira bu sözde zirvede ne diplomatik bir teamül ne devletlerarası bir örf ne de devlet adamı ciddiyeti vardı,” ifadeleriyle toplantının samimiyetsizliğini ve ciddiyetsizliğini vurguladı.
Konuşmasında Trump’ın üslubuna ve zirvedeki manzaraya dikkat çeken Kar, “Sahnenin ortasında sürekli kendisini öven küstah, kibirli bir adam; arkasında ve karşısında ise onu alkışlamak için dizilmiş kuklalar vardı. Gazze ve Ortadoğu gibi acılı ve çetrefilli meseleler Amerikan talkshow bayağılığında dünya kamuoyuna servis edildi,” diyerek yaşananları değerlendirdi.
"Siyasete, İslam'ın penceresinden, mümin ferasetiyle bakmalıyız"
Trump’ın yarım saatlik konuşmasında, Gazze halkının yaşadığı işgal ve soykırımı ağzına bile almamasını ve soykırımın suç ortağı olmasına rağmen kendisini barış adamı gibi sunmasını sert şekilde eleştiren Kar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Onun aşağılık karakterinden Müslümanların acısını hisseden bir tavır ortaya çıkmayacağını biliyorduk. Rabbimizin buyurduğu gibi biz, onun Yahudilerin dostu, İslam’ın ve Müslümanların düşmanı olduğuna iman ediyoruz. Siyasete de bu zaviyeden bakıyoruz. Ve böyle baktığımızda yani İslam penceresinden mümin ferasetiyle baktığımızda, o pis sırıtmaların, o balla karıştırılmış zehirli sözlerin arasında düşmanlık, tuzak ve aşağılama görüyoruz…”
Mahmut Kar, Trump’ın zirvede Müslüman ülke liderlerine yönelik övgülerinin aslında aşağılama anlamı taşıdığını belirterek yaşananları özetledi:
“Trump, Mısır ordusunun kendi uçağına eskortluk yapmak için altı savaş uçağı uçurmasını överken, ‘Bizden aldığınız uçaklarla bizi korudunuz’ diyerek Sisi’nin misyonunun ne olduğunu yüzüne çarptı. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’e kasıtlı olarak söz vererek bir kölenin efendisini övmesi gibi onun rezil yalanlarını dinledi. Sonra ‘Bu kadar övgüyü ben bile beklemiyorum’ diyerek onu aşağıladı. Irak hakkında ‘Çok ama çok fazla petrolleri var, ne yapacağımızı bilmiyoruz’ dedi. Aynı şekilde Birleşik Arap Emirlikleri başkan yardımcısına çok fazla ve sınırsız paralı olduğunu söyleyerek salyalarını akıttı.”
Daha sonra Trump’ın Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın rolüyle ilgili açıklamalarını değerlendiren Kar, şunları kaydetti:
“Trump sadece zengin Arap liderlerini övmedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da iltifatlarda bulundu, kendisine özel olarak teşekkür etti. Peki neden? Kâfir Trump neden her önemli meselede Erdoğan’a teşekkür ediyor? Çünkü Erdoğan Trump’ı ve ABD’yi hiçbir zaman yüz üstü bırakmamış, ABD ne zaman ihtiyaç duysa Türkiye hep yanında olmuş… ABD’nin yanında olmak ne demek? Küfrün, zulmün ve sömürünün yanında olmak değil mi?”
“Başkanları kim olursa olsun, ABD İslam’ın ve Müslümanların düşmanıdır. Onu dost edinmek, onunla müttefik olmak, onun yanında olmak yöneticiler için büyük bir utanç ve zillettir. Trump’ın peşinden giden rezil ve bedbaht olur. ABD ile örtünen çıplak ve açıkta kalır.”
"Raşidi Hilafeti kurmak için gece gündüz çalışmalıyız"
Konuşmasının sonunda Müslümanlara nasihatte bulunan Kar, sözlerini şöyle tamamladı:
“Aksa tufanının düşürdüğü maskelerden sonra dün Mısır’da yapılan bu rezil toplantı, bu yöneticilerin hiçbirinin ümmetin maslahatını benimsemediğini göstermiştir. Biz kendi devletimiz olan Raşidi Hilafeti kurmak için gece gündüz çalışmalıyız. Hilafet için çalışmak farzdır ve olmazsa olmazdır. Raşidi Hilafet devletinde egemenlik insana değil şeriata ait olacağı için siyasetimiz izzet ve kuvvetle yürüyecektir. İşgal, zulüm ve aşağılanma bizden uzak olacaktır. Halife İslam’ın devlet başkanıdır. Devlet başkanı seçilmek için bir şart da hür olmaktır. Hürriyetini kaybetmiş, bağımlı ve güdümlü kimseler ümmete asla yönetici olamazlar. Allah’ın izniyle o günler yakındır, o günler geldiğinde Gazze, Kudüs ve tüm ümmet özgürleşecektir.”
Konuşmanın tamamını toplantı videosundan izleyebilirsiniz.