Kapitalist Demokrasi: Dünya Nüfusunun Yüzde 1’i Servetin Üçte İkisine Sahip
16 Ocak 2023

Kapitalist Demokrasi: Dünya Nüfusunun Yüzde 1’i Servetin Üçte İkisine Sahip

Köklü Değişim Medya

Uluslararası insani yardım kuruluşu Oxfam’ın yayınladığı yeni raporda, dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesimi, 2020'den bu yana ortaya çıkan 42 trilyon dolarlık yeni global servetin yaklaşık üçte ikisini aldığını açıkladı.

Oxfam'ın Pazartesi günü yayınlanan “En Zenginlerin Hayatta Kalması” raporuna göre en zenginlerin aldığı pay, dünya nüfusunun en alttaki yüzde 99'unun aldığı miktarın neredeyse iki katı oldu.

Rapora göre milyarderlerin serveti günde 2,7 milyar dolar arttı. Bu da kişi başı saniyede 150 bin dolara denk geliyor.

Dünyaya egemen laik kapitalist demokratik nizam, dünyada düzeni bozarak çoğunluğu sefalete mahkûm ederken, bir avuç azınlığın ise zenginleştirmeye devam ediyor. Seçimlerde seçtiklerini destekleyerek halkın önüne çıkaran ve iktidara taşıyıp, istedikleri kanunları çıkartan azınlığın tahakkümündeki dünyada ekonomik krizler, savaşlar ve kaos hüküm sürüyor.

Oxfam, en iyi durumda olanların 2021'in sonuna kadar 26 trilyon dolar yeni serveti, kişisel servetlerine eklediğini söyledi.

Oxfam, dünyadaki multi-milyonerlere ve milyarderlere uygulanan yüzde 5'lik bir verginin yılda 1,7 trilyon dolar toplayabileceğini ve bunun 2 milyar insanı yoksulluktan kurtarmaya yeteceğini de ifade etti.

"Sıradan insanlar yemek gibi temel ihtiyaçlar için günlük fedakarlıklar yaparken, süper zenginler en çılgın hayallerini bile aştılar" diyen Oxfam International'ın Yönetici Direktörü Gabriela Bucher, "sadece iki yıl içinde, bu on yıl milyarderler için şimdiye kadarki en iyisi olacak şekilde şekilleniyor. Süper zenginleri ve büyük şirketleri vergilendirmek, günümüzün üst üste binen krizlerinden çıkış kapısıdır. Süper zenginler için kırk yıllık vergi indirimleri, yükselen bir dalganın tüm gemileri kaldırmadığını, sadece süper yatları kaldırdığını gösterdi." dedi.

Zenginlerin kazandığı paradan fakirlerin hakkını alarak dağıtan İslam nizamının kaldırıldığı ve laik kapitalist nizamın tatbik edildiği Türkiye’de de durum bu şekilde. Seçimlerde destekledikleri yönetimlerin müdahale edemediği zengin azınlığın elinde servet sınırsızca birikiyor. İktidarları yönlendiren bu zenginlerden vergi de usulüne göre toplanamıyor ya da af çıkarılarak korunuyor. Çalışanların maaşlarından eline geçmeden kesilen vergiler ile mal ve hizmetlerden alınan dolaylı vergilerle devletler hazinelerini doldurma işini halkın sırtına yüklüyor. Kapitalist demokrasi de bu şekilde adaletsiz gelir dağılımı ile dünya çapında dengeyi ve düzeni bozuyor. 2021 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de 55 milyar dolarlık bir zekat potansiyeli bulunuyor. İslam iktisat nizamı uygulandığında devlet eliyle her sene toplanacak bu tutar fakirlere dağıtıldığında geçim sıkıntısı çeken fakir kalmayacağı biliniyor. Dünya çapında ise zenginlerin servetlerine düşen pay ise 10 trilyon doları buluyor. Fakat egemen olan kapitalist iktisat nizamı sayesinde servetlerin çoğu ya borsada ya da banka faizinde katlanarak büyüyor. Bu şekilde servetler ne üretime yönleniyor ne de fakirin hakkı devletler tarafından dağıtılıyor.