Kanal İstanbul’un Montrö’ye Etkisi Yok Ama Revize Edilebilir
01 Temmuz 2021

Kanal İstanbul’un Montrö’ye Etkisi Yok Ama Revize Edilebilir

Köklü Değişim Medya

Köklü Değişim Medya

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile yaptığı görüşme sonrasında ortak bası toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu, "Ne kanal İstanbul’un Montrö’ye ne Montrö’nün kanal İstanbul’a bir etkisi var" diyerek stratejik öneme sahip boğazlar konusunda Rusya’yı rahatlatmaya çalışırken, Montrö’nün sonlandırılıp, revize edilebilirliğini de hatırlatarak açık kapı bıraktı.

Lavrov ve Çavuşoğlu, Antalya'da gerçekleştirdikleri birebir ve heyetler arası görüşmelerin ardından basın açıklaması düzenledi. İki bakan, turizm, aşı, Doğu Akdeniz, Karabağ, Suriye ve Kanal İstanbul hakkındaki konularda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yaptıkları görüşmede Rusya'yla ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konuların da ele alındığını anlatan Çavuşoğlu, Suriye, Libya, Afganistan ve Karabağ'daki gelişmelerin görüşüldüğünü beyan etti.

Çavuşoğlu, "İkili ilişkilerin yanında Rusya’yla çalıştığımız bölgesel konular var. Suriye, Libya, Afganistan ve Karabağ konularını ele aldık. Amacımız bu bölgelerde istikrarın ve barışın kalıcı olması. Suriye’de sükunetin sürmesi için çalışmaya devam edeceğiz" sözünü verdi.

Lavrov uzun uzun ABD-Rusya ilişkilerinden bahsetti. Lavrov’un açıklamalarından isteklerinden diretenin ve üst konumunda bulunanın ABD olduğu ve Rusya’nın bu istekleri yapma konusunda elinin mecbur olduğu fakat karşılıklı saygı ve çıkar çerçevesinde bu ilişkileri sürdürmek istediği anlaşıldı.

Kanal İstanbul ve Montrö

Toplantının soru cevap kısmında Kanal İstanbul'a yönelik soruya cevap veren Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Kanal İstanbul’un ilk köprü temelini attık. O törenle kanal İstanbul’la ilgili görüşlerini sayın Cumhurbaşkanımız tüm dünyayla paylaştı. Boğaz’dan geçen trafik şu an ciddi risk oluşturuyor. 25 bin maksimum güvenli geçiş kapasitesi varken şu an bu rakam 45 bini geçti ve 78 bini aşacak. Bu projeyi hayata geçirmek için diğer aşamaları üzerinde ilgili birimlerimiz çalışıyor.

Uluslararası şirketlerden de çok ciddi ilgi var. Sizin de sorduğunuz gibi dışarıda da Türkiye’de de tartışmalar oluyor. Bu kanalın Montrö’ye etkisi var mı? Ne kanal İstanbul’un Montrö’ye ne Montrö’nün kanal İstanbul’a bir etkisi var. Ayrıca Montrö antlaşmasının nasıl revize edileceği ve sonlandırılacağı da yine Montrö Anlaşması’nın içerisinde var. Kanal İstanbul’la birlikte Montrö’de bir değişiklik olmayacak. Türkiye Montrö’ye bugüne kadar hep bağlı kalmış bir ülkedir. Projenin, Montrö Antlaşması ile herhangi bir ilgisi yoktur. Zaten Kanal İstanbul bizim iç hukukumuza tabi olacak."

Çavuşoğlu’nun bu açıklamasından, Kanal İstanbul’un Montrö’ye bir etkisi olmadığı, Montrö’nün revize ya da sonlandırma hususunu istedikleri zaman gündeme getirebilecekleri tehdidi algılandı.

“Libya ve İkili İlişkileri Geliştirme Hususunda Hemfikiriz”

Libya'da geçici hükümetin ülkenin her köşesine ulaşmaya çalıştığını belirten Çavuşoğlu, "Ülkenin siyasi birliği aynı zamanda toprak bütünlüğü hepimizin hemfikir olduğu bir öncelik. Hepimiz buna bağlıyız. Libya'da umarım her şey şu anda planladığı gibi devam eder ve gerçekleştirilecek bir seçimle herkesi kapsayacak bir yönetim kurulur, ülkede barış ve istikrar tekrar sağlam bir şekilde tesis edilir" dedi.

Libya konusunda çabalarının Moskova'da bir netice getirmediğini anlatan Çavuşoğlu, bu durumun Hafter'in ateşkes anlaşmasını imzalamaması sebebiyle gerçekleştiğini söyledi.

Berlin Konferansı'na giden süreçte iki ülkenin önemli katkıları olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları ifade etti:

"Şimdi önemli bir fırsat var. Yeni bir geçici hükümet var. Başkanlık konseyi var. Hiç kimsenin rekabet etmesi gereken bir sebep yok. Libya için atılması gereken adımlar var. Şu andaki geçici yönetimlerin, ülkeyi yeni bir seçime götürünceye kadar Libya halkının ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Bu konuda destek olmamız gerekiyor. Ayrıca kurumların özellikle de güvenlikle ilgili kurumların yeniden birleştirilmesi konusunda adımların atılması gerekiyor. Libya'daki eğitmen ve danışmanlarımız da bu amaçla ciddi katkı sağlıyor. Şu andaki yönetim tüm Libya'ya, güney dahil ulaşmak istiyor."

Bu toplantıda bir sonraki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi Toplantısının hazırlıklarını da yaptıklarını aktaran Çavuşoğlu, şunları ifade etti:

"Birkaç gün önce sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Putin arasında telefon görüşmesinde liderlerimiz bu sene için Yüksek Düzeyli Stratejik İş birliği Konseyi Toplantısını gerçekleştirme konusunda hemfikir oldular. Bu toplantıyı bu sefer Türkiye'de gerçekleştireceğiz. En son 2019'da Moskova da Yüksek Düzeyli Stratejik İş birliği Konseyi Toplantısını gerçekleştirmiştir. Ayrıca Sayın Putin, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı Rusya'ya davet ettiler. Önümüzdeki süreçte karşılıklı her düzeyde özellikle liderler düzeyinde ziyaretlerini gerçekleştirmek için birlikte çalışacağız. Bugünkü görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi enine boyunca ele aldık. Ticaretten enerjiye, turizmden salgınla mücadeleye kadar birçok konuda görüş alışverişinde bulunduk. İkili ticaret hacmimizin artırılması konusunda hemfikiriz."

Turizmin ekonomi ve beşeri ilişkiler bakımından önemli olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Rusya'nın 22 Haziran itibarıyla ülkemize uçuş sınırlamalarını kaldırması isabetli bir karar oldu. Sadece bizim sektörümüzün beklediği bir karar değildi. Rus turistlerin de dört gözle beklediği bir karardı. Rus turistlerin dünyada en çok ziyaret ettiği şehirlerden birisi Antalya. 2019'da 7 milyon Rus turist Türkiye'ye gelmişti. Bu sene eski rakamlara ulaşmak için elimizden geleni yapacağız. Sağlıklı ve güvenli tatil geçirmek için tesislerimiz hazır" açıklamasında bulundu.

Sputnik V aşısının 400 bin dozunun Türkiye'ye geldiğini anımsatan Çavuşoğlu, bu aşının ortak üretimi konusunda da kurumların birlikte çalıştığını kaydetti.

Lavrov ile aşı sertifikasyonlarının karşılıklı tanınması konusunda da görüştüklerini aktaran Çavuşoğlu, "Güvenli turizm bakımından da seyahatin önündeki engellerin kaldırılması bakımından da işbirliğimizi devam ettirmek arzusundayız. TürkAkım doğal gaz boru hattı ve Akkuyu Nükleer Santrali gibi stratejik projeleri hayata geçirdik, geçiriyoruz. Bu tür iş birliğimizi önümüzdeki süreçte de devam edeceğiz. İkili ilişkilerde ciddi bir sorun görmüyoruz. Diğer kurum ve bakanlıklarla ticaretin önündeki engeller dahil, var olan küçük sorunları da birlikte çözme azmimiz var" diye konuştu.

Rusya ile çalıştıkları çok sayıda bölgesel konular olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, "Bölgenin iki büyük ülkesi olarak iş birliğimiz somut sonuçlar doğuruyor. Birbirimize saygı duyuyoruz. Liderler arasında samimi bir dostluk var. Karşılıklı mesai ve güven içinde çalışmalarımızı ve iş birliğimizi önümüzdeki süreçte devam ettirmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

“Suriye’de Tek Çözüm Siyasi Çözüm”

Suriye'de de tek çözümün siyasi çözüm olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, şunları aktardı:

"Suriye'nin de sınır, toprak bütünlüğüne bağlı olduğumuzu tüm görüşmelerimizde vurguluyoruz. Bunun için de siyasi süreci canlandırmamız gerekiyor. Şu anda en etkili mekanizma birlikte kurduğumuz İran'ın da dahil olduğu Astana formatıdır. Gelecek hafta arkadaşlarımız yine Nur Sultan'da bu formatta bir araya gelecekler. Orada görüşülmesi gereken bazı konuları da bugünkü görüşmelerimizde ele aldık. Astana süreci sayesinde canlandırdığımız, başlattığımız anayasa komisyonu toplantısının altıncı turu da sonuç odaklı olması lazım. Rejim, muhalifler ve sivil toplumun yeni bir anayasa yazım çalışmalarına artık başlaması gerekiyor. Bunun neticesinde de tabii ülkenin bir seçim ile birliğinin tesis edilmesi gerekiyor. "

Suriye'nin sınır bütünlüğüne tehdit oluşturan terör örgütlerinden ülkenin temizlenmesi gerektiğine işaret eden Çavuşoğlu, IŞİD'i etkin bir mücadeleyle yendiklerini dile getirdi.

Ancak YPG/PKK terör örgütünün ayrılıkçı gündemine devam ettiğini ifade eden Çavuşoğlu, ülkede hala yabancı terörist savaşçıların mevcut olduğuna işaret etti.

Ülkenin bunlardan temizlenmesi gerektiğini dile getiren Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Zor şartlarda yaşayan Suriyeliler var. Bu insani bir konudur, siyasi bir konu değil. İnsani yardımların da kesintisiz bir şekilde ulaştırılması gerekiyor. Türkiye'de 3,6 milyonu Suriyeli 4 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Elimizden gelen desteği veriyoruz. Uluslararası toplumun verdiği destek ortada. Yaklaşık 5 milyon Suriyeliye de Türkiye üzerinden gerek Türkiye'nin gerek uluslararası toplumun gerek BM'nin yardımlarının ulaştırılmasını temin ediyoruz. Bunlardan bir tanesi de BM'nin Güvenlik Konseyi kararıyla Cilvegözü Sınır Kapısı. Bu sınır kapısıyla ilgili BM Güvenlik Konseyi kararın uzatılması gerekiyor. Bu konuda da Rusya'nın çekincelerini aşmak için neler yapabiliriz? İnsani yardım olduğu için bunu siyasallaştırmadan birlikte nasıl çalışabiliriz? Sadece Rusya ile değil ilgili BM Güvenlik Konseyi ülkeleriyle de görüşüyoruz. Bu güvenli bölgeler ve ülkedeki huzur arttıkça, tüm Suriyeliler komşudaki ülkelerdeki Suriyelilerin de geri dönmesi için tüm uluslararası toplumla birlikte gereken adımları atmamız gerekiyor. 430 binden fazla Suriyeli Türkiye'den güvenli bölgelere döndü. Biz Rusya ile bu amaçla birlikte çalışmaya devam edeceğiz diğer ortaklarımızla beraber."

Lavrov’un açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle:

"-Liderlerimiz arasındaki mutabakatları hayata geçirmek için çaba harcıyoruz

-Sputnik V aşısının Türkiye'ye tedariki ve bu ülkedeki üretiminin başlatılmasına büyük önem veriyoruz"

-Turizmde her önlemin alınacağı yönünde güvence verildi. Turizmin devamı ve gelişimi için birlikte çalışacağız.

-Ticari ve ekonomik işbirliği ile ilgili Rus-Türk Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu'nun bir sonraki 17. toplantısının hazırlıklarını değerlendirdik. Toplantının en yakın zamanda Moskova'da yapılması planlanıyor.

-Türk dostlarımızın kendi savunmalarını sağlamak amacıyla S-400 Triumf füze savunma sisteminin ilk alayını kullanma niyeti dahil olmak üzere, Türkiye'nin askeri-teknik iş birliğinin geliştirilmesi konusundaki ilkeli tutumunu büyük memnuniyetle karşıladık.

-Kanal İstanbul'un yapılması, yabancı ülkelerin askerlerinin orada konuşlanmasına sebep olmayacaktır.

-Suriye topraklarında terörün nihai olarak kökünün kazınmasından yana olduğumuzu ifade ettik*, istisnasız bir şekilde tüm Suriyelilere kapsamlı insani yardım sağlanmasının önemini vurguladık*" ifadelerini kullandı.

-Güven artırıcı tedbirlerin güçlendirilmesine vurgu yaparak ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin uygulamadaki sorunları çözme konusunda Bakü ve Erivan'a yardım etme çabalarımızı yakından koordine etmeyi sürdürmeye karar verdik.

-Güven artırıcı tedbirlerin güçlendirilmesine vurgu yaparak ilişkilerin normalleştirilmesine ilişkin uygulamadaki sorunları çözme konusunda Bakü ve Erivan'a yardım etme çabalarımızı yakından koordine etmeyi sürdürmeye karar verdik**.**

-Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan'a (Şuşa’ya) yaptığı ziyarete gelince, söz konusu ziyaret Türkiye ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki ikili ilişkiler çerçevesinde gerçekleşti. Bugün Mevlüt Çavuşoğlu ile her birimizin kendi imkanlarını kullanarak, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin normalleşmesine, hem Ermenilerin ve Azerilerin, hem de diğer halkların bu topraklarda iyi komşular olarak yan yana yaşamaları için koşulların yaratılmasına yardım edeceğimiz konusunda anlaştık.

-Montrö Anlaşması’nın uygulanması konusunda Türk dostlarımızla, meslektaşlarımızla olan etkileşimden memnunuz. Bugün görüşmeler sırasında, Kanal İstanbul’un inşasına ilişkin planların Karadeniz'deki yabancı devletlerin donanmalarının varlık parametrelerini hiçbir şekilde etkilemeyeceğini tespit ettik.

-Önümüzdeki günlerde, umarım ki temmuz ortasına kadar stratejik istikrar, silah kontrolü ve silahların sınırlandırılması alanında başkanlarımız tarafından belirlenen görevleri ele alması gereken heyetlerin toplanmasını planlıyoruz. Ve bu noktada görüşmeye, tarafların her birinin yeni müzakere vizyonu, içeriği ve konusu hakkındaki sunumuyla başlayacağımız konusunda Amerikalı ortaklarımızla aynı anlayışa sahibiz.

-Siber güvenlik konusunda kapsayıcı, büyük diyalog önerdik. Amerikan meslektaşlarımız ise Cenevre’den hemen sonra, ‘hayır, öncelikle boru hattımızı, et üretim tesislerimizi zorlayan korsanları tutuklayın ve cezalandırın’ demeye başladılar. Anladığınız üzere konu biraz farklı.

-Moskova ABD ile bir çıkar dengesi aramaya hazırdır, Washington’un da bu duruma gelebilmesini umuyoruz, hem de sadece stratejik istikrar konusunda değil, aramızda sorun olan tüm konularda.

-Rusya-ABD ilişkilerindeki mevcut kriz ABD’deki Barack Obama yönetimi tarafından kışkırtıldı. Bizim sorunu çözmeye yönelik yaklaşımımız son derece kapsamlı, tüm bu sağlıksız ve kabul edilemez durumu sıfırlayalım.

-Moskova, sadece karşılıklı saygı temelinde ve birbirinin çıkar dengesi temelinde tüm bu konuları görüşmeye hazır.

-Bildiğiniz üzere biz bir güvenlik denklemi önerdik. Bu denklemi bulmak için nükleer, konvansiyonel, saldırı, savunma gibi stratejik istikrarı etkileyen istisnasız her tür silahı dikkate almak gerekir. Ve bu alanda birbirimizden ne bekleyeceğimiz konusunda karşılıklı anlayış söz konusu, müzakereler için yalnızca karşılıklı olarak kabul edilebilir bir temelin müzakerelerin başlamasını mümkün kılacağı anlayışını hayata geçirmeye hazırız.

-Türk ortaklarımıza, turistler de dahil olmak üzere Rus vatandaşlarının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli tüm önlemleri aldıkları konusunda bizi ikna ettikleri için teşekkür ettik. Bu, özellikle yolcu uçuşlarının yeniden başlaması bağlamında önemli.

-Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptığımız görüşmede Ukrayna'daki durum, Ortadoğu’daki çözüm konularını ve sorun teşkil eden daha birçok meseleyi ele aldık.

-Ortadoğu çözümü, Orta Asya, Afganistan, Ukrayna'daki durum, Doğu Akdeniz ve Karadeniz bölgelerindeki durum hakkında değerlendirmelerimizi karşılaştırdık, görüş alışverişinde bulunduk.

*-*Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in Moskova ziyaretinin temmuzda yapılması planlanıyor. Sayın Pedersen’i sıradaki ziyaret için Rusya Federasyonu'na davet ettik, şimdi bazı tarihler konusunda mutabakat sağlıyoruz, görünüşe göre ziyaret temmuzda gerçekleşecek. Her şeyi ayrıntılı bir biçimde konuşacağız.

-Pedersen’in taraflara kendi görüşünü dayatmayıp, ortak bir anlaşmaya varmalarına yardım etmesi gerekir. Bu hiç te kolay değil. Orada gerek hükümet gerekse de muhalefet olmak üzere her iki tarafta çok fazla karşılıklı güvensizlik birikmiş durumda. Fakat diplomasi de, bu tür sorunların ve bu tür engellerin üstesinden gelmenin yollarını aramak içindir.