Köklü Değişim Medya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in (BM) 76'ncı Genel Kurulu’ndaki konuşmasında işgal altındaki İslam beldesi Doğu Türkistan’ı Çin toprağı olarak kabul etmesi tepkiyle karşılandı.

Erdoğan, Doğu Türkistan ile ilgili kısa konuşmasında tepkiyle karşılanan ifadesi şöyle:

“Çin'in toprak bütünlüğü perspektifinde Müslüman Uygur Türklerinin temel haklarının korunması hususunda daha çok çaba gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz.”

Erdoğan’ın işgal altındaki Doğu Türkistan’ı Çin toprağı ve Müslüman Uygurları Çin vatandaşı olarak kabul ettiği açıklaması tepkiyle karşılandı.

Doğu Türkistan Tanıtım Merkezi: “Çin’in Toprak Bütünlüğüne Saygı Duymuyoruz!”

Bu konuşma sonrası bir açıklama yayınlayan Doğu Türkistan Tanıtım Merkezi tepkisinde şu ifadelere yer verdi:

“Sayın Cumhurbaşkanım biz Doğu Türkistanlı Uygurlar olarak Çin’in toprak bütünlüğüne saygı duymuyoruz...

Çin, Doğu Türkistan işgal etmiştir ve işgalcidir.

Biz Uygurlar işgal edilmiş vatanımızı Çin işgalİnden kurtarmak ve Bağımsız Doğu Türkistan Devletini yeniden kurmak istiyoruz. Bir Türk Müslüman olarak bize yardım elinizi uzatmanızı istiyoruz.

40 milyon Müslüman Uygurun bağımsız olarak dünyada yerini alması için bize destek olmanızı istiyoruz.

40 milyon Müslümanı, Çin kafirinden kurtarmak, ne büyük sevaptır…

Doğu Türkistan’ı Çin’den kurtaran komutan ne güzel komutandır ne büyük komutandır…”

Çin Zulmü

Komünist Çin yönetimi açık hava cezaevine dönüştürdüğü Doğu Türkistan’da Müslümanlara ibadet etmeyi yasaklıyor. Müslüman ailelerinin kızlarını Çinli erkeklere evlendiriyor. Organlarını çaldığı Müslümanları ailelerine teslim etmemek için cesetlerini yakarak yok ediyor.

Müslümanların evlerine yatılı Çinli memurlar gönderiyor. Toplama kamplarında işkenceye tabi tuttuğu Müslüman ailelerin çocuklarını yetimhanelerde Çinli gibi yetiştirip asimile etmek için eğitim veriyor. Ayrıca kanaat önderlerini, ozanları, alimleri, hafızları ve ileri gelenleri işkenceyle hücrelerde katlediyor.

İslam beldelerinin yöneticileri bu zulmü sürdüren Çin yönetimine ticari ve siyasi çıkarlar için susup alenen destek veriyor ya da bu zulmün olmadığını söyleyip kendi halklarını aldatmaya devam ediyor.