Bangladeş’in başkenti Dakka’da, Cuma günü Hizb-ut Tahrir’in organize ettiği büyük Hilafet yürüyüşü ve mitingine on binlerce Müslüman iştirak etti.

Dakka’da, 7 Mart’ta Cuma namazının ardından on binlerce Müslüman “Hilafet Hilafet” sloganlarıyla sokaklara indi. Ülkedeki Batı’dan ithal laik demokratik nizamın zulmünün sona erdirilmesi ve Hilafet’in yeniden tesis edilmesi için yürüdüklerini ifade eden Müslümanlara, polis göz yaşartıcı ve ses bombalarıyla sert bir şekilde müdahale etti.

Beyt-ul Mukarrem Camii'nde kılınan Cuma namazının ardından düzenlenen Hilafet yürüyüşünde, "Hilafet, Hilafet" sloganlarıyla binlerce Müslüman polis barikatlarına rağmen toplanmaya başladı.

170 milyonluk nüfusun yüzde 90’ı Müslüman olan Bangladeş'te, İngilizlerin dayattığı laik nizam yerine İslam nizamı ile yönetme ve yönetilme çağrısında bulunan Hizb-ut Tahrir, “ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu” gerekçesiyle Ekim 2009'dan bu yana yasaklı örgütler arasında yer alıyor.

Dünya çapında cebir ve şiddete bulaşmadan siyasi ve fikri çalışmalar yürüten Hizb-ut Tahrir, Bangladeş hükümetinin yasak ve engellemelerine rağmen sık sık protesto ve yürüyüşler düzenliyor.

Öte yandan Bangladeş'in Uttara kentinde üç Hizb-ut Tahrir üyesinin gözaltına alındığı da medyanın aktardığı haberler arasında yer alıyor.

İngiliz eksenli diktatör Şeyh Hasina’nın devrilmesinin ve ülkeden kaçışının ardından yine Hasina’nın akrabası olan ve İngiltere’de askeri eğitim alan Genel Kurmay Başkanı Waqar uz Zaman’ın dizginleri elinde tuttuğu biliniyor.

Atanan geçiş hükümeti hakkında bir siyasi analiz yayımlayan Hizb-ut Tahrir, şu ifadeleri kullanmıştı:

“Bangladeş Cumhurbaşkanı, sinsi İngiliz siyasetinin bir parçası olarak, Amerika’yı memnun etmek ve önünü kesmek amacıyla 07 Ağustos 2024 tarihinde geçiş hükümetinin başına Nobel Barış Ödülü sahibi Muhammed Yunus’un getirileceğini duyurdu.

… Görüldüğü gibi Muhammed Yunus, Amerika’nın razı olduğu biriydi. İngiliz sinsiliği, Hasina’yı görevden uzaklaştırarak protestoları bastırmayı, yaşı çok ilerlemiş ABD yanlısı birini göreve getirerek Amerika’yı memnun etmeyi, Hasina kaçmadan önce olduğu gibi, genelkurmay başkanı aracılığıyla da Bangladeş’te iktidarın dizginlerini elinde tutmayı başardı!”