Ankara’nın “Dost ve Müttefiği” ABD, PKK/YPG İle Devriyelere Başladı
14 Aralık 2022

Ankara’nın “Dost ve Müttefiği” ABD, PKK/YPG İle Devriyelere Başladı

Köklü Değişim Medya

Ankara’nın her fırsatta “dost, müttefik ve stratejik ortak” olarak nitelediği ABD, terör örgütü PKK/YPG ile ortak devriyeleri yeniden başlattığını açıkladı.

Günlük basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Patrick Ryder, Türkiye’nin Suriye’de PKK/YPG’ye yönelik olası kara harekatı konusundaki sorular üzerine yorum yapmayacağını söyledi.

Ryder, “ABD adına şunu ifade edebilirim, Suriye Demokratik Güçleri (PKK/YPG) ile ortak operasyonlarımız yeniden başladı. 9 Aralık itibarıyla tam bir şekilde başladı. Tekrar söylüyorum, orada yerel ortaklarla çalışma odağımız DEAŞ’ın yeniden toparlanmaması üzerinedir” ifadelerini kullansa da ABD’nin YPG’yi elinde tutmasının asıl amacının Esed rejimine destek olduğu ifade ediliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik başlattığı Pençe-Kılıç Hava Harekatı hakkında kısa süre önce yaptığı açıklamada Ryder, Türkiye'nin hedef aldığı PKK/YPG terör örgütü unsurlarını "yerel ortak" olarak tanımlamış, Türkiye'nin yürüttüğü operasyonların Suriye'de ABD askerlerinin güvenliğini tehdit ettiğini ileri sürmüştü.

İstanbul’da İstiklal Caddesi'nde düzenlenen bombalı saldırının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Suriye ve Irak’taki birçok terör örgütü hedeflerine yönelik hava harekatı düzenlemişti. Pençe Kılıç Harekatı adı verilen harekatın ardından ABD ve PKK/YPG terör örgütü bölgedeki ortak devriyelerini geçici olarak askıya almıştı.

Mahmut Kar: “PYD’nin Rejimle Hiçbir Derdi Yok”

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar da, dünkü gündem değerlendirme toplantısında Suriye ile ilgili konulara değinmişti. Kar, açıklamalarında Suriye ile ilgili gelişmeler değinirken “PYD’nin (PKK/YPG) rejimle hiçbir derdi yok” ifadesiyle ABD tarafından verilen asıl rolüne işaret etmişti.

Mahmut Kar’ın konu hallındaki açıklamaları şöyle:

“Suriye meselesi de başından beri öyleydi. Türkiye’nin rolü başından beri Suriye devrimini İslami ekseninden saptırmak ve Amerikan uşağı Esed rejimini korumaktı. Çavuşoğlu bu rolü Ağustos ayında yaptığı açıklamada Suriye krizinin tek çözümü olarak muhaliflerin rejimle uzlaşması gerektiğini söyleyerek sadece açık etti. Daha sonra Çavuşoğlu’nun açıklamalarını Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Esad’la görüşebiliriz” açıklamaları izledi biliyorsunuz. Adına “normalleşme” denildi, “siyasette küslük olmaz” denildi ve süreç olgunlaştırılarak bugünkü noktaya taşındı. Bu siyaset öyle bir sinsilik öyle bir kurnazlıkla işlendi ki alçak Esed rejimi sorunun değil de çözümün kaynağı gibi gösterildi. İçeride mülteci düşmanlığı körüklenerek dışarıdan da terör saldırıları kullanılarak Suriye meselesi terör ve mülteci sorunuymuş gibi yansıtıldı ve hala yansıtılmaya devam ediyor. Çavuşoğlu’nun rejimi terörle mücadeleye davet etmesinin sebebi de budur kıymetli Müslümanlar! Bu şekilde sadece PYD değil diğer İslami gruplarda aynı çuvala sokulmak isteniyor. Çünkü rejim için asıl teröristler devrimcilerdir. PYD’nin rejimle hiçbir derdi yok. Onlar misyonları tamamlanınca sahip oldukları toprakları yeniden rejime teslim ederler. Bunun için Amerika’nın bir talimatı yeterlidir. Dolayısıyla Türkiye’nin Suriye konusunda attığı adımlar Amerika’nın plan ve izinleri dahilindedir. Amaç da Suriye rejimini ayağa kaldırmak, İslami devrimi tamamen yok etmektir. PYD ve DAEŞ gibi örgütler işin sadece bahaneleridir.”