ABD’den, Esed’e Meşruiyet Kazandırma Hedefi Güden Siyasi Sürece Destek
30 Aralık 2022

ABD’den, Esed’e Meşruiyet Kazandırma Hedefi Güden Siyasi Sürece Destek

Köklü Değişim Medya

ABD Dışişleri Bakanlığı, Ankara’nın sürdürdüğü Esed rejimine meşruiyet kazandırma hedefi güden “siyasi çözüme” destek verdiğini açıkladı.

Suriye sahasını perde arkasında kontrolü altında tutan ve Baba Esed’den beri menfaatleri doğrultusunda hareket eden egemenliğindeki Esed rejimini koruyan ABD, bir taraftan rejmin zulümlerinden bahsedip, bir yandan da rejime meşruiyet kazandırma hedefi güden “siyasi sürece” destek verdiğini açıklıyor. Siyasi süreç/çözüm, ABD’nin desteklediği bir plan olarak öne çıkarken, Ankara da bu plan çerçevesinde hareket ediyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü Moskova’da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın katıldığı Türkiye-Suriye-Rusya görüşmesiyle ilgili VOA Türkçe’ye gönderdiği açıklamada, “Devletlere, Esat rejiminin son 10 yıl içinde Suriye halkına uyguladığı zulmü dikkatle değerlendirmeleri çağrısında bulunuyoruz” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, bu konuda politikalarının değişmediğini belirtip, “ülkelerin ilişkilerini geliştirmelerini ve zalim diktatör Beşar Esed’e eski gücünü kazandırmak için desteklerini ifade etmelerini desteklemediklerini” ifade etti.

Türkiye, Suriye ve Rusya arasında üçlü görüşmelerin yapıldığına dair haberleri gördüklerini belirten ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, ‘’Devletleri, Eset rejiminin son on yılda Suriye halkına uyguladığı zulmü ve rejimin, Suriye halkının hayat kurtarıcı insani yardıma ve güvenliğe erişimini engellemeye devam etmesini dikkatle değerlendirmeye çağırıyoruz’’ dedi.

Açıklamada, ‘’Suriye halkı yaklaşık 12 yıldır süren savaşın acısını çekmeye devam ederken, BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye'nin öncülüğünde siyasi bir çözüme yönelik desteğimiz sürüyor. Kalıcı bir siyasi çözümün ulaşılabilir olmasını sağlamak için müttefiklerimiz, ortaklarımız ve BM ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz’’ ifadeleri yer aldı.

ABD, her ne kadar işin başından beri Esed rejimine karşı olduğunu ileri sürse de, Rusya, Türkiye ve İran’dan oluşan “Astana Üçlüsü”ne sahada dağıttığı rollerle mücrim rejimi ayakta tutmaya başardı. ABD 2015’ten beri sahada Rusya ve İran’ın katliamlarına ve operasyonlarına yönelik bir önleme yapmayarak koordinasyon içinde hareket ediyor. Ayrıca himayesindeki Cenevre görüşmeleri ve “siyasi sürecin” altyapısı olan Astana görüşmelerini desteklediğini de defalarca açıklamıştı. ABD, işlediği korkunç katliamları nedeniyle deşifre olmuş rejime karşı olduğunu beyan edip, perde arkasından bu şeytani görevi ise "Astana Üçlüsü"ne ihale ediyor. Esed rejimi, bölgede ABD çıkarlarını koruyan ve "İsrail"in güvenliğini sağlayan bir rol üstleniyor. Netanyahu, 2018 yılından resmi ziyaret gerçekleştirdiği Rusya'nın başkenti Moskova'dan ayrılırken gazetecilere verdiği demeçte şunları söylemişti: “40 yılı aşkın süredir Golan Tepeleri’ne rejim tarafından tek mermi atılmadı. ‘İsrail’, Esed rejiminin Suriye’deki varlığına karşı değil.”

Bilindiği üzere Golan Tepeleri Suriye’ye ait topraklar olmasına rağmen Esed rejimi, “İsrail”e karşı bir güç kullanmıyor. “İsrail” 1967’de işgal ettiği Golan’ı 1981 yılında ilhak ettiğini duyurmuştu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşuoğlu, “rejim ile muhalifleri uzlaştırmalıyız” açıklamasından bulunmuş daha sonra muhaliflerden ve Suriye halkından gelen tepkiler üzerine BMGK’nın 2254 sayılı kararı doğrultusunda yaptıklarının bu olduğunu açıklamıştı. Türkiye ile Suriye arasında 11 yıl sonra ilk resmi temas için dün MİT Başkanı Hakan Fidan ile Rusya’nın başkenti Moskova’ya giden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, üçlü toplantıların devam etmesi konusunda mutabakata vardıklarını açıklamıştı.

Akar, ‘’Suriye sorununun BMGK 2254 sayılı kararı çerçevesinde tüm unsurları kapsayıcı ve bütüncül şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladık. Bu manada önümüzdeki günlerde gerçekleştirilecek çalışmaların bölgede ve Suriye’de barışa ve istikrara giden yolda ciddi katkılar sağlanabileceğini değerlendiriyoruz” demişti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Moskova'daki görüşmenin bir yol haritası üzerinden anlaşmak için önemli olduğunu söylemişti.

Çavuşoğlu, Suriye'nin isteklerinin ilerleyen görüşmelerde belli olacağını kaydederek, "Suriye ile görüşmeler terörle mücadelemize engel değil" demişti.

Çavuşoğlu, Arap basınında çıkan ''Esat’la 10 gün önce Lazkiye’de görüştüğü'' iddialarını ise yalanlayarak, “Esat ile hiçbir bakanın görüşmediğini” ifade etmişti.

Ankara bir süredir, Esed rejimine meşruiyet kazandırmak için üst düzey görüşmelerin yapılmasına hız vermiş durumda. Bu hususta medya görüşmelere meşruiyet kazandırmak için çaba arf ederken, Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil olmak üzere alt seviyede de bu görüşmelerin meşru olduğunu ileri süren açıklamalar yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Kasım sonunda “Esad ile görüşme olabilir, siyasette küslük, dargınlık olmaz, eninde sonunda adımlarımızı atarız” diyerek sürecin akışına işaret etmişti. Son açıklamasında ise Erdoğan, “seçimden sonra sil baştan yapabiliriz” diyerek Beşar Esed ile el sıkışma tarihine yönelik ipucu vermişti. Ankara, her ne kadar bu çalışmalara hız verse de katliamlara rağmen Suriye halkı halen zorba Esed rejimini protesto edip, meşru kabul etmiyor.