Âlemlerin Rabbinden gelen seçkin bir hidayete, büyük zaferlerle dolu şanlı bir tarihe, büyük bir geçmişe sahiptik… Asırlar boyunca dünyaya liderlik etmiş en hayırlı bir ümmettik.
Şimdilerde, o parlak ve şerefli günlerin çok uzağında, sömürgeci kafirlerin egemen olduğu bir dünyada, derin bir geri kalmışlık ve ağır bir zilletin dayanılmaz yükü altında yaşıyoruz.
Bizim bu büyük hüsranımıza yol açan önemli nedenlerden biri de, İslam ümmetine musallat olan “Yahudileşme eğilimi”dir.
Yahudileşme eğilimi, kısaca; dünya sevgisi nedeniyle Allah’ın hükümlerine itaat etmemek, isyan etmek, Allah’ın hükümlerini beğenmemek, Allah’ın hükümlerini tahrif etmek, Allah adına hükümler uydurmak, uydurulan hükümleri Allah’tanmış gibi göstererek Allah’a iftira etmek, Allah hakkında yalan uydurmaktır.
Allahu Teâlâ, Yahudilerle ilgili şu iki ayet-i kerimesinde bu durumu şöyle açıklamıştır:
[إِنَّ الَّذِينَ يَشْتَرُونَ بِعَهْدِ اللَّهِ وَأَيْمَانِهِمْ ثَمَنًا قَلِيلًا أُولَئِكَ لَا خَلَاقَ لَهُمْ فِي الْآَخِرَةِ وَلَا يُكَلِّمُهُمُ اللَّهُ وَلَا يَنْظُرُ إِلَيْهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلَا يُزَكِّيهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ وَإِنَّ مِنْهُمْ لَفَرِيقًا يَلْوُونَ أَلْسِنَتَهُمْ بِالْكِتَابِ لِتَحْسَبُوهُ مِنَ الْكِتَابِ وَمَا هُوَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَقُولُونَ هُوَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَمَا هُوَ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَيَقُولُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُمْ يَعْلَمُونَ] “Allah’a verdikleri sözleri ve ettikleri yeminleri önemsiz bir dünya menfaatine satanlar var ya… işte onların ahirette hiçbir nasipleri yoktur. Allah, kıyamet günü onlarla konuşmayacak, onlara merhamet nazarıyla bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. Ehlikitap’tan bir grup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler. Halbuki okudukları kitaptan değildir. Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: ‘Bu Allah katındandır!’, derler. Onlar, bile bile Allah'a iftira ediyorlar.” [Âl-i İmran 77-78]
Yahudilerle başlayan bu eğilim, Yahudilerle sınırlı kalmamış, Hıristiyanları daha sonra da özellikle Hilâfet’in ilgasından günümüze kadar geçen yüz yıllık süre içerisinde -ne yazık ki- Müslümanları da etkisi altına almıştır.
Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem efendimizin, ehlikitabı söz konusu ederek söylediği; “Onları adım adım, karış karış takip edeceksiniz. Onlar bir kertenkele deliğine girseler, siz de onlarla birlikte gireceksiniz!” hadis-i şerifi de bu gerçeğe işaret etmektedir.
Yahudileşme eğiliminin en belirgin özelliği, hakkı kabul etmemek, hakka tabi olmamak, isyan edip reddetmek ve hakka isyanı meşrulaştırmak adına bahane ve mazeretler üretmek, bu bahane ve mazeretleri öne sürerek batıla teslim olmaktır.
Hakka tabi olanlar ve hak söz söyleyenler üzerinde baskı kurmak, onları değişik ithamlarla suçlamak, onlar hakkında kara propaganda yapmak, onları itibarsızlaştırmaya çalışmak ve onların aleyhinde bir kamuoyu oluşturmaya çalışmak da Yahudileşme eğiliminin bilinen üsluplarındandır.
İslam ümmetini oluşturan Müslüman halklar üzerindeki iktidar sahipleri, iktidar bürokrasisi, iktidar pastasından pay alanlar, iktidara karşı çıkmayı, iktidarı eleştirmeyi, iktidarı muhasebe etmeyi, iktidara hak söz söylemeyi kendi çıkar ve menfaatlerine aykırı gören çevreler, Yahudileşme eğiliminin en fazla etkisi altında kalan gruplardır.
7 Ekim olaylarından sonra gasıp Yahudi varlığının Gazze’de gerçekleştirdiği katliam, mezalim ve soykırımı engellemek ve durdurmak için somut hiçbir adım atmayan yöneticilere yönelik muhasebe, eleştiri ve talepler karşısında yöneticileri savunmak amacıyla hemen harekete geçenler, Yahudileşme eğiliminde Müslümanların geldiği noktayı göstermesi açısından ibret vericidir.
[وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ الَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا أَخْرِجْنَا مِنْ هَذِهِ الْقَرْيَةِ الظَّالِمِ أَهْلُهَا وَاجْعَل لَنَا مِنْ لَدُنْكَ وَلِيًّا وَاجْعَل لَنَا مِنْ لَدُنْكَ نَصِيرًا] “Size ne oldu da Allah yolunda ve ‘Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize Katından bir yardımcı yolla!’ diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!” [Nisa Suresi 75]
[وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ إِلَّا عَلَى قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ مِيثَاقٌ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ] “Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olmaksızın (o Müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur.” [Enfal Suresi 72]
Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem efendimiz de; “Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez!” buyurmaktadır.
İşte bu ayet ve hadisler, savaş gücü ve imkanlarına sahip olan güç ve iktidar sahiplerine, zulme uğrayan Müslümanlara yardım etmeyi farz kılmaktadır.
İktidar sahiplerine ve ordulara bu farziyet ve Müslümanlara karşı sorumluluklarını hatırlatmak ve onlardan Allah’ın emri gereğince hareket etmelerini istemek de bütün Müslümanların görev ve sorumluluğudur.
Bu görev ve sorumluluk bilinciyle yöneticilere Allah’ın emrini ve sorumluluklarını hatırlatan Müslümanları; iktidar sahiplerini savunmak, onları temize çıkarmak amacıyla suçlamak, iftira etmek, kötülemek, kara propaganda yapmak, aleyhlerinde kamuoyu oluşturmaya çalışmak, yalan söyleyerek gerçeği saptırmak, tam olarak Yahudileşme eğilimidir.
Bu çerçevede Filistin’de “iki devletli çözüm”ü savunmayı, gasıp Yahudi varlığı ile diplomatik ve ticari ilişkileri devam ettirmeyi, Gazze halkını yardımsız, sahipsiz, kimsesiz bırakmayı, çeşitli bahane ve mazeretler öne sürerek savunmaya çalışmak da Yahudileşme eğiliminin saptırıcı etkilerindendir.
Yahudileşme eğiliminin etkisi altında olanlar, inançlarından hareket etmek yerine, şartlara, vakıaya, reel politiğe, çıkar ve menfaate, iktidar ve güce teslim olanlardır.
Yahudileşme eğiliminin etkisi altında kalanlar; Allah’ın hükmünden hareket etmek, Allah’a ve Rasulü’ne itaat etmek yerine Allah’ın hükümlerini şartlara, vakıaya, reel politiğe, iktidar ve güce, kendi çıkar ve menfaatlerine uygun olacak şekilde tevil, tefsir ve tahrif etmektedirler.
Yahudileşme eğiliminin etkisiyle gasıp Yahudi varlığı “İsrail”in Gazze’de gerçekleştirdiği yıkım, katliam, mezalim ve soykırım karşısında harekete geçmeyen, yerlerinde çakılıp kalan iktidar sahipleri ile ordular ve onları savunanlar, ümmetin şerefini Yahudilere çiğnetmiş ve ümmeti utanca boğmuştur.
Yahudileşme eğilimi, sadece İslam ümmetinin İslam’dan uzaklaşmasına, geri kalmasına ve zillete mahkûm olmasına yol açmamış, aynı zamanda bütün insanlıkta yozlaşmaya, sapkınlıklara, değer tanımazlığa, toplumsal çöküntü ve buhranlara da yol açmıştır.
İnsanlığın ve Müslümanların en tehlikeli düşmanlarından biri olan Yahudileşme eğilimini ortadan kaldırmak ise ancak İslam’ın hayata hâkim olmasıyla, Hilâfet’in İslam ümmetine geri dönüşüyle mümkün olacaktır.
Bu olduğunda, kıyamete kadar bütün insanlık İslam’a ve Müslümanlara minnettarlık duyacaktır.