Gerçekten Silahlar Susacak ve Terör Sona Erecek mi?
11 Temmuz 2025

Gerçekten Silahlar Susacak ve Terör Sona Erecek mi?

Bugün, Terörsüz Türkiye Süreci kapsamında Süleymaniye’de 30 kişilik PKK’lı bir grup terörist silahlarını teslim etti.

Şüphesiz ki uzun yıllardan bu yana Türk ve Kürt halkına, topluma ve ülkeye ağır bedeller ödeten can yakıcı bir sorunun çözüme kavuşturulması yönünde atılan bu adım önemlidir ve desteklenmelidir.

Şu kadar var ki, sadece PKK’nın silah bırakmasıyla sorunun çözüleceğini düşünmek büyük bir hatadır.

Öncelikle, sorunun önemli sebeplerinden biri olan PKK’nın kurucusu Abdullah Öcalan üzerinden çözüm arayışına gidilmesi ve Öcalan isminin öne çıkarılması toplumu derinden yaralamıştır. Devlet, bu sorunu Öcalan’ı devreye sokmadan da çözebilmeliydi.

Ancak devlet bugüne kadar bunu başaramamıştır. Başaramamasının ise çok sayıda nedeni bulunmaktadır. Bu nedenlerin başlıcaları ise şunlardır:

1.- Birinci ve esas neden bizzat devletin kendisidir. Laik Kemalist Cumhuriyet, bir Batılılaşma ve Müslüman halkı İslâm’dan uzaklaştırma amacıyla kurulmuş bir ulus-devlet projesidir. İslâm’ın yerine Türkçülüğü ve sömürgeci Batı medeniyetinin değerlerini esas almıştır. Bu yaklaşım, Türk kökenli olmayan halkların kimliklerinin inkârına yol açmış; yüzyıllarca kardeşçe yaşamış Türk, Kürt ve Arap halklarının kutuplaşmasına ve birbirine düşman hâle gelmesine neden olmuştur.

Diğer yandan bu halkın gerçek düşmanları olan İngiliz’in, Fransız’ın, Yunan’ın dost ve müttefik olarak kabul edilmesi; yanı başınızda birlikte yaşadığınız Kürtlerin ve Arapların ise ötekileştirilerek adeta düşmanlaştırılmasıyla, Türkçülüğü ve Batılılaşmayı esas alan baskı ve dayatmalar, büyük zulümlere yol açmış ve bu da toplumsal ayrışmayı derinleştirmiş, teröre hizmet etmiştir.

2.- PKK da laik Kemalist Cumhuriyetle aynı yolu izlemiştir. Türkçülük dayatmasına ve bu dayatmanın yol açtığı baskı ve zulümlere bir tepki olarak ortaya çıkmış; Kürt milliyetçiliğini ve Batılılaşmayı esas alan bir ulus-devlet projesi olarak şekillenmiştir.

PKK, başta Amerika olmak üzere sömürgeci Batı medeniyetinin Müslüman halkları bölmek, parçalamak, zayıflatmak, birbirine düşmanlaştırmak ve tekrar birleşmelerini engellemek amacıyla yürüttüğü kriz, kaos ve terör planlarına hizmet etmiş; özellikle Müslüman Kürt halkına büyük zararlar vermiştir.

3.- Amerika ve Avrupalı sömürgeci devletlerin teröre verdikleri destek açıkça ortadayken, bu devletlerle dost ve müttefiklik ilişkisinin sürdürülmesi; bu ülkelerin askerî üslerinin ve askerî varlıklarının ülkemizde ve bölgemizde bulundurulmasına izin verilmesi; bu ülkelerin bölge planlarını reddedecek siyasî bir iradenin bulunmaması da terörün esasî nedenlerinden biridir.

Ülkemize ve bölgemize barışı, huzuru, refahı, güvenliği ve istikrarı geri getirecek gerçek ve doğru çözüm ise şudur:

Yaşadığımız siyasî, ekonomik, sosyal ve hukukî tüm krizlerin, terörün ve geri kalmışlığımızın asıl sorumlusu olan; sömürgeci Batı'nın düşünce ve yaşam tarzına tutsak, devlete egemen olan laik Kemalist ideolojinin tasfiye edilmesi ve yerine İslâm’la yönetecek olan râşidî bir Hilâfet’in tesis edilmesidir. Böylece bütün Müslüman halklar Hilâfet çatısı altında birleşmelidir.

Hilâfet’in ve ümmetin gücüyle sömürgeci Batı’nın çizdiği sınırlar kaldırılmalı; PKK gibi, “İsrail” gibi yapay oluşumlar ve bölgemize ait olmayan tüm istikrarsızlaştırıcı unsurlar tasfiye edilmelidir.

Amerika ve Avrupalı sömürgeci güçlerin çıkarlarına hizmet eden tüm yabancı askerî üsler, askerî tesisler ve askerî varlıklar; diplomatik misyonlar ile ekonomik, siyasî, askerî ve istihbarî faaliyetlerin tamamı kökten kaldırılmalıdır.

Şayet Allah’ın yardımıyla bunu başarabilirsek, özlemini duyduğumuz barışa, huzura, refaha, güvenliğe ve istikrara yeniden kavuşabilir; sömürgeciliği sona erdirebilir; Amerika’nın liderliğindeki dünya düzenini ve uluslararası sistemi sarsabilir; İslâm ümmetinin liderlik edeceği yeni bir dünya düzeni kurabilir; bütün insanlığı da sömürgeci Batı medeniyetinin zindanından ve karanlığından kurtarabiliriz.