Bugün Suriye’de rejim yaklaşık olarak iki yıldır katliamlarına devam ederken bu gidişata ne BM ne Arap Birliği bir çözüm bulmaktan aciz kaldı. Bu acziyetin nedeni ise Beşşar’ın yerine halkın kabul ettiği güvenebilecekleri bir adamı bulamamış olmalarıdır.
ABD en son olarak ABD Büyükelçisi Robert Ford’un yeni planı ile daha önce kurulan SUK’un yerine SMDK’yı Katar’ın Doha kentinde oluşturarak başına da Muaz El Hatib’i getirdi. Aranılan adam bulunmuştu. Çünkü daha öncekilerin Laik-Liberal kimlikleri aşikar olmasından dolayı halk bu Konsey’i kabul etmemişti.
Bu defa ise Emevi Camii’nde İmam Hatip’lik yapmış olan aynı renkte aynı dili konuşan ve sakalı olan bir İmam buldu. Özellikle Türkiye’deki camia Koalisyonun başına bu İmam’ın getirilmesine çok sevindi. Zira Hatib üzerinden bu Koalisyonunu savunmak daha kolaydı. Mugalâta yaparak İmam’ın üzerinden AKP’nin de desteklediği bu ittifakı desteklemek işlerini daha da kolaylaştıracaktı.
Ama şöyle de bir hakikat var ki; yüz’ün üzerinden ülkenin desteklediği bu Koalisyonu Suriye halkı asla kabul etmediği gerçeğidir. Ama Suriye halkına siz ne istiyorsunuz diye soran da yok. Halka rağmen geçmişte Hafız Esed’i Suriye’ye kim dikmişse şimdiye kadar bu rejimi kim desteklemişse şimdi onlar bu mücrimin yerine yumuşak bir geçiş planlamaktadır.
Halk, geçiş sürecine, Koalisyonu’nun liderlik etmesini istemediği ve Suriye Ulusal Konsey üyesi Halit Hoca’nın da talep ettiği Uluslar arası bir müdahalenin gelmemesinden dolayı Koalisyon, Batı’nın önüne getirdiği tüm çözüm önerilerine kayıtsız şartsız evet demektedir.
Makalemin başlığını da oluşturan yeni gelişme Koalisyon’un geldiği noktayı çok net gösteriyor. Hatib, Facebook’tan yaptığı açıklamada “gözaltındaki muhaliflerin serbest bırakılması ve sürgündeki Suriyelilerin pasaportlarının yurtdışındaki elçiliklerde yenilenmesi” halinde Esad rejimi ile doğrudan temas kurmaya hazır olduklarını belirtti. Hatib, “temasların İstanbul, Kahire ya da Tunus da olabileceğini” söyledi. (Dünya Bülteni)
Koalisyonun Başkanı Muaz El Hatib’in bu tutumunu taviz olarak değerlendirmek hafif kaçar. Bu olsa olsa ancak ihanet olarak isimlendirilebilir.
Hatib’in bu açıklamasına binaen İbrahimi, BM Basın Merkezi’ne verdiği mülakatta, sorunun çözümü için müzakerelerin önemine vurgu yaparak, “Bu çağrı not etmeye değer. Bakalım Hükümet bu çağrıya nasıl yanıt verecek. Diğer muhalefet temsilcilerinin yaklaşımlarını da görmek gerekir” dedi. Ayrıca İbrahimi, "Güvenlik Konseyi üyeleri tek ses olurlarsa Cenevre Deklarasyonu'nu işler hale getirebilirler" diye konuştu.
Cenevre’deki toplantıya BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri İngiltere, ABD, Rusya, Çin ve Fransa’nın yanı sıra Irak, Kuveyt, Katar dışişleri bakanları ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi ile BM Genel Sekreteri ayrıca Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da katılmıştı. Geldiğimiz nokta itibariyle Suriye’de istediği değişimi yapmada başarısız olan Batı’nın tekrar başa dönmüş olduğunu görüyoruz. Peki Cenevre’de hangi kararlar alınmıştı şimdi onlara bir bakalım:
1- Suriye’de geçiş hükümetinin kurulması konusunda anlaştıkları.
2- Söz konusu geçiş hükümetinin, mevcut yönetimin, muhaliflerin ve diğer grupların üyelerini içerebileceği.
3- Suriye’de toplumun tüm kesimlerinin, ulusal diyalog sürecine dâhil edilmesi gerektiği.
4- Anayasal düzen kurulduğunda, özgür ve çok partili seçimler için hazırlanılması, kadınların geçiş sürecinin tüm safhalarında tam anlamıyla temsil edilmeleri gerektiği.
5- Güvenlik, istikrar ve sükûnetin sağlanması için tüm tarafların, şiddetin kalıcı biçimde durmasının temini için geçiş hükümetiyle işbirliği yapmak zorunda olduğu.
6- Suriye'nin toprak bütünlüğü, bağımsızlığı ve birliğine saygı gösterilmesi gerektiği.
Muaz El Hatib’in bu açıklamayı yapmasında BM ve Arap Birliği Suriye elçisi İbrahimi’nin büyük etkisi olduğunu söylemek gerekir. Kofi Annan’ın da altı maddelik planının arka planında zaten Cenevre mutabakatı yatıyordu. Yine ABD ile Türkiye arasında yürütülen “operasyonel mekanizma” çerçevesinde görüşülen planda da bu vardı.
Siyasi tüm girişimlerine rağmen başarısız olan ABD süreci uzatmaya yönelik rolünü iyi oynayan Beşşar Esed’e BM adına Kuveyt’te başlattığı yardım kampanyasında 1,5 Milyar dolar yardım gönderiyor. Şimdi Muaz El Hatib’in bu açıklamasına binaen konuya ilişkin Baas rejiminden ne cevap gelecek? Ayrıca Cuma günü Koalisyonun Kahire’de istişare toplantısı olacak bakalım buradan ne çıkacak. Koalisyon içerisinde El Hatib’i eleştiren görüşler olsa da Koalisyon’da diyalogcuların olduğu da bilinen bir diğer gerçek. Koalisyon aslında daha doğarken ölü doğdu. İmam’ın bu çıkışına ise gereken cevabı her zaman olduğu gibi yine Suriye halkı verecektir. Hep beraber göreceğiz.