27 Mart tarihinde Dışişleri Bakanlığı’ndaki ‘yüksek güvenlikli’ toplantının ses kayıtları Türkiye gündeminde yeni bir tartışma konusu olurken, zaten devam etmekte olan polemiklere yeni bir boyut kazandırmıştır. Dışişleri Bakanlığı’ndan ivedi şekilde gelen bir açıklamayla üst düzey güvenlikli bir toplantının konuşmalarının servis edilmesinin vatana yapılan bir ihanet olduğu, yapanların da/faillerinin de birer hain oldukları ifade edilmiştir.
Hükümete yakınlığıyla bilinen görsel ve yazılı basın, ses kayıtlarının servis edilmesinin arkasında cemaat olduğunu söylemektedir ve hainlikle suçlamaktadır. Buna mukabil cemaate yakınlığıyla bilinen haber kanalları ve gazeteler ise konuşmaların içeriğini kast ederek konuşmaların bizzat kendisinin ihanet olduğunu iddia etmektedir. Yani konuşmanın içeriği potansiyel ihanettir deniliyor. Zaten çirkinleşen polemiğin boyutu iyice zemin altı olurken seviye eksinin altında düşmüştür.
Değerli Köklü Değişim müdavimleri ve okurları, takdir edersiniz ki zaten sübjektif bir kavram olarak kullanıla gelen “ ihanet/hain” kavramları böyle bir ortamda iyice sübjektifleşmiştir.
Sübjektif bir kavram “ihanet/hain.”
Evet, her ülkeye, sisteme, hükümete ve insanın haleti ruhiyesine göre farklılık arz eden, edebilen bir kavram... Hakikaten de öyle herkes kendi düşünce yapısına göre bu kavramı oturtabildiği bir zemin bulabiliyor. Vatan haini, millet haini, ülke haini vs.
Ağzı olan kendi dünyasından hareketle ihanetle suçluyor birilerini…
Bizde nasibimiz aldık işin doğrusu bu seçim hengâmesinde. Zaten alışageldiğimiz ithamlardı ama bu seçimde de nasibimizi aldık.
- İslam’ın hayata hâkim olmasının şeri yolu olan Hilafet Devleti’ni istedik, hain ilan edildik.
- Demokratik seçimlere katılmanın haram olduğundan hareketle seçim sandıklarına gitmedik(sözde vatandaşlık görevini ihmal ettiğimizden dolayı)hain ilan edildik.
Ne biliyim bu ve buna benzer çoklarca itham.
Kerim Kardeşlerim!
Asıl konu şu; Cemaatin AKP’yi, AKP’nin Cemaati itham ettiği, sadece bu iki cenahla da kalmayıp herkesin keyfine göre birbirlerini yaftaladığı “ihanet ve hainlik” kavramlarını hangi açıdan değerlendirmemiz gerekmektedir? Sizce de izaha muhtaç bir konun değil mi?
“İhanet” ve “hainlik” kavramları Şeri Naslar ’da kendisine yer bulmuş birer kavramdırlar. Hal böyle olunca Kur’an ayetleri ve hadislerin ışığında ihanetin ne ve hainliğin asıl kimler olduğunu anlamaya çalışalım.
Kur’an’da ihanet kavramının geçtiği çoklarca ayet vardır. Ama ben örnek teşkil etmesi bakımından bir tanesini alıp ayetle alakalı olarak müfessirlerin görüşlerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَخُونُواْ اللّهَ وَالرَّسُولَ وَتَخُونُواْ أَمَانَاتِكُمْ وَأَنتُمْ تَعْلَمُونَ
“Ey müminler Allah'a, Peygamber'e ihanet etmeyiniz. Yoksa üstlendiğiniz emanetlere bile bile ihanet etmiş olursunuz.”
İbn Abbas’tan gelen rivayetle şöyle der: "Allah Celle Celaluhu'ya hainlik etmek, farzlarını terk etmekle, Rasullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e hainlik de sünnetini terk etmek ve onun günah saydığı şeyleri yapmakla olur. Emanetler, Allah'ın, kullarından yapmalarını istediği amellerdir. Ayette geçen "bile bile" sözünden maksat, "onun hainlik olduğunu ve vebalinin ne olduğunu bildiğiniz halde" demektir.”
Hadiste ise Rasullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem söyle buyurmuştur:
سيأتي على الناس سنوات خداعات، يصدق فيها الكاذب، ويكذب فيها الصادق، ويؤتمن فيها الخائن، ويخون فيها الأمين، وينطق فيها الرويبضة، قيل: وما الرويبضة؟ قال: الرجل التافه يتكلم في أمر العامة
“İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki; o zaman yalancılar doğrulanacak, doğru sözlüler de yalanlanacaklardır. O zaman hainlere güvenilecek, güvenilir olanlar da ihanetle suçlanacaklardır. İşte o zaman Ruveybida konuşacaktır.' Dediler ki: ‘Ruveybida’ da nedir?’ Buyurdu ki: “Kamunun işleri hakkında (söz sahibi olan) değersiz adamdır!”
(İbni Mace)
Başka bir hadiste şöyle buyrulur:
لِكُلِّ غَادِرٍ لِوَاءٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ يُرْفَعُ لَهُ بِقَدْرِ غَدْرِهِ أَلَا وَلَا غَادِرَ أَعْظَمُ غَدْرًا مِنْ أَمِيرِ عَامَّةٍ
“Her ihanet eden için kıyamet günü bir bayrak olur. O bayrak ihanetine göre onun için yükseltilir. Dikkat, ihanet bakımından genel emirden daha büyük ihanet eden olmaz.” (Müslim)
Yani ayet ve tefsirinden anlaşılan şu; kim ki Allah ve Rasulü’nün getirdikleriyle amel etmezse, onların emir ve yasaklarına muhalefet ederse, hayatında Allah ve Rasulü’nün hükümlerine yer vermezse emanete ihanet etmiş ve hainlik vasfının muhatabı olmuştur.(Allah korusun) Ve bu sadece münferit meseleleri kapsamakla kalmayıp idarecileri de kapsamaktadır. Çünkü İslam’ın her bir alana yönelik düzenlemesi ve ahkâmı vardır. Ve yukarıda da ifade ettiğim gibi kim muhalefet eder ve amellerinde Şeriat’ın hükümlerine muvaffakiyet sağlamazsa Allah’a ve O’nun şanlı Rasulüne ihanet etmiş olur.
Hadis ihtiva ettiği mana itibariyle tüm heybetiyle karşımızda arzı endam etmektedir. Sanki az önce rivayet edilmiş izlenimi uyandırmaktadır. Yanlış anlamayın, şüphesiz ayetler ve hadisler evrensel mesajlar olması hasebiyle güncelliğini her zaman için koruyacaktır, lakin vakıaya intibakı bakımından gerçekten calibi dikkattir. Mezkûr hadis gerçekten de başımızdaki yöneticileri anlatıyor Allahu âlem…
Şimdi kim hain?
- Allah’ın emri gereği demokratik seçimlerde sandığa gitmeyip, dik bir duruş sergileyen ve Allah Azze ve Celle’yi memnun etmenin peşinde olan bizler mi?
- Çözümü demokraside, cumhuriyette ve de bir başka beşeri bir nizamda aramayıp, sadece İslam Nizamı’nda arayan bizler mi?
- Allah’ın dini hayatımıza, yine Allah’ın Rasulüne gösterdiği metot doğrultusunda hakim kılmaya çalışmanın mücadelesini veren bizler mi?
Yoksa hain,
- Allah’ın haramını helal, helalini de haram kılmaya yeltenen onlar mı?
- Küfür nizamı olan demokrasinin silahşörlüğüne soyunan ve savunuculuğunu yapan onlar mı?
- Diyalog çağrısı yapıp izzet kaynağı tek din olan İslam’ı diyalog malzemesi yapanlar mı?
- Müslüman kardeşini yüz üstü bırakıp, kafirlerle dostluk kuranlar mı?
- Müslüman kanının akıtılmasına az bir menfaat karşılığında göz yumanlar mı?
- Sadece İslam hâkim olsun diye korkusuzca haykıran cengâver Müslüman gençleri 10larca sene hapse mahkûm edenler mi?
Siz söyleyin kardeşlerim; sizce “hain” kim