Bu başlığı ‘Google’da yazdığımda birçok şiir ve makaleye konu olduğunu gördüm. Sadece bir yazar ile aynı kastı yakaladığımı fark ettim. Konu ile ilgili aynı şeyi düşündüğümüz yazarın şu ifadesine bende imza atarım; “Gölgeler insanların en sadık dostlarıdır, öldükten sonra bile birlikte gömülürler.” Belki de gölgeler sahiplerinin hem şahidi hem itirafçısıdır. Öldükten sonra yaptıkları güzel ve hayırlı işlere şahitlik yapacakları gibi işledikleri cürümler ve ihanetler için de hesap günü itirafçı olacaklardır. Öyle ya; insanoğlu herkesi kandırabilir ama gölgesini asla, herkesi yarı yolda bırakabilir, gölgesini asla hatta herkesi öldürebilir ama gölgesini asla. Gölgesi onun yakasını asla bırakmaz. Bazen önünde ve arkasında, bazen de sağında ve solunda olur. Az da olsa bazen gözükmez ama asla vazgeçmez, asla sahibini terk etmez. Aydınlık ve karanlık fark etmez, insanoğlu gölgesine esirdir, gölgesi onu ele verir.
Mesela şu an üzerine yağmakta olan bombalar İdlibli çocukları parçalara ayırırken gölgeleri de onlarla birlikte parçalara ayrılmaz mı? Peki, o gölge parçacıkları o çocukların şahitliğini yapmazlar mı? İdlibli Müslümanlar ölüm sırası beklerken gölgeleri Rablerine şikâyette bulunmaz mı? Suriye’de sıcaklık 13 derece, gölgede biraz daha serin, füze ve roketlerin havadan yansıyan gölgesi… Peki, bu serinleten gölge itirafçı olmaz mı liderlerinin aymazlığına. Mesela Yemenli çocuklar kolera ve tifo salgınlarıyla boğuşurken üzerine yağan Suud ve İran yapımı bombaların gölgesinde rahat bir nefes alabilir mi? O çocukların gölgesi böyle puslu bir havada yine de gözükür mü acaba?
Müslümanların yöneticileri ile gölgeleri arasındaki ilişki nasıldır? Belki de gölgeleri bunca olup bitene sessiz kalmak istemiyordur. Gölgeler terörün başı ABD ile kurulan ittifaktan, Rusya ile yapılan müzakerelerden, İran ile atılan imzalardan, zalim Esed ile varılan mutabakattan dolayı sahiplerinin yanında gözükmüyorlarmış. Bunca ihanetin nasıl yapıldığına şahit olmak istemiyorlarmış. Hangi suçlarını itiraf edeceklerini bile şaşırmış durumdalar. Hangi ihanetlerine şahitlik yapacaklar? Sahipleriyle aynı mezara girebilirler mi? Zor…
Malum, şeytanın gölgesi olmaz. Belki de ondandır bazı insanların şeytanlaşması, gölge istemezler. Yaptıkları ve yapacakları ihanetlerin gölge dahi olsa ifşa olacağı hiçbir şey istemezler. Belki gölgelerinden korkarlar bilinmez… Fakat her nasılsa İslam ümmetinin geleceğini de gölgelemekten de geri durmazlar. Müslümanların istikbalini gölgeleyip kendi karanlık dünyalarına çekmeye çalışırlar. Siyaseti kirli ilişkilerine gölge yaparlar, sonra da gölge oyunları oynayıp ümmete seyrettirirler.
Hülasa, siyasetin gölge oyunları kendisine bir ruh üflendiğinde alenen ortaya çıkar. Üstündeki kirli elbiseler bir bir yere düşer ve artık kral çıplak kalır. Şeytan gölgesizdir fakat bir insan ne kadar şeytana uyarsa uysun gölgesiz kalamaz. Bir gün hiç beklemediği bir zamanda zulmü gün gibi parlar. O zaman gölgesini de öldüremez ve oyun bitiverir. O gün hesap çetin, azap ise ağırdır.
Gölgesiyle dost olanlara ne mutlu…