George Floyd Hadisesi ve Kapitalizmin Zihin Kodları!
20 Haziran 2020

George Floyd Hadisesi ve Kapitalizmin Zihin Kodları!

Kapitalizm hayata bakış açısı, yönetim biçimi, geliştirdiği insanlar arası ilişki ve ortaya çıkardığı liberal insan tipiyle insanlıktan uzak, farklı, vahşiyane bir toplumsal düzlem arz etmektedir. George Floyd olayı bu toplumsal düzlemin zihin kodlarını bir kez daha önümüze sermiştir. Gerçekte bu hadise kapitalizmin bütün özelliklerini yansıtan komplike bir olaydır. Zira olayın sebebi, meydana geliş biçimi ve mahkemenin failler hakkındaki tutumu, bilahare tutum değiştirmesi ve ardından faillere biçtiği kefalet miktarıyla baştan sona kapitalizmin hayata bakış açısını ortaya koymuştur.

Bilindiği üzere 25 Mayıs tarihinde ABD’nin Minneapolis şehrinde, sahte para kullandığı iddiasıyla gözaltına alınan George Floyd, acımasızca oracıkta öldürülmüştü. Nitekim zanlı mukavemet göstermemiş, buna rağmen rejimin faşist beyaz polisi Derek Chauvin, 46 yaşındaki siyahi George Floyd’un boynuna diziyle 8 dakika 46 saniye bastırarak “Nefes alamıyorum” iniltilerine aldırmadan onu vahşice öldürmüştür.

Kaldı ki; George Floyd, haksız yere öldürülen ilk siyahi değildir. Amerika’nın kuruluşundan bu yana her yıl binden fazla benzer olay meydana gelmektedir. Düzinelerce vaka filme alınmış ve dünyaya yayınlanmış olmasına rağmen, Trevor Martin, Freddie Gray ve Eric Garner’ın öldürülmeleri gibi ancak sayılı birkaç olay dikkat çekebilmiştir. Sokağa mal olan bu birkaç hadise, “hukuk, adalet, eşitlik” sloganlarının atıldığı protestolara neden olmuş, bunların ardından bir takım hukuki düzenlemeler olmuş ise de güç ve itibardan yana olan sistem zayıfı ezmeye devam etmiştir.

George Floyd’un sahte para kullanma ile suçlanması, yani meselenin çıkış noktasının para olması bir tesadüf değildir. İş ve ticaret hayatının fırsat eşitliği yalanıyla baş başa bırakıldığı bir dünyada siyahilerin genelinin toplumun yaşam standartlarının çok gerisinde bir hayat sürdürdükleri bir gerçektir. Zira kapitalist bir dünyada iş ve ticaret hayatını düzenleyen unsur güç ve itibardır. Böyle bir dünyada siyahiler, güç ve itibarın uğradığı son adres olmaktadır.

Diğer taraftan mağdur direnmediği hâlde şiddet kullanılarak yere yatırılması, rejim polisinin nefes alamadığını ifade etmesine rağmen onu vahşiyane bir şekilde öldürmesi ve yanı başındaki üç beyaz polisin soğukkanlılıkla cinayeti izleyip müdahale etmemeleri, kapitalizmin yetiştirdiği insan profilini ortaya koymaktadır. Öyle ki bu, Amerika’yı keşfettiğinde yerlileri kısmen yok edip kısmen de köle olarak pazarlayan “mimsiz medeniyet”tir. Bu, Hiroşima ve Nagazaki’de atom bombası olup yağan zihniyettir. Bu, Afganistan üzerine “Tüm bombaların anası” olarak addettiği GBU-43/B bombasını yağdıran anlayıştır. Suriye’de DAİŞ, Kuzey Irak’ta Haşdi Şa’bi olan karakterdir. Bu, Guantanamo, Bargam ve Ebu Gureyb zindanlarındaki işkenceci mel’un ruhtur.

Dahası kapitalist zihniyet, bu hunharca işlenen cinayetin failini ve işbirlikçilerini tutuklamaya bile gerek duymamıştır. Vicdanın sesi sokaklara inip protestolar baş gösterince tepkileri kontrol altına almak için usulen tutuklanmışlardır. Bu tutuklama bile insani kaygılardan ziyade sisteme gelebilecek zararı savmak için yapılmıştır. Zira Covid 19 salgınıyla tökezleyen ekonomik sistemin protestolarla daha da kötüleşebileceği hesap edilmiştir. Artı 3 Kasım 2020’de gerçekleştirilecek ABD başkanlık seçimleri ile ilgili kaygılar da bu protestolara karşı alınacak tutumu belirlemede etkili olmuştur. Trump bir taraftan orduyu sahaya çağırarak güçlü lider imajını vermeye çalışırken diğer taraftan faillerin adilce yargılanacağına ve polis teşkilatının yeniden yapılandırılacağına dair güvence veren açıklamalar yapmıştır. Protestolar yedinci gününe girerken eylemler sırasında yangın tehlikesi geçiren St. John’s Episcopal Kilise’ne giderek İncil ile birlikte poz veren Trump, böylece laiklik duvarlarının içine hapsolunmuş dinlerin kapitalizmin önemli bir unsuru olduğunu göstermiştir.

Bilahare tutuklanan Derek Chauvin ve işbirlikçileri video konferans yöntemiyle hâkim karşısına çıkarıldılar. Faşizan bir anlayışa sahip olan Derek Chauvin’in hâkimin sorularına 11 dakikalık duruşma boyunca hiçbir cevap vermemesi ilginçtir. Ancak böyle bir caninin belli bir kefaletle şartlı veya şartsız salıverilebilmesi çok daha çarpıcıdır. Nitekim Mahkeme Derek Chauvin’in şartlı salıverilmesi durumunda 1 milyon, şartsız salıverilmesi durumunda ise 1 milyon 250 bin dolar kefalet ücreti ödemesine hükmetmiştir. Bu da kapitalizmde insan hayatı dâhil her şeyin paraya tahvil edildiğini göstermesi bakımından oldukça önemli bir göstergedir. Özellikle suçlu-mağdur kimliğinin ve olayın duyulup duyulmamasının yargı sürecini ve kefalet miktarının belirlenmesinde etkin olması, güç ve paranın ve siyasi hesapların kapitalist sistemde hayatı nasıl esir aldığını ortaya koymaktadır.

Korona virüs, sosyal adalet namına hiçbir kritere sahip olmadığına dair kapitalizmin bir yüzünü ifşa ederken, George Floyd’un vahşice öldürülmesi eş zamanlı olarak onun ırkçı ve faşist yüzünü de deşifre etmiştir. Söz konusu protestolarda atılan sloganlar Amerika’da hüküm süren cahiliye düzeninin boyutlarını ortaya koymaktadır. Örneğin; “Siyahların hayatı önemlidir!” ve “Adalet yok!” “Huzur yok!” sloganları, kapitalizmin önde giden ülkesi Amerika’da 21. Asırda halkın çoktan sağlanması gereken en temel hak ve özgürlüklerin kâğıt üzerinde kaldığını ifade etmektedir. Bu üç slogan, bunca zaman sonra dahi Batı cephesinde değişen bir şeyin olmadığını ifşa etmektedir. Yine ırkçılık, yine eşitsizlik ve adaletsizlik! Hele bir de “Nefes alamıyorum!” çığlığı var ki insanlığını yitirmemiş her yüreği dağlamış, her vicdanı kanatmıştır. Zira “Nefes alamıyorum!” çığlığı; direnmediği ve daha suçlu olduğu bile ispatlanmadığı hâlde siyahi bir vatandaşın boğazına diziyle çöken faşist ırkçı bir beyaz polisi resmetmektedir.

Meydanları inleten ifadelerden biri de “Bankaların borcu kapatılıyor, bizim suyumuz!” diye atılan bir slogandır. Bu slogan, kapitalist zihniyeti bütün çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Nitekim kapitalist sistem kendisini ayakta tutan büyük holdinglerin iflas etmesine mani olmak üzere onları finanse ederek borçlarını kapatır. Bu ödemeyi de kamu bankaları üzerinden yaparak paranın istisnasız her vatandaşın cebinden çıkmasını sağlar. Evet, kapitalist sistem sıklıkla bunu yapar. Diğer taraftan su parasını ödeyemeyen işsiz bir vatandaşın da su vanasını kapatır. Zira o vatandaş güçsüzdür. Kapitalist sistemde güçsüz insan dolgu malzemesi mesabesindedir. Zira ondan çok sayıda vardır. Hatta kısmen bir fazlalık teşkil etmektedirler. Daha açık bir ifade ile kapitalizm için zayıf olanın insan olmasının, can taşıyor olmasının bir kıymeti yoktur.

Sokakları hareketlendiren vicdan kapitalist zihniyetin geçmişini de hatırlamış ve lanetlemiştir. Nitekim Avrupa ülkelerine sıçrayan protesto eylemleri boyut değiştirerek insanların köle tacirlerinin heykellerini yıkamaya yöneltmiştir. Bunun için yıkılması gereken heykellerin bir listesinin yapıldığı ve bunların yer ve konumlarının paylaşıldığı yazılmaktadır. Nitekim İngiltere’de 17. yüzyılda köle tüccarlığı yapan Edward Colston’ın Bristol’daki heykelinin devrilerek nehre atılmasıyla başlayan hareket sistemin sonunu haber vermektedir. Protestocular, ABD’nin 600’den fazla köleye sahip olduğu bilinen III. Başkanı Thomas Jefferson’ın kendi adıyla anılan lisenin bahçesindeki heykelini yıkarken, ünlü İtalyan kâşif ve sömürgeci Kristof Kolomb’un Virginia’da bulunan heykelinin kafası koparılarak, bulunduğu yerden sökülmüştür.

Bunlar elbette çok şey ifade etmektedir. Ancak önemli olan bu heykellerle birlikte kapitalist düzenin yıkılması ve İslâm ülkelerindeki uzantılarının bertaraf edilerek yerine hak ve adaletin teminatı olan İslâm nizamının kurulmasıdır.

İslâm’ın inşa ettiği adalet ve kardeşlik nerede, heva ve hevesin icat ettiği güç odaklı kapitalizm ve bir çeşit yansıması olan ırkçılık nerede?

Nitekim Kur’an Azimuşşan, اَنَّهُ مَنْ قَتَلَ نَفْساً بِغَيْرِ نَفْسٍ اَوْ فَسَادٍ فِي الْاَرْضِ فَكَاَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَم۪يـعاًۜ “…Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın haksız yere bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur…” [Maide 32] diye buyurarak insan hayatının dokunulmazlığına dair evrensel ilkeyi koymuştur.

Yine; يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَاُنْثٰى وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوباً وَقَـبَٓائِلَ لِتَعَارَفُواۜ اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰيكُمْۜ “Ey insanlar, sizi, bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz, takvada en ileri olanınızdır.” [Hucurat 13] diye buyurarak ırkçılığı bertaraf etmiştir.

Tıpkı bunun gibi Rasul SallAllahu Aleyhi ve Sellem “…Siyah derili olanın beyaz derili üzerine bir üstünlüğü yoktur, beyazın da siyah derili üzerine bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvâ iledir.” [Cem’u’l-Fevâid, 1/510, hadis no: 3632] buyurarak ırkçılığı ortadan kaldırmıştır.

Kaldı ki; George Floyd hadisesi Amerika’da yaşanmış olsa da aslında dünya düzeyinde bir örnek teşkil etmektedir. Zira halkı Müslüman olan ülkeler de dâhil olmak üzere kapitalizmin hüküm sürdüğü her ülkede aynı hadiseler günü birlik yaşanmaktadır. Uygulanan sistem kapitalizm olduktan sonra halkın Müslüman olması pek de bir şey değiştirmemektedir. Aynı zulüm ve faşizan düzen bugün dünyanın her tarafını kasıp kavurmaktadır.

Kapitalizmin kalesinden yükselen ve Avrupa’da heykelleri yıkma eylemine dönüşen bu çığlıklar ilk değil ve son da olmayacaktır. Ta ki yıkılıp tarihe karışana kadar! Müslüman ümmetin bağrından çıkan bir avuç yiğit, ümmeti ikna ederek er ya da geç dünyanın üzerine çöken bu leş kargalarının düzenini yerle yeksan ederek yerine II. Evrensel Râşidî Hilâfet Devleti’ni elbette kuracaktır. Allah zalimlere karşı o yiğitlere zafer verecek ve Müminlerin gönlünü ferahlatacaktır. [Tevbe 14] İşte o gün bütün mazlumların intikamı alınmış olacaktır. Kapitalizmin evrensel sahipleri; firavunlar ve tiranlar, yerli işbirlikçileriyle birlikte cehenneme sürükleneceklerdir.

وَسَيَعْلَمُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُٓوا اَيَّ مُنْقَلَبٍ يَنْقَلِبُونَ

“Zalimler yakında nasıl bir devrim ile devrileceklerini göreceklerdir.” [Şu’ara 227]

___

#KapitalizmÇöktüÇözümİslam