Erdoğan Cumhurbaşkanlığı sürecini değerlendirirken, partinin parçalanmadan devam etmesi ve lider olması gerekenin şahıslar değil, dava olması gerektiğini söyledi. Bu söylemlerine davalarının kadim bir dava olduğunu eklemeyi de ihmal etmedi.
Tüm bunları duyduğumda kendime bir takım sorular sordum. Öncelikle Erdoğan’ın kastettiği dava nedir? Kadim kelimesi ile ne kastetti ve ne kadar geriye gitmek gerekti? Bu davası İslam davası mıdır? Yoksa başka bir dava mıdır?
Tüm bu sorular derin düşünmeye sahip herkesin cevaplayabileceği sorulardır aslında. Ancak söylemler çok aldatıcı ve yüzeysel düşünenleri rahatlıkla aldatabilecek düzeyde. İlk bakışta davanın İslam davası olduğu izlenimi var . Çünkü Erdoğan, bırakın iktidara gelmeyi kendisi bilindi bilineli İslam davasını taşıyan bir kimlik ile özdeşleşmiş durumda. O’nun bu durumu bu ve benzeri her söyleminin İslam ile yorumlanmasına sebep olmaktadır. Oysa özellikle iktidara geldikten sonra İslam adına yaptığı hiçbir şey yoktur. Ne imam hatip meselesi nede başörtüsü meselesi bu halın dışına çıkmaz. Zira imam hatipler gerçek manada İslam’ın öğretildiği yerler olmamakla birlikte, başörtüsüne de demokratik bir hak olarak bakılmaktadır.
Peki bu davadan kastedilen İslam davası değilse, gerçek İslam davası nedir öyleyse?
İslam davasının özünde Allah’ın haramlarını koşulsuz haram kabul etmek, Allah’ın helallerini koşulsuz helal kabul etmek demektir. Dava adamlığı ise İslam’ın önünde duran her türlü engelin karşısında durarak hakkı söylemeyi gerektirir. Bu dava; laikliği, demokrasiyi, batıdan gelen her türlü hadari fikri reddetmeyi gerektirir. Batılı liderlerini değil Müslüman kardeşlerini dost edinmeyi ve yardıma muhtaç oldukları her anda onların yardımına koşmayı gerektirir. Batılı sistemleri reddetmeyi, İslam nizamını arzulamayı ve onun gelmesi için çalışmayı gerektirir.
Oysa Erdoğan bu saydıklarımızın hiçbirini yapmadığı gibi tam tersini yapmaktadır. İslam davası olmadığına göre kadim dediği bu davası nedir peki. Farkında olarak veya olmayarak kastettiği dava taguti bir davadır. Bunda da şüphe yoktur. Allah’a hamd olsun faizi düşürdük diyen bir liderin davasının İslam davası olmadığı açıktır.