Bir Manipülasyon Aracı; Bilişsel Haritalar
06 Ağustos 2024

Bir Manipülasyon Aracı; Bilişsel Haritalar

Maalesef 100 yılı aşkın bir süredir Müslümanların fizikî haritaları ile birlikte bilişsel/zihinsel haritalarının da sınır ve çerçevesini sömürgeci kâfir Batı belirlemektedir. O kadar ki fizikî coğrafyamızdaki işgallerini kalıcı hale getirebilmek için oluşturdukları bilişsel haritaları kullanıyorlar. Bilişsel haritalar, birey ve toplumların manipüle edilip saptırılmasında önemli rol oynuyor. Bu kavram ile kastettiğimiz şey, gerçeklerin bir takım tanım, etiketleme vs. yoluyla bükülmesi, çarpıtılması ve ona ulaşmanın yollarının bulandırılmasıdır. Gerçeklerle ilgisi olmayan bilişsel haritaların farkında olmamak -bugün olduğu gibi-, birçok kimsenin aldatılmasına, o kadar ki düşmanlarına âşık hale gelmesine sebep olmaktadır. Gelin, meramımızın iyi anlaşılması için birkaç örnek üzerinden meseleyi daha vazıh hale getirelim.

"Ortadoğu Bataklığı"

"Ortadoğu bataklığı" ifadesi, bilişsel haritalamaya en güzel örneklerden biridir. Bu tabirle kastedilen; Müslümanların yoğun olarak yaşadığı bu coğrafyanın geri kalmışlığı, bölgedeki savaşlar, insanların birbirini yemesi vs. Sanki dünyanın başka hiçbir yerinde savaş yokmuş, her şey güllük gülistanlıkmış gibi! Oysa bu bölgedeki kargaşanın, geri kalmışlığın en önemli sebebi sömürgeci Batı’nın bölgede yürütmüş olduğu vekâlet savaşlarıdır. Ancak bölgede yerleştirdikleri kültürel emperyalizm yoluyla, peşlerine taktıkları mankurtlar sürüsüyle gerçekleri çarpıtmaktadırlar. Bütün ahlaki, kültürel, fikrî, siyasi, askerî saldırılarına rağmen umut, hâlâ bu coğrafyadadır/Müslümanlardadır. Yoksa dünyevi menfaatleri için insanlığı mahveden Batı’da değil. Zira Meksika’da uyuşturucu kartelleri palalarla birbirini doğruyor, Amerika’da tazminat alabilmek için en basit meselelerde insanlar birbirine dava açıyor, Hollanda'da ötenazi seansları yapılıyor, Norveç atipik depresyon yaşıyor, İngiltere’de yalnızlıkla mücadele etmek için bakanlık kuruluyor, Fransa buz gibi mutsuzluk yaşıyor... Neredeyse tüm Batı'da çocukların hemen hemen yarısı, babası belli olmadan dünyaya geliyor. Halbuki değerlerin yerlerde gezdiği Batı için "bataklık" tabiri çok daha oturaklı olur: "OrtaBatı Bataklığı!" Bu coğrafya, coğrafyamız onlara benzedikçe kaybediyor, onların hegemonyası devam ettikçe batıyor. Onları ne zaman ki yeniden fikrî, siyasî, askeri her anlamda bu coğrafyadan söker atar, Hilâfet'le yeniden yekvücut oluruz, işte o zaman hem aydınlanır hem de dünyayı aydınlatırız.

Terörizm-Terörist

"Terör" ve "terörist" kavramları, muhaliflerini etiketleme ve yok etme aracı olarak kullanılan manipülatif bir bilişsel haritalamadır. Bugün bu kavramı istismar ederek Batı -özellikle de ABD- bütün dünyayı istediği gibi at koşturduğu çiftliği haline getirmiştir. İnsanların zihnine terörle ilgili istediği içeriği, istediği gibi yerleştirmiş ve sömürüsünü istediği gibi yapmaya çalışmaktadır. Bütün bir Batı, Müslümanları terörizmle ilişkilendirerek bilişsel bir harita oluşturmuş, bu yolla halklarını İslam’dan uzak tutmuş, Müslümanların evlatlarını da İslam ile ilgili gerçekler hususunda aldatmıştır. Bunun en güncel örneği olan Gazze, hemen hemen bu bilişsel haritayı parçalar gibi olmuş ancak dünya siyasetindeki neredeyse tüm dizginler sömürgecilerin ellerinde olduğundan, bu algı tamamen yok edilememiştir. Bakınız; geçtiğimiz ay Netanyahu’nun ABD Kongresinde yapmış olduğu küstah konuşmasında kullandığı en önemli bilişsel harita, "terörizm" olmuştur. Oysa tüm dünya gördü ki asıl terörist, sömürgeci Batı ve onların aveneleridir. İnsanlar, tüm o nutuklarına rağmen dünyayı kana bulayanların, o kürsülerde sözde insanlık edebiyatı yapan takım elbiseli teröristler olduğunu gördüler.

Demokrasi

İnsanların aldatıldığı kavramlardan biri de "demokrasi"dir. Bu kavram ile belki de insanlık tarihinin en manipülatif bilişsel haritası oluşturulmuştur. O kadar ki en çirkin şeyler bile bu kavram kullanılarak aklanmaya çalışılıyor. Bombalar insanların tepesine demokrasi(!) için atılıyor. Âdem babamızdan bu yana insanlığın evrensel gerçekliği haline gelmiş değerleri (aile, ahlak, vb. gibi) bu kavramın arkasına sığınılarak yok ediliyor. Demokrasi, büyük bir tarihî yalan olduğu halde, insanlar onunla ilgili oluşturulan sahte bilişsel haritalar yoluyla ona meftun hale getiriliyor. İnsanları kula kul ettiği halde özgür hissettirecek kadar güçlü bu kavram ile ilgili bilişsel harita. Demokrasinin hakikatiyle ilgili esaslı ve kapsamlı malumata sahip olan Müslümanlar olmasaydı, bütün dünya uyuyor olur, dolayısıyla da uyanış umudu yok olurdu. Ama âlemlerin Rabbine hamdolsun ki gerçek böyle değildir ve her geçen gün insanlık, demokrasi yalanına karşı daha bilinçli hale geliyor ve onun saptırıcı bilişsel haritasını yırtıp atıyor.

Velhasıl yanlış bilişsel haritalar, farkında olmazsak bizi düşmanlarımızın oyuncağı haline getirir. Yalanların içinde gerçeklerden uzak bir hayat yaşamamıza sebep olur. Yanlış bilişsel haritalar -Matrix filminde olduğu gibi-, bizi sanal/üretilmiş sahte gerçekliğin içine hapseder, kendimiz ya da başka birinin yardımıyla "gerçek/lik hapını" yutmazsak o kurgulanmış sahte dünyada yaşamaya devam eder gideriz. Mesele sadece yaşamak olsa sorun yok, düşmanlarımızın, dahası insanlık düşmanlarının elinde oyuncak ve dahi köleler haline geliriz. Oysa âlemlerin Rabbi, âdemoğlunu şeref sahibi kıldı. Ona yakışan yalnızca O Subhanehu’ya itaat ve kulluk etmesidir.

[وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ] "Ben cinleri ve insanları, başka değil, sırf Bana kulluk etsinler diye yarattım." [Zariyat Suresi 56]