Her yıl takvimler 1 Mayıs gününü gösterdiğinde; emekçilere ve işçilere ithaf edilerek büyük şehirlerin belirlenen meydanlarında veya tercih edilen herhangi bir alanında organize edilen gösteri ve konuşmalar yapmak üzere insanlar toplanıyorlar. Bu günde sendikaların temsilcileri çeşitli etkinlikler ile işçilerin haklarını dile getirip kutlamalar yapıyorlar. Konuşmalar yapılıyor, halaylar çekiliyor, sloganlar atılıyor. Emeğin bayramı olarak ifade edilen 1 Mayıs dünyanın dört bir yanında işçi bayramı, emek bayramı, bahar bayramı, çiçek bayramı vb. isimlendirilerek kutlanıyor.
İlk kez 1856 yılında Avustralya’nın Melbourne kentindeki taş ve inşaat işçileri, daha fazla olan çalışma saatlerini günde 8 saatlik iş gününe indirmek için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlemişler. Akabinde yaşanan bazı olaylardan sonra zamanla 8 saatlik iş günü birçok ülkede resmen kabul edilerek 1 Mayıs işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliği kazanmıştır. 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğindeki işçiler aynı taleple iş bırakmıştır.
1 Mayıs kutlamalarının ortaya çıkışı ve tarihçesine göz atıldığında; 19. Yüzyıl, kapitalist vahşetin dünya üzerinde çok şiddetli ve aleni bir şekilde hissedildiği yıllardır. Bu yüzden işçi ve emekçiler açısından çalışma saatlerinin indirilmesi, o dönemin kapitalist vahşetine karşı elde edilmiş büyük bir zafer anlamına gelmektedir. İşte 1 Mayısın bayram olarak kutlanmasının temelinde kapitalist zorbalara karşı sözde elde edilmiş bu zafer yatmaktadır. Kapitalizmin zulmüne karşı ortaya çıkmış olan komünizm yanlılarının ve sol cenah olarak bildiğimiz zümrenin bu bayramı sahiplenmesinin altında da bu neden yatmaktadır.
1 Mayıs Türkiye’de ise ilk defa 1923 yılında resmi tatil olarak anılmıştır. 1924 yılında hükümet kitlesel kutlamaları yasaklamış, 1935 yılında ise yeniden izin vermiş, tatil günü olarak kutlamalara günümüze kadar devam edilmiştir. Aslında hiç de öyle bir bayram havasında kutlama yapılacak olaylar bulunmamaktadır. Ortaya çıkışı 1800’lü yıllara dayanmakla birlikte insanları neşelendirip mutlu eden, huzura kavuşturan, müjdeli bir haber veren herhangi bir durum söz konusu değildir. Dünya üzerinde hâkim olan kapitalizmin, insanları sömürmeye ve onlara değer verdiği izlenimine yönelik bir gündür ve bayram ilan edilmiştir. Türkiye de tıpkı batı traktörünün römorku olmuş “bize her gün düğün bayram” misali 1 Mayısı bayram olarak kutlamaya devam etmektedir. Kapitalist sistem, insanları sömürmekte profesyonel olduğu kadar bunu kamufle etmekte de uzmandır. Aynı zamanda senede bir gün 1 Mayıs kutlamalarıyla işçi ve emekçilerin biriken gazını almaktadır.
Ne kapitalizm ne de komünizm bu Ümmet için hayırlı değildir. Asıl hayır İslam’ın hâkim olduğu dönemde üç kıtaya hükmeden bu Ümmeti, 1 Mayıs gibi uyduruk bayramlarla oyalamak değil, o izzetli günlerine dönmesini sağlamak olacaktır. İslam’ın yeryüzünde hâkim kılınması, zaten Ümmet için en büyük bayram günü demektir.