Sömürgeci ABD’nin Egemenliğindeki Etiyopya’da Hristiyan Milisler 350 Kişiyi Öldürdü
06 Aralık 2022

Sömürgeci ABD’nin Egemenliğindeki Etiyopya’da Hristiyan Milisler 350 Kişiyi Öldürdü

Köklü Değişim Medya

Sömürgeci ABD’nin etkisi altında bulunan Etiyopya'da Amhara etnik grubundan Hristiyan Fano milisleri, Müslümanların çoğunlukta olduğu Oromo bölgesine düzenlediği vahşi saldırıda en az 350 sivili katletti.

MepaNews’te yer alan habere göre, Amhara etnik grubundan Hristiyan Fano milisleri, 25-29 Kasım tarihlerinde Oromia bölgesinde sivillerin yaşadığı çeşitli köylere saldırı düzenledi.

Oromo Milletvekili Cavar Muhammed, cumartesi günü yaptığı açıklamada Hristiyan Fano milislerinin saldırıları sonucunda 48 saat içerisinde en az 350 sivilin hayatını kaybettiğini ve saldırıların gerçekleştiği Kiramu, Kombolcha, Gabate (Horo Guduru), Kuyu ve Wara Jarso köylerinde 400 binden fazla insanın yerinden edildiğini açıkladı.

Öldürülenlerin arasında çok sayıda Müslümanın da olduğu belirtildi.

Oromo Kurtuluş Ordusu, Oromo Özel Kuvvetler ve Fano milisleri, Amhara Özel Kuvvetleri arasında çatışmaların şiddetlendiği bildiriliyor.

Oromo Kurtuluş Ordusunun (OLA) 18 Haziran'da Oromia bölgesindeki Tole köyüne gerçekleştirdiği saldırıda en az 230 Amhara Müslüman yaşamını yitirmişti.

Etiyopya'daki Çatışmanın Uluslararası ve Yerel Ulusal Boyutları

Etiyopya’daki çatışmanın uluslararası ve yerel yönüne 27 KASIM 2021 tarihindeki siyasi analizinde yer veren Hizb-ut Tahrir, süregelen çatışmalarını Amerika’nın Sudan’ı ikiye bölen planına benzetmişti.

Biden yönetiminin Etiyopya’yı parçalamak ve küçük devletçiklere bölmek için benimsediği plan doğrultusunda yürüyen olaylar olduğu ve bölünme kısa vadede gerçekleşmeyebileceğine, ama olayların gidişatına göre şu anki Amerikan planın bu olduğuna değinilmişti.

Analizin giriş bölümünde kısaca Etiyopya’nın siyasi geçmişine şu ifadelerle değiniliyor:

“Uluslararası yönden Etiyopya, 1941’de İngilizlerin yardımıyla ülkeden çıkarılana kadar doğrudan İtalyanların işgali altındaydı. 1941’de İmparator Haile Selassie’nin tekrar tahta geçmesiyle Etiyopya, İngiliz güdümü altına girdi. Solcu sosyalist çağrılarla Amerika, 1974’te solcu subayların darbesiyle İngilizlerin etkisini devirince, Etiyopya Amerikan güdümüne girdi. Darbeci subaylar arasındaki çatışma sonrasında Mengistu Haile Mariam liderliğindeki grup, 1977’de Etiyopya’da iktidara geldi ve İngiliz nüfuzuna kapıları kapattı. Yöneticilerin değişmesine rağmen Etiyopya’da iktidar, günümüze değin Amerika’nın güdümü altında kaldı.”

Resmi rakamlara göre halkın çoğunluğu Hristiyan olsa da, gayri resmi rakamlara göre Etiyopya halkının yaklaşık yüzde 60’ı Müslüman olmasına rağmen İslam’ın bu ülkedeki etkisi oldukça zayıftır hatta sıfırın altındadır. İslam’ın haram kıldığı milliyetçiliğin ülkeyi kasıp kavurduğu bilinmektedir.

Ülkenin bu yapısı ise analizde şöyle değerlendiriliyor:

“Etiyopya, etkin bir düşünce yoksulu olduğu için kabilecilik fanatizmi ve milliyetçi perspektif, devlet, partiler, oluşumlar, teşekküller ve ittifaklar gibi siyasi hayatın her alanında egemendir. Dolayısıyla kabilecilik fanatizmi ve milliyetçi perspektif, Etiyopya’da siyasi etkinin giriş kapısıdır. Kabilecilik çatışmaları, milliyetçilik savaşları, bölgeler ve eyaletler arasındaki sınır anlaşmazlıkları, bu kapıdan içeri girmektedir. Milliyetçi perspektife göre de jure yönetim merkezi Addis Ababa olan Oromo Bölgesi’nde, Etiyopya’nın en büyük etnik grubu ‘Oromolar’ yaşamaktadır. Oromolar, Etiyopya nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. Sonra Amhara Bölgesi gelmektedir. Amharalılar, Etiyopya nüfusunun yüzde 20’sini oluşturuyor. Ogaden bölgesindeki Somali milliyetçiliği de ülke nüfusunun yüzde 6’sını oluşturuyor. Bunu Tigray Bölgesi ve yüzde 5 oranıyla aynı adı taşıyan Tigray milliyetçiliği izlemektedir. Buna ek olarak Etiyopya’da düzinelerce başka küçük etnik grup var.”

Etiyopya’daki ulusal ve etnik çatışmaların aslında yerel kaynaklı olduğu, istismarcı etkili büyük güçlerin ise çatışmaları politikaları ve çıkarları doğrultusunda yönlendirdiğine işaret edilen analizin son kısmına ise günümüz çatışmaları ve hedeflerine şu şekilde değiniliyor:

“Sonuç olarak, Amerika, Abiy Ahmed’in Addis Ababa’daki merkezi hükümetini zayıflatmak için çalışmaktadır. Tigray ve Etiyopya bölgelerindeki diğer isyancıların ardışık zaferleri için yol yapmaktadır. Bütün bunlar, Biden yönetiminin Etiyopya’yı parçalamak ve küçük devletçiklere bölmek için benimsediği plan doğrultusunda yürümektedir. Bölünme kısa vadede gerçekleşmeyebilir, ama olayların gidişatına göre şu anki Amerikan planı budur. Sudan ile ilgili Amerikan planıyla aynı. Bu plan uyarınca, Güney Sudan, Sudan’dan ayrıldı. Bütün bunlar, Amerikan siyasi aklındaki yüksek derecedeki suçluluğu göstermektedir. Amerika ve diğer sömürgeci uluslararası güçler, politikalarını uygulamak ve çıkarlarına ulaşmak için kan dökülmesini umursamaz. Bunun bedelini özellikle savunmasız insanlar ödemektedir. Etiyopya’da genellikle ilk bedel ödeyecek olanlar, özellikle başkent Addis Ababa’da yaşayan ve Etiyopya’nın en marjinalleşmiş halklarından biri olan Müslüman Oromo halkıdır. Çeşitli Etiyopya güçleri, Müslümanların Etiyopya yönetimde hiçbir hisselerinin olmadığı konusunda efendileri sömürgeci kâfir ülkelerle hemfikirdirler. Etiyopya’nın Hristiyan olarak devam etmesi ve ülkede büyük oranda Müslümanlar olmasına rağmen İslam’ın Etiyopya siyaset sahnesinde yer almaması konusunda mutabıktırlar.

Ruanda ve diğer Afrika ülkelerindeki katliamlar gibi Afrika’da, Batının suçları bir örnektir. Genellikle bu savaşların ilk kurbanı Müslümanlardır. İslam Devleti Hilafet dışında hiç bir devlet, bu barbar uluslararası güçler karşısında duramaz. Hilafet, insanlar arasında hidayeti yayacak, çürük milliyetçilik ve fanatizmin yerini alacak, o büyük güçlerin suçlarını gözler önüne serecek, ibret alanlar için ibret kılacak, dünyaya meydan okuyacaktır.”

Detaylı analizin tamamını okumak için aşağıdaki başlığa tıkalyınız.

“Etiyopya'daki Çatışmanın Uluslararası ve Yerel Ulusal Boyutları”