Hizb-ut Tahrir Türkiye, Cumhuriyet’in 101. Yıldönümünde Cumhuriyet konu alan bir basın açıklaması yayımladı 

Hizb-ut-Tahrir_Cumhuriyet-Müflis-Bir-Sistemdir_Köklü-Değişim.jpg

Hizb-ut Tahrir Türkiye, Cumhuriyet’in 101. Yıldönümünde, “Toplumsal Çöküntü ve Ekonomik Krizden Başka Bir Marifeti Olmayan Cumhuriyet Müflis Bir Sistemdir” başlıklı bir basın açıklaması yayımladı. 

Türkiye’de Uzun yıllardır süren ekonomik ve insani krizlerin, her geçen gün artan kaos ortamının, bir türlü bitirilemeyen terör sorununun ve karşı karşıya kalınan toplumsal çöküntü yaşanırken 29 Ekim’in kutlandığına dikkat çekilen açıklamada, dini devletten ayıran laik Türkiye Cumhuriyeti’nin sağlıktan eğitime, güvenlikten üretime, adaletten ahlaka hiçbir alanda bu halka refah, huzur ve yüksek hayat standartları veremediği ifade edildi. 

“Durum her geçen gün dünü aratacak kadar kötüye gittiği halde, devlet erkânı ve sistem içi aktörler, şatafatlı tören ve konserlerle laik Cumhuriyetin kuruluşunu kutluyorlar, köhne rejimi diri tutmak için yeni Türkiye Yüzyılı ideallerinden söz ediyorlar” ifadeleriyle yıldönümü kutlamalarına işaret edilen açıklamada ayrıca, şu ifadelere yer verildi: 

**“Sömürgeci Batı’dan ithal edilmiş beşer mahsulü küfür nizamlarıyla donatılmış bu devlet mekanizması, devletlerarası düzeniyle, kurumlarıyla, bağlayıcı anlaşmaları ve şantajlarıyla Batı’nın boyunduruğundan bir türlü kurtulamıyor. Temiz toplum ve dindar nesil sloganları atılırken ailelerimiz yok oluyor, gençlerimiz sapkınlık, bağımlılık, ahlaksızlık çukuruna sürükleniyor, kadınlarımız katlediliyor, çocuklarımız kendilerini güvende hissedemiyor. İstatistikler, rakamlar ve öngörüler üzerinden pembe tablolar çizilirken, ekonomik ve finansal krizlerle halkımız gün geçtikçe yoksullaşıyor, insanca yaşam imkânlarından mahrum bırakılıyor. Muazzam faiz ve borç yükü, acımasız vergi uygulamalarıyla dar gelirli kesimlere yükleniyor. Yolsuzluk, hırsızlık, kolay yoldan para kazanma hevesleri toplumun her köşesinde kol geziyor. Hastaneler, okullar, kamu kurumları, yerel yönetimler, sosyal tesisler yetersiz ve kalitesiz hizmetlerden ötürü adeta can çekişiyor. Sanayi sektörleri ithalata bağımlı, tarım ülkenin kendi kendine yeterliliğini sağlamaktan çok uzak, işgücü ve istihdam imkânları dibe vurmuş, beyinlerimiz Batılı ülkelere göç ediyor, kritik seviyenin altına inen doğurganlık oranları sonucu giderek yaşlanıyoruz. Deizm, ateizm, satanizm, LGBT gibi sapkın düşünce ve inançlar özgürlük adı altında giderek yayılırken toplum inancından, dininden, tarihinden ve değerlerinden hızla uzaklaşıyor. Geçmişte nice coğrafyada yüz binlerce Müslüman katledilirken izlemek zorunda bırakıldığımız gibi, bugün de Gazze’de ve Lübnan’da süregelen soykırım ve katliamları naçar bir halde seyrediyoruz. İçerisinde yaşadığımız toplumun ve maruz kaldığımız vahim durumun sadece birkaç örneği bunlar ve bütün bunlar, bugün törenlerle ve güya ‘coşkuyla’ kutlanan Cumhuriyet rejiminin ifrazatları!”**

101 yıl sonra gelinene noktanın vahametine dikkat çekilirken, ‘bunun bir sistem değil, hükümetler ve liderler meselesi’ olduğunu söyleyenlere eleştiride bulunuldu. 

Cumhuriyet sisteminin asıl işlevinin İslam’ın geri dönüşünü engellemek olduğunun vurgulandığı bölümde ise şu ifadelere yer verildi: 

**“Cumhuriyet, Osmanlı Hilafet Devleti’nin enkazı üzerine kurulmuş bir ulus devlet niteliğiyle, Batılı sömürgecilik sisteminin İslam’ın geri dönüşünü engellemek ve Müslümanlara gün yüzü göstermemek için başımıza diktikleri sistemin adıdır. Kaygan zemine inşa edilmiş, kolonları kesilmiş, ağır hasar almış bu köhne binaya zorla oturtulmuş bu milletin huzur, güven ve refah bulması beklenemez. Fakat ümidimiz kırılmasın. Allah’ın vaadi ve Rasûlü’nün müjdesi haktır. Zulüm asla ilelebet payidar olamaz. Her gecenin bir sabahı, her batan güneşin bir şafağı vardır. İşte o şafak İslam’dır, İslam’ın devleti olan Hilafet’tir.”**

Basın açıklamasının tamamını okumak için:

[![Toplumsal Çöküntü ve Ekonomik Krizden Başka Bir Marifeti Olmayan Cumhuriyet Müflis Bir Sistemdir](https://hizb-turkiye.com/resimler/icerikler/toplumsal-cokuntu-ve-ekonomik-krizden-baska-bir-marifeti-olmayan-cumhuriyet-muflis-bir-sistemdir-1164.png?1730187780)](https://hizb-turkiye.com/toplumsal-cokuntu-ve-ekonomik-krizden-baska-bir-marifeti-olmayan-cumhuriyet-muflis-bir-sistemdir_d1164.html)

Hizb-ut Tahrir Türkiye: “Cumhuriyet Müflis Bir Sistemdir”

İşgalci ‘İsrail’ Meclisi, UNRWA’nın faaliyetlerini yasaklamak için adım attı

Köklü-Değişim‘İsrail’,-BM’nin-Filistin-Kolu-UNRWA’yı-Yasaklıyor,.jpg

İşgalci ‘İsrail’ Meclisi (Knesset), Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilerle Dayanışma Ajansı'nın (UNRWA) ‘İsrail’ içinde faaliyet göstermesini ve ‘İsrailli’ yetkililerin UNRWA ile herhangi bir temasta bulunmasını yasaklayan iki yasa tasarısını kabul etti. 

UNRWA Genel Komiseri Philippe Lazzarini, UNRWA'nın alternatifi bulunmadığını söyleyerek, bu iki yasanın **"Doğu Kudüs de dahil olmak üzere İşgal Altındaki Filistin topraklarındaki temel çalışmalarını sürdürmesini engellemesinden"** endişe duyduğunu dile getirdi.

Ankara ve diğer İslam beldeleri yönetimlerinin çare olarak gördüğü ve başta Gazze olmak üzere Filistin’i sürekli havale ettiği BM’nin acziyetine karşın 1 yıldır her katliam sonrası kınama mesajı yayımlamayı ve BM’ye havele etmeyi sürdürüyorlar. 

**UNICEF’ten Kınama**

UNICEF Sözcüsü James Elder, ‘İsrail'in UNRWA'ya yönelik yasağının **"Gazze'deki insani yardım sisteminin çökmesine"** yol açabileceği uyarısında bulunarak, bu kararın **"çocukları öldürmenin yeni bir yolunu yarattığını"** söyledi.

BM İnsani Yardım Ofisi Sözcüsü Jens Laerke, **"UNRWA vazgeçilmezdir ve bu noktada ona alternatif yoktur"** mesajı verdi. 

Yasağın kolektif cezalandırmaya tekabül edip etmediği sorulduğunda Laerke, **"Bence bu adil bir tanımlama... Bu, Gazze'de gördüğümüz kolektif cezalandırma eylemlerine bir yenisini daha ekleyecektir."** yanıtını verdi.

Pazartesi akşamı kabul edilen yasa tasarılarından biri, UNRWA'nın İsrail topraklarındaki tüm faaliyet ve hizmetlerini yasaklıyor ve üç ay içinde yürürlüğe girmesi planlanıyor.

İkinci yasa tasarısı, hükümet çalışanları ile UNRWA arasındaki tüm bağları koparıyor ve UNRWA çalışanlarının yasal dokunulmazlıklarını kaldırıyor.

Yasalarla birlikte, ajansın ‘İsrail’ ve Filistin topraklarında faaliyet göstermesini muhtemelen engelliyor çünkü ‘İsrail’ hem Gazze'ye hem de Batı Şeria'ya erişimi kontrol ediyor. Ajansın merkezini ‘İsrail'in işgal ettiği Doğu Kudüs'ten taşımaya zorlayabilir.

Lazzarini, bu ayın başlarında, yasa tasarısının geçmesi halinde Gazze'deki insani yardım operasyonlarının çökebileceği ve kış mevsiminin gelmesiyle birlikte gıda, barınma ve sağlık hizmetlerinin aksayabileceği konusunda uyarmıştı.

Gazze'nin yaklaşık 2,3 milyonluk nüfusu hayatta kalmak için neredeyse tamamen yardıma bağımlı. Nüfusun yaklaşık %90'ı yerinden edildi. Yüz binlercesi çadır kamplarında ve barınaklara dönüştürülmüş okullarda yaşıyor, çoğu UNRWA tarafından yönetiliyor. Açlığın yaygın olduğu Gazze’de Sağlık Bakanlığı'na göre, ‘İsrail'in 7 Ekim bu yana çoğu çocuk ve kadın 43.000'den fazla Filistinli Müslümanı katletti.  


‘İsrail’, BM’nin Filistin Kolu UNRWA’yı Yasaklıyor

İşgalci ‘İsrail’den Kuzey Gazze’de Vahşet: 100 şehit 

Köklü-Değişim,Kuzey-Gazze’de-Vahşet,-En-Az-100-Şehit-.jpg

Gazze’de hedeflerine ulaşamayan ve dün yaşadığı hezimette Kassam Tugayları’nın kurduğu pusuda 4 askerini kaybeden gasıp Yahudi varlığı b u sabah Gazze’nin kuzeyine düzenlediği barbar saldırıda 25’i çocuk yaklaşık 100 Müslümanı vahşice katletti.

Somut adım atmayan 57 İslam beldesinin kınama mesajlarından cesaret alarak Pazartesi gecesi gerçekleşen bombalı saldırıda, 24 gündür ‘İsrail'in yoğun kuşatması ve kara saldırısı altında olan kuzeydeki Beyt Lahya kasabasında beş katlı bir bina hedef alındı.  

Gazze merkezli hükümet medya ofisine göre, 25'i çocuk olmak üzere en az 93 ölüm doğrulandı. Kırk kişi hala kayıp. 

Bölgeden gelen görüntülerde saldırı yerinde battaniyelere sarılı cesetler görülüyor. 

Cesetlerin başında bir kadın, "Kimin için ağlayayım?" diye sordu. "Oğullarım mı? Kızlarım mı? Torunlarım mı? Kardeşlerim mi? Hepsi gitti. Bana kimse kalmadı." Diyerek yas tutuyor. 

[Köklü Değişim Beyt Lahya'da Katliam.mp4](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Beyt_Lahya_da_Katliam_56049c2cf7.mp4)

Hedef alınan bina, yakın zamanda ‘İsrail’ askerleri tarafından Gazze'nin kuzeyindeki evlerinden çıkarılan kişileri barındıran Ebu Nasır ailesine aitti.  

Saldırı sırasında binada 300 ila 400 kişi bulunuyor ve sivillerin ikamet ettiği biliniyordu. 


Yerel medya, ‘İsrail’ güçlerinin sağlık hizmetlerini sistematik bir şekilde yok etmesi sonucu Kuzey Gazze'de işlevsel hastanelerin olmaması nedeniyle yaralıların hayatını kaybettiği bildirdi.  

Kamal Adwan Hastanesi Müdürü Dr. Hussam Ebu Safiye, El Cezire'ye yaptığı açıklamada, **"Kaynak yetersizliği nedeniyle Beyt Lahya katliamında yaralananları tedavi edemiyoruz"** açıklamasında bulundu.
‘İsrail’ güçlerinin geçen haftaki saldırısından önce Gazze'nin kuzeyinde faaliyetteki son hastane olan Kemal Advan Hastanesi, Ebu Safiye ve bir diğer çocuk doktoru dışında tüm sağlık personelini gözaltına almış veya bölgeden uzaklaştırmıştı. 

Bölgedeki diğer hastaneler ise ‘İsrail’ saldırıları ve yakıt, gıda ve ilaç girişini engelleyen abluka nedeniyle faaliyetlerini durdurdu.  

Ebu Safiye, Beyt Lahya saldırısında yaralılara yardım edenlerin de bombalandığını ifade etti.  

Doktor, **"Yaralananların çoğu kaynak yetersizliğinden ölebilir. Dünya harekete geçmeli ve Gazze'deki soykırımı sadece izlememeli” dedi.  

**Generallerin Planı**

‘İsrail’ ordusu, 5 Ekim'de Gazze'nin kuzeyine yeni bir saldırı başlattı. İnsan hakları grupları, bu saldırıyı Filistinlilerden bölgeyi etnik olarak temizleme planının bir parçası olarak niteledi.  

Bu saldırı, ‘İsrail2 hükümetine sunulan ve Kuzey Gazze'yi boşaltarak "kapalı askeri bölge" oluşturmayı amaçlayan   tartışmalı " Generaller Planı "nın ardından gerçekleşti.

Önerinin öncülüğünü yapan emekli general Giora Eiland, **"Gidenlere yiyecek ve su verilecek"** diyerek açlığı ve susuzluğu bir silah olarak kullandıklarını beyan etmişti.  

Plana göre, bölgede kalan herkes Hamas mensubu olarak etiketlenecek ve öldürülecek.   

Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Ajansı UNRWA, Gazze'nin kuzeyinde yaklaşık 400 bin kişinin olduğunu tahmin ediyor. 

Kuşatma altındaki bölgeler, ‘İsrail’ güçlerinin etnik temizlik planının bir parçası olarak açlık ve yetersiz beslenme, yıkıcı bir abluka ve medya karartması altında.  

Gazze'ye savaş yaklaşık 13 ay önce başladığından bu yana, ‘İsrail’ güçleri 43.000'den fazla Filistinliyi katletti ve 100.000'den fazlasını yaraladı. 10.000'den fazlası kayıp ve enkaz altında öldüğü varsayılıyor.

Gazze merkezli hükümet medya ofisinin verilerine göre, ölenler arasında en az 17 bin çocuk ve yaklaşık 12 bin kadın bulunuyor.  



Kuzey Gazze’de Vahşet: En Az 100 Şehit 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye'nin çıkarı neredeyse oraya gidiyor”

Köklü-Değişim,Erdoğan’dan-Dış-Politikada-Menfaat-Vurgusu--.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada Türkiye’nin dış politikasının eksenine vurgu yaptı. 

Kabine, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Beştepe'de toplandı. 2 saat 10 dakika süren toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarda bulundu. 

Erdoğan, Ankara'nın Kahramankazan ilçesinde bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.'nin tesisinde PKK terör örgütünün düzenlediği terör saldırısı hakkında, "TUSAŞ saldırısının zamanlaması ve seçilen hedefin tesadüf olmadığı açıktır, bu kanlı ve kalleş terör eyleminin, ülkemiz iç siyasetinde farklı bir iklimin filizlenmeye başladığı bir döneme tekabül etmesi ayrıca manidardır" ifadelerini kullandı. 

“Türkiye'nin coğrafi konumuna, hedeflerine, beşeri, tarihi ve ticari bağlarına uygun şekilde 360 derecelik bir perspektif ile dış politikamızı icra ediyoruz.” İfadeleriyle  dış politikada dönüşleri gerekçelendiren Erdoğan, “Batı ile ilişkilerimizi güçlendirirken Doğu'ya da sırtımızı dönmüyoruz. Türkiye'nin çıkarı neyse oraya gidiyor, menfaati neyi gerektiriyorsa o yönde iş birliklerimizi geliştiriyoruz. Biz makas değiştirmiyoruz. Bilakis, Türkiye merkezli bir anlayışla değişen küresel sistemde hak ettiğimiz yeri almaya çalışıyoruz” açıklamasında bulundu. 

**BRICS Mevcut Angajmanlarımızın Alternatifi Değildir**

NATO üyesi olan ve bu eksende hareket eden Ankara’nın BRICS üyeliği ile makas mı değiştiriyor yorumlarına da açıklık getiren Erdoğan, şunları söyledi: 

“Dünya'nın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alan, ülkemiz için önemli fırsatlar sunan BRICS ile ilişkilerimizi ilerletmenin ülkemizin faydasına olacağına inanıyoruz. Ana politika Türkiye eksenidir. BRICS'le ilişkilerimizi ilerletmenin Türkiye'nin faydasına olacağına inanıyoruz. BRICS mevcut angajmanlarımızın alternatifi değildir, olamaz.”


Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

"-Fahiş fiyat köpüğü belli başlı sektörlerde ortadan kalktı, kalkıyor, bunun devamı gelecek. Vatandaşımızın helal lokmasına göz dikenlere göz açtırmayacağız.

-Bölgemizdeki çatışma ve gerilimlere, gelecekle ilgili çizilen kötümser senaryolara rağmen ekonomimizin temel göstergelerinde iyileşme devam ediyor.

-Türkiye'nin çıkarı neredeyse oraya gidiyor, menfaati neyi gerektiriyorsa o yönde iş birliği geliştiriyoruz. Dış politikamızın ana omurgası Türkiye eksenidir

-Ülkemizin BRICS'le gelişen münasebetleri, mevcut angajmanlarımızın alternatifi asla değildir ve olamaz

-Biz makas değiştirmiyoruz. Bilakis, Türkiye merkezli bir anlayışla değişen küresel sistemde hak ettiğimiz yeri almaya çalışıyoruz

-(TUSAŞ'a saldırı) Kandan beslenen terör baronlarının bölgemizde kendilerine yeni efendiler, uşaklığını yapacakları yeni sahipler aradıkları anlaşılıyor

-FETÖ ihanet şebekesinin Pensilvanya'daki elebaşının, ağa babalarının kucağında ölümü herkese ibret olmalıdır. Bu millete kurşun sıkanlar, sırtından hançerleyenler bu dünyada, ebedi alemde her zaman lanetle anılacaklardır."

-(TUSAŞ'a terör saldırısı) Türkiye Cumhuriyeti olarak bu alçak saldırıyla verilmek istenen mesajları buruşturup çöpe attık."


Erdoğan’dan Dış Politikada Menfaat Vurgusu  

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 29 Ekim mesajı 

Köklü-DEĞİŞİM,29-Ekim.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı’dan ithal Cumhuriyet rejiminin Türkiye’de tesis edilişinin 101. Yıldönümü vesilesiyle verdiği mesajda, terörle mücadeleye vurgu yaptı. 

Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı ve **"Verdiğimiz mücadelenin gayesine ulaşmasını ne terör örgütleri ne yayılmacı heveslerle bölgemizi kana ve ateşe bulamaya çalışanlar ne de onları destekleyip, şımartan emperyalistler engelleyebilir"** ifadelerini paylaştı.

**Erdoğan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla görüntülü mesajda, Cumhuriyetin 101'inci kuruluş yıl dönümünü kutladı ve binlerce yıllık devletler silsilesinin son ve ebedi halkası olan Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere devletin kurucu kadrolarını şükranla yad etti.**

**TUSAŞ Saldırısı Üzerinden Cumhuriyet Mesajı**

Malazgirt'ten bugüne istiklal ve istikbal için vatan topraklarını kanlarıyla sulayan şehitlere ve gazilere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, **"Savunma sanayimizin lider kuruluşu TUSAŞ'a yönelik saldırıda verdiğimiz şehitlerimiz başta olmak üzere istiklalimiz uğrunda bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen her bir kardeşimiz, kalbimizde daima yaşayacaktır."** değerlendirmesini yaptı.

Hüseyin Nihal Atsız'ın, "Kahramanların Ölümü" şiirinden, "İnsan büyür beşikte, mezarda yatmak için. Ve kahramanlar can verir, yurdu yaşatmak için." dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şairin işaret ettiği gibi gönül coğrafyamızın geniş sınırlarında hüküm sürmüş devletlerimizin kurulmasında, yaşatılmasında, tarihe silinmez izler bırakmasında rol almış kahramanlarımızın her birini kemal-i edeple anıyorum. Anadolu topraklarında Selçuklu'dan Osmanlı'ya ve nihayet Cumhuriyet'e uzanan devletlerimizin mirası olan bağımsız, güçlü, onurlu, müreffeh Türkiye'yi ilelebet payidar kılmakta kararlıyız."

Türk milletinin, Cumhurbaşkanlığı Forsu'ndaki 16 yıldızda manasını bulan, 2 bin 200 yılı aşan köklü bir devlet geleneğine sahip olduğunu belirten Erdoğan, bu köklü devlet birikimini, soydaşlar ve dostların da iştirakiyle insanlığın ortak mirasına en büyük katkıyı sunacak şekilde kullanmayı, geliştirmeyi ve güçlendirmeye hedeflediklerini söyledi.

**Terörle Mücadele Mesajı**
Erdoğan, **"Hem ülke sınırlarımız içinde hem bölgemizde hem dünyada barışın, huzurun, güvenliğin ve adaletin hakim kılınması için milletimizin bu kadim tarihi perspektifine ve medeniyet değerlerimize daha sıkı sarılacağız. Verdiğimiz mücadelenin gayesine ulaşmasını ne terör örgütleri ne yayılmacı heveslerle bölgemizi kana ve ateşe bulamaya çalışanlar ne de onları destekleyip, şımartan emperyalistler engelleyebilir."** diye konuştu.

**Türkiye Yüzyılı**

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, güvenlikten teknolojiye, diplomasiden ekonomiye her alanda yapılan fedakarlıkların karşılığının alınacağı bir sürecin arifesinde olunduğunu belirterek, şunları ifade etti:

"Türkiye Yüzyılı olarak adlandırdığımız, aydınlık yarınlara kavuşmak için önümüzde aşmamız gereken az sayıda engel, çözmemiz gereken az sayıda sorun kaldı. Ülkemizi güvenlik tehditleri başta olmak üzere diğer alanlarla birlikte ekonomide de çökertme girişimlerinin, son 6 yılda milletimizin hayatında yol açtığı zorlukların farkındayız. Aynı şekilde 40 yıldır enerjimizi sömüren, kardeşliğimizi kemiren, bizi hedeflerimizden uzaklaştıran terör belasını tüm imkanlarımızı kullanarak artık tarihe gömmemiz gerektiğini de biliyoruz. Acıları değil, sevinçlerimizi yarıştıracağımız, yoklukları değil, zenginliklerimizi paylaşacağımız, karamsarlığı değil, umutlarımızı filizlendireceğimiz bir Türkiye'nin kapılarını sonuna kadar açmak istiyoruz. Geçtiğimiz yılki Cumhuriyet Bayramı mesajımızda da ifade ettiğimiz gibi her ne yapıyorsak harici ve dahili bedbahtlara aldırmadan, 'Büyük ve Güçlü Türkiye' ülküsünü yüceltmek niyetiyle yapıyoruz. Allah'ın yardımı, milletimizin feraseti ve desteği, ülkemizin siyasi ve askeri gücü sayesinde girdiğimiz yeni dönemden Cumhuriyetimizi daha da güçlenmiş olarak çıkartmak azmindeyiz. Hangi kökenden, meşrepten, siyasi görüşten olursa olsun milletimizin tüm fertlerinin, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın tüm dostlarımızın, bu tarihi mücadelemizde yanımızda olacağına yürekten inanıyorum. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun. Bu duygularla Türkiye'de ve yurt dışında yaşayan tüm vatandaşlarımızın Cumhuriyet Bayramını gönülden tebrik ediyorum. Şehitlerimizin ruhları şad, mekanları ali, hatıraları baki olsun. Cumhuriyetimizin 101'inci yıl dönümü kutlu olsun."


Erdoğan’dan 29 Ekim Mesajında Terörle Mücadeleye Vurgu

Köklü Değişim Medya Siyaset Atölyesi seminerlerinin 5.si İstanbul’da Haluk Özdoğan’ın sunumuyla gerçekleştirildi.

20170927_faaliyet_1_siyaset-atolyesi-5.-semineri-nde-apolitik-genclik-konusuldu.jpg

2017-03-18 15:12:01 | Köklü Değişim Medya | Siyaset Atölyesi 5. Semineri’nde ‘Apolitik Gençlik’ Konuşuldu

**Köklü Değişim Medya**

Köklü Değişim Medya Siyaset Atölyesi seminerlerinin 5.si, Köklü Değişim Medya İstanbul Temsilciliği’nde yapıldı. Araştırmacı Yazar Haluk Özdoğan’ın katıldığı seminerin konu başlığı, “Apolitik Gençlik” idi.

**Seminerde sunulan slayt görüntüleri:**

![](http://i.hizliresim.com/p0Pgvo.jpg)![](http://i.hizliresim.com/kbvkZJ.jpg)![](http://i.hizliresim.com/NpEqYg.jpg)![](http://i.hizliresim.com/aLE5P2.jpg)![](http://i.hizliresim.com/YDbB3k.jpg)![](http://i.hizliresim.com/8M1gm1.jpg)![](http://i.hizliresim.com/DPJMo3.jpg)![](http://i.hizliresim.com/m3LPq4.jpg)Seminer sunumunun ardından Araştırmacı Yazar Haluk Özdoğan’ın katılımcılar ile hasbihalinin ardından program sona erdi.

**Not:** Köklü Değişim Medya Siyaset Atölyesi seminerleri, 15 günlük periyotlar halinde Ankara, Köklü Değişim Genel Merkezi ve İstanbul, Köklü Değişim İstanbul Temsilciği’nde olmak üzere dönüşümlü olarak düzenleniyor.

**Seminerden görseller:**

 ![](http://i.hizliresim.com/QaMlmv.jpg)![](http://i.hizliresim.com/qbBlVB.jpg)![](http://i.hizliresim.com/X04om0.jpg)![](http://i.hizliresim.com/brb2mG.jpg)![](http://i.hizliresim.com/M0Jymk.jpg)

Siyaset Atölyesi 5. Semineri’nde ‘Apolitik Gençlik’ Konuşuldu

LGBT yönetmeliğini kabul eden Eyyubiye belediyesi, kararından vazgeçti

1582712018.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Urfa'nın **Eyyübiye Belediyesi,** eşcinsel sapkınlığın önünü açan **LGBTİ** yönetmeliğini önce kabul edip, daha sonra iptal etti. Eşcinsel sapkınlığın önünü açan ve bu çirkinliğin görünür olmasını, kamuda ve özel sektörde istihdam önceliği verilmesini hedefleyen yönetmelik bazı belediyeler tarafından kabul edilip uygulanmaya başlandı. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda bu sapkınlığın topluma kabul ettirilmesi için **İstanbul Sözleşmesi** kapsamında başlattığı **ETCEP’i** (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) devreye sokmuş, gelen yoğun eleştiriler üzerine projeyi askıya almıştı.

Belediye Meclisi'ne sunulmak üzere Eyyubiye Belediyesi’nin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya'ya ardından da Başkan Mehmet Kuş'un onayıyla meclise sunuldu.

Meclise gönderilen çirkin yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.

Ancak Meclis'te oylamaya sunulan yönetmelikte, "***Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK'larla işbirliği içinde hazırlamak***" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Ajans Urfa'da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark edip, değişikliğe gidildi ve iptal edildi.

Haberde, çirkin yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan'ın internet üzerinden indirdiği ve CHP'li ya da HDP'li bir belediyeden "kopyala-yapıştır" usulüyle aldığı ifade edildi.

**İmza Kampanyası**

Batı aşığı ve oradan gelen her kanuna ve sözleşmeye sahip çıkan iktidar ve muhalefet partileri “İstanbul Sözleşmesi”ne sımsıkı bağlı. Eşcinselliği yaygınlaştırmak, namus mefhumunu ortadan kaldırmak, aileyi yok edip, gençliği ifsat etmek için planlanarak yürürlüğe koyulan İstanbul Sözleşmesi, kamuoyundan tepki almaya devam ediyor.

Bu kapsamda başlattığımız imza kampanyasına siz kıymetli okuyucularımızdan da destek bekliyoruz.

**İmza linki aşağıdadır**

[https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&amp;utm\_source=share\_petition&amp;utm\_medium=facebook&amp;utm\_campaign=share\_petition&amp;utm\_term=psf\_combo\_share\_initial&amp;recruited\_by\_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&amp;utm\_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2](https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=share_petition&utm_term=psf_combo_share_initial&recruited_by_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&utm_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2)

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Suriye’de donan bebeğin görünütüsü vicdanları sızlattı

1578733886.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Suriye’den gelen son görüntü insanlık defterine utanç olarak yazıldı. Katillerle el sıkışan taş kalpli yöneticilerin hanesi bu cürümlere sessiz desteklerle doldu. Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları arşa ulaşırken, bu canilerle el sıkışanlar, donarak can veren körpe bedenlerin katili Esed’i yeniden meşru yönetici olarak tanımak için birbiriyle yarışıyor.

**Suriye’de Bir Körpe Donarak Can Verdi**

Acı olay Hama’nın kuzeyinde meydana geldi. Aktivistlerin ulaştırdığı bilgiye göre Rus ve rejimin hava saldırılarında anne babasını kaybeden ve kendisinden haber alınamayan küçük Erva Afrin-Mabatlı'nın cansız bedeni, 25 gün sonra bir zeytin ağacının altında donmuş halde bulundu.

Aylan bebeğin Akdeniz’de boğularak can vermesinden sonra çekilen görüntüleri gibi Erva bebeğin görüntüleri de sosyal medyada kısa sürede yayıldı.

![](https://resmim.net/f/N6Swv8.jpg)

İran’ın yanlışlıkla vurduğu Ukrayna uçağı gündemin zirvesinde yer alırken, 9 yıldır masum Müslümanları bilerek ve isteyerek katleden Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları görmezden geliniyor. Astana ve Cenevre masalarında katil rejim ile oturulup müzakere ediliyor.

Kardeşleri can verirken Suriye muhalefeti kuzeye çekilmiş ya katliamları izliyor ya icad edilen operasyonlarda vakit geçiriyor ya da daha fazla maaş için Libya’nın yolunu tutuyor.

Astana Üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran masada aldıkları kararlar ve sahadaki operasyonlarla kendi halkını katleden cani Esed’in saltanatını korumaya devam ediyor. Körpeler donarken, taş kalpler de üşümüyor.

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

1546098328.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

Son günlerde sosyal medya gündeminde, nehirde düşerek donarak ölen Doğu Türkistanlı bir çocuğun buz kesmiş kahredici fotoğrafı var.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre; donarak ölen bu çocuğun anne-babası Çin Toplama Kamplarında tutuluyor ve kendisi de 78 yaşındaki yalnız yaşayan dedesi ile kalıyordu.

**Çin zulmü altında yaşayan Müslümanların yaşadıkları trajediye her gün bir yenisi ekleniyor**

Nehirde donarak ölen bu fotoğraf, özelde Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa kahredici Komünist Çin zulmünün geldiği noktayı; Doğu Türkistanlı Müslümanların çaresizliklerini ve terkedilmişliklerini adeta haykırıyor!

![](https://www.google.com/url?sa=i&source=images&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi00PunrcXfAhVMTBoKHT_FCZ0QjRx6BAgBEAU&url=https%3A%2F%2Fforum.donanimhaber.com%2Fdonarak-olen-uygur-turk-cocugu--136473606&psig=AOvVaw3Qnmgr3bnWHnpiMcBHHy0g&ust=1546183679301957)![](https://img.donanimhaber.com/upfiles/2600066/25912903-9092-48a4-8313-ba00b0a14c02.png)

**Çin toplama kamplarına aldığı Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere yerleştiriyor**

Yine geçtiğimiz aylarda da ajanslara yansıyan haberlerde, sistematik insan hakları ihlalleriyle gündeme gelen Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere gönderdiği de ifade edilmişti.

Haberlerde; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayımladığı son rapora göre, Çin’de 1 milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Müslüman azınlık toplama kamplarında tutuluyor.

Hükümetin, kamplarda tutulanların çocuklarını evlerinden alarak ülke genelinde çok sayıdaki yetimhaneye gönderdiği bildiriliyor.

Siyaset Atölyesi 5. Semineri’nde ‘Apolitik Gençlik’ Konuşuldu

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Hizb-ut Tahrir Türkiye: “Cumhuriyet Müflis Bir Sistemdir”

‘İsrail’, BM’nin Filistin Kolu UNRWA’yı Yasaklıyor

Kuzey Gazze’de Vahşet: En Az 100 Şehit

Hakkımızda

Linkler

İletişim Bilgilerimiz

Siyaset Atölyesi 5. Semineri’nde ‘Apolitik Gençlik’ Konuşuldu

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Hizb-ut Tahrir Türkiye: “Cumhuriyet Müflis Bir Sistemdir”

‘İsrail’, BM’nin Filistin Kolu UNRWA’yı Yasaklıyor

Kuzey Gazze’de Vahşet: En Az 100 Şehit

Sosyal Medya