Miçotakis, Sığınmacılara Yönelik Vahşi Siyaseti İle Gündemde
24 Mayıs 2023

Miçotakis, Sığınmacılara Yönelik Vahşi Siyaseti İle Gündemde

Köklü Değişim Medya

Miçotakis, Midilli’de sığınmacıların Ege Denizi’ne bırakıldığı görüntülerin medyaya yansıması üzerine soruşturma başlattı.

Türkiye’de ve dünyada sığınmacılara yönelik ırkçı açıklamalar ve uygulanan politikalarla oy toplayan siyasilerin oluşturduğu algı ile hedef haline gelen masum insanlara yönelik vahşet sürüyor. Türkiye'de yapılan son seçimlerde de Esed zulmünden kaçan muhacirlere yönelik ırkçı söylemlerin oy getirmesi üzerine iktidar ve muhalefet hem bu söylemleri bolca kullanıyor hem de ırkçılığı ile nam salmış siyasilerle el sıkışıp, oy alabilmek için her iki ittifak birbiri ile yarışıyor.

Yunanistan'da hükümetin uygulamaları kapsamında, New York Times'ta yayınlanan görüntülerde, Midilli Adası'nda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 12 sığınmacı, kar maskeleri takan kişilerce beyaz bir minibüsle uzak bir noktaya götürüldükten sonra bir şişme bota bindiriliyor. Bot daha sonra onları Yunan sahil güvenlik teknesine aktarıyor. Tekne, sığınmacıları Ege Denizi'nin ortasına bırakıyor.

Köklü-Değişim,Miçotakis,-Sığınmacılara-Yönelik-Vahşi-Siyaseti-İle-Gündemde.jpg

Görüntülerin yayınlanması ve bir cürmünün daha ifşa olması üzerine uzun zamandır sürdürdüğü ırkçı politikaları ile tanınan Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Midilli'de geri itme görüntüleriyle ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı.

Miçotakis, CNN’e verdiği röportajda, “Bu konuyu çok ciddiye alıyorum, hükümetimiz gerekli soruşturmayı başlattı” açıklamasında bulundu.

Miçotakis’in bu açıklamasından iki gün önce Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, New York Times tarafından 19 Mayıs'ta yayınlanan, 11 Nisan'a ait geri itme görüntüleriyle ilgili resmi adım atabileceği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Ege Denizi’nde geri itme uygulamaları için “kesinlikle kabul edilemez” ifadesini kullanan Miçotakis, Türkiye’nin düzensiz göçmenleri şişme botlarla Yunanistan’a geçmek için zorladığını iddia etti.

Pazar günkü genel seçimi önde tamamlayan ancak hükümet kurmak için gerekli çoğunluğu sağlayamayan Miçotakis, son dört yıldır düzensiz göçmenlere yönelik sert politikalarıyla tanınıyor.

Yunanistan daha önce sığınmacıları çırılçıplak soyup, değerli eşyalarını da alarak Meriç Nehri üzerinden Türkiye’ye geri göndermiş ve bu insanlık dışı olaylar medyaya yansımıştı.

Sığınmacıların Avrupa’ya geçmemesi için Türkiye ve Yunanistan’a maddi yardım gönderen AB yönetimi ise yayınlanan görüntüler üzerine harekete geçmek zorunda kaldı. Bir Avrupa Birliği üyesinin yıllardır uyguladığı çirkin olaylardan sadece birinin medyaya yansıması üzerine AB Komisyonu’nun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson, Twitter hesabından pazartesi günü açıklama yapmak zorunda kalmıştı.

Johansson, New York Times tarafından yayınlanan görüntüler üzerine ilgili makamlar ile tekrar temasa geçtiğini belirterek, "Bu olayın tamamen ve bağımsız bir şekilde soruşturulması için Yunan makamlarına resmi bir talep gönderdik. Yeni bağımsız izleme mekanizmasına da dayalı olarak, Yunan makamları tarafından uygun takibin yapılması gerekmektedir. (AB Komisyonu) Uygun şekilde resmi adımlar atmaya hazırdır" açıklamasında bulunmuştu.

Yunanistan sahil güvenliği tarafından geri itme olaylarına ilişkin haberler, 2020'den beri uluslararası basında yer alıyor. Bu haberlere göre, Yunan sahil güvenlik botları, Türkiye'den Yunanistan'a geçmek isteyen göçmenlerin botlarını engelliyor, hatta zarar veriyor.

Geri itmeleri, Birleşmiş Milletler (BM) ve birçok insan hakları kuruluşu da gündeme getiriyor. Bu kuruluşların raporlarında, Yunanistan'ın Türkiye ile sınır bölgesi olan Meriç'teki kara sınırlarını geçmeye çalışanlara göz yaşartıcı gaz, tazyikli su ve plastik mermi kullandığı yer alıyor.

Şiddetin tanıkları, Yunan sınır birimlerinin aşırı güç kullanımı, darp, gerçek mühimmat kullanımı, yasa dışı gözaltı ve Türkiye'ye sistematik geri itmeler de dahil çok sayıda hukuk ihlaline işaret ediyor.

Tüm kanıtlara, haberlere ve yetkili kuruluşların açıklamalarına rağmen geri itmelere ilişkin haberlerin gelmeye devam etmesi bu vahşetin sistematik bir devlet politikası olduğunu ortaya koyuyor.