MAZLUMDER: 28 Şubat Mahpusları Derhal Serbest Bırakılsın!
28 Kasım 2018

MAZLUMDER: 28 Şubat Mahpusları Derhal Serbest Bırakılsın!

İLKHA, Köklü Değişim Medya

MAZLUMDER, Türkiye’nin farklı illerindeki şubelerinin de katıldığı “28 Şubat Yeter Artık!” başlıklı basın açıklamalarının bir yenisi de bugün gerçekleştirdi.

MAZLUMDER tarafından Aralık 2017-Şubat 2018 tarihleri arasında haftalık olarak, Şubat 2018’den itibaren de aylık olarak gerçekleştirilen “28 Şubat Yeter Artık!” basın açıklamalarının bu ayki toplantısı, Türkiye’nin farklı illerindeki şubelerinde yapıldı.

İSTANBUL - Her ayın 28’inde, 28 Şubat mağdurları için yapılan basın açıklamaları dizisi kapsamında bugün Çağlayan Adliyesi önünde de bir basın açıklaması yapıldı.

Üzerinden 21 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, 28 Şubat Darbesi'nin özellikle cezaevlerinde tutulan Müslüman siyasi mahpuslar ve aileleri için bütün ağırlığıyla devam ettiği vurgulanan basın açıklaması öncesinde konuşan STK temsilcileri, 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi için uğraşırken, bu süre içerisinde yeni mağduriyetlerin yaşandığını ifade ettiler.

"Yargı kopyala yapıştır mantığıyla hareket ediyor"

"Yaklaşık 1 yıldır her ayın 28’inde burada toplanarak 28 Şubat sürecinde kumpaslarla cezaevine atılan ve hala cezaevlerinde olan mahkûmların tahliyesi için basın açıklamaları yapıyoruz," diyen Mustazaflar Cemiyeti İstanbul Şube Başkanı Mehmet Eşin, "Her basın açıklamasında ‘Bu son olsun’ diye çağrıda bulunduk. Ne yazık ki şu ana kadar istediğimiz sonucu alamadık. Bu bir kenara var olan mağduriyet ve cezalara yenileri eklendi. 15 gün önce 2011 yılında FETÖ’nün tescillenmiş hâkim ve savcıları tarafından tutuklanan ve ardından serbest bırakılarak tutuksuz yargılanan Sait Şahin, Mehmet Bahattin Temel ve Fikret Gültekin hakkında verilen ceza onandı. Bu kararı dönemin FETÖ yargısı verdi ve Yargıtay da kopyala yapıştır tekniğiyle cezayı olduğu gibi onadı." dedi.

"Mağduriyete sebep olanlar dışarda mağdurlar hala cezaevinde"

"28 Şubat’ın üzerinden 21 yıldan fazla bir zaman geçti. Son bir yıldır farklı alanlarda 28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi için kamuoyu oluşturuyoruz" diyerek konuşmasına başlayan Köklü Değişim Dergisi yetkililerinden Mahmut Kar, yaşanan hukuksuz yargılamalara dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi;

"28 Şubat sanıkları ağır cezalar almasına rağmen tahliye edildiler ve özgür bir şekilde yaşamlarına devam ediyorlar ama 28 Şubat mağdurları hala cezaevinde. 28 Şubat’ın uzantısı olan Ergenekon ve Balyoz sanıkları da aklandı. 28 Şubat sürecinden bu yana Mustazaflar, Hizb-ut Tahrir yargılamalarını yapan FETÖ sanıkları ağır cezalarla suçlanarak cezaevine atıldılar ama yargılayıp cezaevine attıkları mağdur Müslümanlar da hala cezaevinde. Bir taraftan AYM Hizb-ut Tahrir yargılamaları hakkında hak ihlali veriyor, diğer taraftan bazı yerel mahkemeler AYM’nin bu kararını dikkate almayarak yeniden yargılama taleplerini reddediyor. Öte yandan Yargıtay Mustazaflar Cemiyeti yöneticileri, HÜDA PAR yöneticileri ile ilgili paralel yargının verdiği kararları onaylıyor. Artık siyasi irade, hükümet, yargı 28 Şubat ve sonrası ile alakalı bütün Müslümanlara ve insanlara yönelik yargılamalarla alakalı zulmün ismini koyması lazım. Bunun için artık konuşmaya, kamuoyu oluşturmaya gerek yok. Burada bir hukuksuzluk, bir mağduriyet var. Müslümanların artık mağdur olarak kalmaya tahammülü kalmadı. Hükümetin, yargının ve siyasi iradenin bir an önce bu zulmü durdurması gerekiyor."

"28 Şubat darbesi mağdur aileler için tüm ağırlığıyla devam ediyor"

Basın açıklamasını MAZLUMDER adına Av. Ömer Karataş, "28 Şubat 1997’de teşebbüsün ötesine geçip gerçekleşmiş bir darbe olarak gündemimize oturan 28 Şubat Darbesi halen insan öğütüyor." dedi.

____

ANKARA - MAZLUMDER Ankara Şubesi’nde yapılan basın toplantısına; cezaevinden yeni çıkmış olan Hizb-ut Tahrir üyesi Yılmaz ÇELİK ile mahkum Mehmet Olam’ın ağabeyi Hüseyin Olam, Ankara Kardelen Derneği Başkanı Şükrü Can ve MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Abdurrahman Ünlü konuşmacı olarak katıldı.

MAZLUMDER Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dalaz’ın sunumuyla başlayan basın toplantısında ilk olarak Hizb-ut Tahrir üyesi Yılmaz Çelik konuştu.

Çelik konuşmasında, şahsı ile alakalı bir takım bilgilere yer verdi. Hakkında açılan davaları, maruz kaldığı hukuksuzlukları dile getiren Yılmaz Çelik, 2004 senesinde başvurduğu Anayasa Mahkemesi’nin lehinde verdiği kararla son girdiği cezaevinden çıktını söyledi.

Bu kararla, Hizb-ut Tahrir davalarının farklı bir seyir aldığını söyleyen Çelik, bu AYM kararının, diğer Hizb-ut Tahrir davasından hükümlü-tutuklular için de mahkûmiyetlerin sonlandırılması noktasında bir emsal karar olması gerektiğini ifade etti. Ancak yerel mahkemelerin halen daha bu kararı görmezden geldiklerinin altını çizen Çelik, şahsının yeniden yargılandığı davanın inşallah beraatla sonuçlanacağını ve daha sonra tüm mağdur, mazlum İslâmi dava mahpuslarının salıverileceklerini umduğunu söyledi.

Yılmaz Çelik’in ardından söz alan Hüseyin Olam, 28 Şubat’ın bir yıl sonrasında, 1998 yılında JİTEM tarafından kardeşiyle birlikte kaçırıldığını, ciddi işkencelere maruz kaldıklarını ve daha sonra metruk bırakıldıklarını ve kendi çabalarıyla bir şekilde evlerine ulaştıkları söyledi. Kısa bir süre sonra evlerine gelen Terörle Mücadele ekiplerince tutuklanarak sorguya alındıklarını ve ardından mahkemeye sevk edildiklerini ifade eden Olam, örgüt üyeliğinden kendisine 6 yıl, kardeşi Mehmet Olam’a ise müebbet hapis cezası verildiğini söyledi. 2000 yılında cezaevine giren Mehmet Olam 18 yıldır cezaevinde…

Daha sonra Kardelen Derneği Başkanı Şükrü Can, 1999 yılında bir takvim yaprağı üzerinden kendisine kurulan kumpası ve trajikomik gerekçelerini anlattı. Bu kumpası düzenleyen ve sorgu sürecinde kendisine işkence eden polislerin daha sonra devletin önemli kademelerinde görev aldıklarını ifade etti. Artık gerçek yüzü deşifre olmuş olan “FETÖ” yapılanmasına dâhil olan bu kişilerce mağduriyet yaşanmasının artık son bulması gerektiğini ifade eden Can, siyasi iradenin bu konuda yetersiz kaldığını söyledi.

MAZLUMDER’in basın açıklamasını okumak üzere mikrofonu alan MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Abdurrahman Ünlü, basın açıklamasını okumadan önce rutin olarak düzenledikleri basın açıklamalarında dile getirilen anılara dikkat çekti. Bu anıların ortak özelliklerinin işkence olduğunu ifade eden Ünlü, işkence altında alınan ifadelerle oluşturulmuş birtakım yargılamaların söz konusu olduğunu söyledi. Bu durumun halen daha anlaşılamamış olmasını ise üzücü bir durum olarak niteleyen Abdurrahman Ünlü, MAZLUMDER’in adil yargılanma hakkını savunduğunu ve bunun bir an evvel tüm mağdurlar için sağlanması gerektiğini söyledi.

Basın açıklamasının okunmasının ardından basın toplantısı sona erdi.

MAZLUMDER Basın Açıklaması:

28 ŞUBAT MAHPUSLARI

DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

28 Şubat 1997’de teşebbüsün ötesine geçip gerçekleşmiş bir darbe olarak gündemimize oturan 28 Şubat Darbesi halen insan öğütüyor.

Farkında mıyız?

Üzerinden 21 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, 28 Şubat Darbesi özellikle cezaevlerinde tutulan Müslüman siyasi mahpuslar ve aileleri için bütün ağırlığıyla devam etmektedir.

Farkında mıyız?

Beraat etmesi gerekirken aynı torba dosyaya dâhil edildikleri için müebbet hapis cezası verilen; en ağır yorumla bile adli nitelikli süreli hapis cezası alması gerekirken siyasi nitelikli müebbet hapis cezası verilen; delil niteliği tartışmalı olup ABD’de deşifre edilmiş dijital kayıtlarla cezalandırılan; avukatsız, işkenceli ve her türlü aşağılık yöntemle onur kırmaya dönük sorgulamalarda imzalatılan sahte ifade tutanaklarına dayanılarak gençlikleri ellerinden alınan; toplumsal zemin oluşturmak adına ev ya da işyerlerine yerleştirilen sahte delillere dayanarak aşağılık iftiralarla suçluymuş gibi medyanın önüne atılan 28 Şubat Mahpusları darbenin gerçek mağdurları olarak halen cezaevlerinde tutuluyorlar.

Farkında mıyız?

Unutulmamalıdır farkında olmazsak ve farkında olmamıza rağmen duyarsız kalırsak Allah karşısında verecek hesabımız olmayacaktır.

28 Şubat’ın brifingli yargısının kararlarıyla hapsedilen mazlumların tahliyesi; 28 Şubat’ın tahkim ettiği zemine basarak büyüyen paralel yargının kararlarıyla hapsedilen hemen her çevreden mazlumun tahliyesi; Brifingli ve paralel yargı zemininde oluşan önyargılarla oluşturulan içtihatlarla halen devam eden yargı zulümlerinin son bulması öncelikli meselemizdir.

MAZLUMDER olarak,

-28 Şubat Siyasi Yargı Kararları İptal Edilsin!

-28 Şubat Mahpusları Derhal Serbest Bırakılsın!

talebimizi bir kez daha vurgularız.