Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 26 Kasım 2024 Salı günü gerçekleştirdiği "Gündem Değerlendirme" toplantısında, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin üzerinden başlayan laiklik tartışmaları ele alındı. Toplantıda ayrıca Kemalizm’in sembolik cümlesi olan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ve Gallant hakkında verdiği tutuklama kararı değerlendirildi.

Toplantıda konuşan Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in Kemalistlerin İslam’ı düşmanlaştıran laiklik anlayışını eleştirdikten sonra söylediği şu sözlerine atıf yaptı: “Ben laiklikten, bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar, dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Ben evrensel laiklikten yanayım.”

Mahmut Kar, laikliğin doğru tarifini yapmak için meseleye Kur’an’ın baktığı yerden bakılması ve Rasulullah’ın gördüğü gibi görülmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Sayın Tekin, sizin tarif ettiğiniz evrensel laiklik, Batılı ülkelerin uyguladığı laiklik mi? Kur’an-ı Kerim’i yakanlara, Rasulullah’a hakaret edenlere özgürlük veren laiklik mi? Müslümanların çocuklarını sapkın fikirlerle zehirlemeye çalışan Almanya’nın, LGBT’yi yaygınlaştırmaya çalışan İngiltere’nin, Fransa’nın, Amerika’nın uyguladığı laiklikten mi yanasınız?”

“Kur’an’a göre laiklik dinsizliktir, laiklik küfürdür. İster jakoben, ister evrensel olsun fark etmez; laiklik, dini, İslam’ı hayattan kovmak, Allah’ın hükmünü yok saymaktır. Laiklik, mülkün sahibi olan Allah’ın hükümlerinin yeryüzünde tatbik edilmesini reddeden bir düşüncedir. Siz, demagoji yaparak küfür olan laikliği Müslüman halka şirin göstermeye çalıştınız. Rabbimizin ayetinde buyurduğu gibi ‘kelimeleri mevzularından saptırdınız,’ Sayın Tekin!”

"Dinin korunması onun hayatta, toplumda ve devlette var olması ile mümkündür."

Konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7. Din Şurası programında yaptığı “Dinimiz emin ellerdedir. Dinimiz, yüce Rabbimizin muhafazası, koruması altındadır. Müslümanlar olarak bizler de dini yaşamak ve yaşatmakla mükellefiz.” açıklamasını değerlendiren Kar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben şu ifadeleri kullandı: “Sayın Erdoğan, dinin korunması onun hayatta, toplumda ve devlette var olması ile mümkündür. İslam’ı hayatta ve devlette var ederek, toplum üzerinde uygulayarak koruyacak olan ise yöneticilerdir; yani sizlersiniz. Peki, siz iktidara geldiğiniz günden bu zamana kadar İslam’ın hükümlerini hayatta, toplumda ve devlette var etmek için ne yaptınız? Hiçbir şey…

Siz iktidardayken bu ülkede faiz neredeyse her eve girdi; siz soktunuz. Siz iktidardayken bu ülkede kumar, devlet tarafından vergisi alınarak oynatılan bir oyun oldu; siz izin verdiniz. Siz iktidardayken bu ülkede mecliste zinanın serbest kılınması için yasa çıkarıldı; siz rey verdiniz. Siz iktidardayken bu ülkede içki fabrikalarının sayısı kat kat arttı; siz destek verdiniz. Bütün bunlar siz iktidardayken oldu Sayın Erdoğan. İslam’ın bu hükümleri ayaklar altına alındığında siz, bir kul olarak, bir yönetici olarak ne yaptınız?”

Mahmut Kar sözlerini şu şekilde tamamladı: “Biz mi ne yapıyoruz? Müslümanları bu köhne kapitalist düzenden kurtaracak, İslam’ı hayatta, toplumda ve devlette var edecek Raşidi Hilafet için çalışıyoruz. Biz, tıpkı Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in, ‘Şuna da dikkat edin ki ileride Kur’an ile sultan (din ve devlet) birbirinden ayrılacak, siz sakın kitaptan ayrılmayın.’ hadisine binaen Kur’an’a sımsıkı sarılıyoruz. Laiklik ve diğer İslam dışı düşünce ve düzenlerden yüz çeviriyoruz. Bize hayat nizamı olarak İslam, yönetim olarak Raşidi Hilafet ve yardımcı olarak Allah Subhanehu ve Teâlâ yeter diyoruz.”

Konuşmanın tamamını toplantı videosundan izleyebilirsiniz.