Köklü Değişim Medya
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin temelini “Ya Allah Bismillah diyor butonlara basıyoruz en geç iki yıl içinde bitmek kaydıyla” diyerek attı. Erdoğan, eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanları Kadir Topbaş ve Mevlüt Uysal'ın kilisenin yapımı için süreç boyunca vakfa her türlü desteği sağladığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Süryani Kadim Vakfı Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi temel atma törenine katılıdı.
Erdoğan, Yeşilköy'deki İstanbul Süryani Kadim Vakfı Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi temel atma törenindeki konuşmasında, kilisenin Süryani cemaatine ve İstanbul'a kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik etti.
"Coğrafyamızın kadim evlatları olan Süryani toplumunun diğer tüm meseleleri gibi ibadet ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin görevidir." ifadesini kullanan Erdoğan, yaklaşık 10 yıl önce Mor Filüksinos Yusuf Çetin'in talebiyle kiliseyle ilgili sürecin başlatıldığını anımsattı. Erdoğan, kilise için seçilen yerin tarihi özelliklerinin tespiti ve diğer işlemlerinin tamamlanmasıyla fiilen inşa aşamasına gelindiğini söyledi.
Erdoğan, eski İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanları Kadir Topbaş ve Mevlüt Uysal'ın süreç boyunca vakfa her türlü desteği sağladığını, Vatikan temsilcilerinin de gereken adımları atmasıyla Süryani vatandaşların kendilerine ait bir kiliseye kavuşma imkanı elde ettiğini dile getirdi.
Erdoğan, "Süryani cemaatinin cömert katkılarıyla kısa sürede inşaatının tamamlanacağına inandığım bu kiliseyi İstanbul'umuz için de yeni bir zenginlik olarak görüyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu coğrafyayı yaklaşık bin yıldır, İstanbul'u da 566 yıldır yöneten bir milletiz. Bu uzun tarih boyunca coğrafyamız hep dini, etnik, kültürel çeşitliliğin, çok renkliliğin, en önemlisi de insanlık vicdanının merkezi olmuştur. İspanya'dan Kafkasya'ya, Doğu Avrupa'dan Kuzey Afrika'ya kadar her yerden bu topraklara gelen tüm mazlumlar, tüm mağdurlar için kapılarımız da kalbimiz de sonuna kadar açık olmuştur. Son olarak Suriye ve Irak'tan gelen ve içlerinde Arap, Kürt, Türkmen ve bu Müslüman kardeşlerimizin yanında Süryanilerin, Ezidilerin ve diğer inanç gruplarına mensup insanların da bulunduğu 4 milyona yakın insanı şu anda biz ülkemizde misafir ediyoruz. Terör örgütleri Irak ve Suriye'de bu insanlara her türlü zulmü yapar, canlarına ve mallarına zarar verirken, biz hiçbir ayrım yapmadan herkese yüreğimizi açtık. Tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de kapımıza gelen insanların ne inançlarını ne kökenlerini ne renklerini ne kültürlerini sorgulamak aklımızdan dahi geçmemiştir. Çünkü bizim için buraya gelen herkes, önce insandır. Sadece ve sadece bu sıfatıyla da bizim gözümüzde her türlü hürmete, her türlü desteğe, her türlü hizmete layıktır. Kendi vatandaşlarımıza verdiğimiz hizmetlerde de asla herhangi bir ayrımcılığa tevessül etmedik. Hiç şüphesiz coğrafyamızın en kadim halklarından olan Süryaniler bu hizmetlere ulaşım konusunda herkes kadar hak sahibidir."
Bölgede son 150 yıldır yaşanan acıların, pek çok sıkıntıya ve tahribata yol açmasına rağmen birlikte yaşama iradesinde en küçük bir sarsılmaya izin verilmediğini belirten Erdoğan, "Türkiye'ye sevgisi, sadakati, katkısı olan herkes bizim nazarımızda ülkemizin birinci sınıf vatandaşlarıdır." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne siyasette ne ticarette ne de diğer alanlarda hiç kimse için gizli veya açık bariyerlerin söz konusu olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Nitekim bugün ülkemiz siyaset, iş, sanat ve spor hayatında her kesimden insanımızın kendi birikimi, gayreti ve becerisi ölçüsünde yer aldığını görüyoruz. Kendi bireysel hayatımızda da çocukluğumuzda beri bu çok renkliliğe bizzat şahit olduk, yaşadık, istifade ettik ve destekledik. Demokrasimizi güçlendirerek ülkemizdeki herkesle birlikte farklı dinlere mensup cemaatlerin özgürlük alanlarını genişleten, haklarını garanti eden çalışmalar yürüttük. Bugün geldiğimiz noktada demokrasinin geliştirilmesinin ve bu yönde atılan adımların ülkemize zarar vereceğini iddia edenlerin ne kadar yanıldıklarına hep birlikte şahit oluyoruz. Bize göre bugün Türkiye geçmişe göre çok daha güçlü bir toplumsal yapıya sahiptir. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak önümüzdeki dönemde de aynı yaklaşımla çalışmalarımızı sürdüreceğiz."