Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Güvenlik Konseyi'nin ‘İsrail'in Gazze ve Lübnan'daki saldırılarını durduramaması durumunda, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1950'de çıkardığı karar doğrultusunda güç kullanılmasını tavsiye etmesi gerektiğini söyledi.
Erdoğan, kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada: "Şayet Güvenlik Konseyi gerekli iradeyi göstermezse Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1950 Barış İçin Birlik kararında olduğu gibi güç kullanılmasını tavsiye etme yetkisini hızla kullanmalıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı, İslam ülkelerini ‘İsrail'e karşı ekonomik, diplomatik ve siyasi adımlar atmaya ve ateşkesi kabul ettirmek için baskı yapmaya çağırdı. İsrail'in saldırılarının durdurmadıkları takdirde, yakında onları da hedefleyeceğini belirtti.
Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:
"1 Milyona Yakın Lübnanlı Sivil Yerlerinden Edildi"
“Biz New York'ta iken ‘İsrail’, Lübnan'a yönelik saldırılarını daha da artırdı. Aralarında çok sayıda çocuğun olduğu 1000'i aşkın Lübnanlı hayatını kaybetti. Lübnan Başbakanı sayın Mikati ile görüşmemizde Türkiye'nin güçlü desteğinin yanlarında olduğunu çok net söyledim. 30 ton insani yardım Çarşamba günü Beyrut'a ulaştı. Yardımlarımızı güvenlik şartları elverdiği ölçüde devam ettireceğiz. Lübnanlı kardeşlerimizin ihtiyaçları katlanarak artıyor. Şimdiden 1 milyona yakın Lübnanlı sivil yerlerinden edildi. Sivil toplum kuruluşlarımız zor koşullara rağmen sahadalar, insani yardım konusunda ellerinden geleni yapıyorlar.
"Aslolan İslam Dünyasının Tavrıdır"
Biz de diplomatik temaslarda hız verdik. Dışişleri Bakanımız, MİT Başkanımız Bu süreçte aslolan İslam dünyasının tavrıdır. Gazze, Batı Şeria ve Lübnan'da yaşanan zulme en büyük tepkiyi İslam ülkeleri vermelidir. Mazluma el uzatma noktasında bizim tüm dünyaya liderlik yapmamız gerekiyor. Kardeşlerimize biz sahip çıkmazsak başkalarının destek olmasını zaten bekleyemeyiz. ‘İsrail'i ateşkese zorlayacak, ekonomik, ticari ve ekonomik adımlar atılmıyor. Bu atalet karşısında üzüntü duyduğumuzu özellikle söylemek isterim.
"BM Gerekirse Güç Kullanmalı"
Bugün Filistin ve Lübnan'a sahip çıkmak, insanlığa sahip çıkmak, barışa, farklı inançların bir arada yaşama kültürüne sahip çıkmaktır. ‘İsrail’ nesiller boyunca husumet tohumları serpmekte ona destek verenler bu suça ortak olmaktadır. ‘İsrail’ sadece uluslararası hukuka olan inancı değil kendisine destek veren ülkelerin itibarını da yok etmektedir. Biz bu zulme, bu barbarlığa asla rıza göstermeyiz. Siyonist lobinin şahsımızı hedef alan hadsizliklerine de boyun eğmeyiz. Bugüne kadar hakkı haykırmaktan çekinmedik, hiçbir zaman da çekinmeyeceğiz. BM Genel Kurulu'nun 1950 tarihli Barış İçin Birlik Kararında olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisi süratle devreye alınmalıdır. BM gerekirse güç kullanmalıdır.
İslam alemi ve dünyanın vicdan sahibi tüm ülkeleri bu modern barbarlığa karşı birleşmeye davet ediyorum. Bu ittifak kurulmadığı her gün tehlike daha da büyüyecektir. ‘İsrail'in saldırılarının etkileri katliamı trübünden seyredenlere ulaşacaktır. Müslüman, Musevi, Hristiyan demeden uluslararası toplumu ve İslam alemini harekete geçmeye çağırıyoruz.”