Deprem Sonrası Hiçbir Yönetici Hesap Vermedi!
07 Şubat 2024

Deprem Sonrası Hiçbir Yönetici Hesap Vermedi!

Köklü Değişim Medya

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu'nun 06 Şubat 2024 Salı günü gerçekleştirdiği "Gündem Değerlendirme" toplantısında üzerinden bir yıl geçen 6 Şubat depremleri ele alındı. Toplantıda ayrıca terör eylemleri ve artan suç oranları hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Toplantıda konuşan Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu Başkanı Mahmut Kar, 6 Şubat depremlerinde vefat eden Müslümanlara Allah’tan bir kez daha rahmet dileyerek, ailelerini ve yakınlarını kaybedenlere sabır ve metanet niyazında bulundu.

Mahmut Kar, Müslümanların deprem esnasında gösterdikleri dayanışma ruhunun çok önemli olduğunu söyleyip takdir ettikten sonra depremin ilahi ikaz boyutuna dikkat çekerek şöyle devam etti: “Depremin bize gösterdiği bir şey daha var; dünyadaki hiçbir şey bize ait değil, her şey bizi yoktan var eden Rabbimiz tarafından bize emanet verilmiş. Biz dünyada sahip olduklarımızın emanetçisiyiz, yaşama gayemiz bu dünyalıklara bağlanmak olmamalı, yaşa gayemiz Allah’a kulluk olmalı. Rabbimizi hatırlamamız ve ona hakkıyla kulak etmemiz için afetler, musibetler bir imtihan bir ibret vesilesi… Ama ne yazık ki çok çabuk unutuyoruz, üzerinden değil bir yıl bir ay geçmeden yaşadıklarımızı, çaresizliğimizi, acizliğimizi unutuyoruz, Rabbimizi onun büyüklüğünü unutuyoruz.”

Konuşmasının sonunda depreme hazırlık ve deprem sonrasında hesap verme konusunda yöneticilerin sorumluluk almaktan kaçınmasına değinen Kar sözlerini şöyle tamamladı: “6 Şubat depremi bize bir şeyi daha gösterdi, gördük ki yöneticilerin, idarecilerin nezdinde halkın, insanların hiçbir değeri yokmuş. Ne depremden önce alınması gereken önlem ve hazırlıklar konusunda bir şey yapılmış ne de depremden sonra sorumlular hakkında yapılacak soruşturma ve tahkikat konusunda… 50 binden fazla insanın öldüğü bir afette Allah aşkına bir tek yönetici, bir tek idareci sorumluluk üstlenip istifa etmez mi? Bir tek kusurlu kişi hukuk önünde yargılanmaz mı? Siyasi partilerin kusurlu idarecileri cezalandırması nasıl oluyor biliyor musunuz, bir sonraki seçimde onu aday göstermiyorlar. Halk nezdinde itibarını kaybetmiş biri zaten aday gösterilirse seçim kaybedilir. Ha onu yapmayanlar da var. Muhalefet partisi CHP en fazla yıkımın yaşandığı Hatay’da adeta ödüllendirircesine Lütfü Savaş’ı yeniden aday gösterdi. Halk bir vadide, yöneticiler siyasetçiler başka bir vadide… Rabbimiz bizi ve tüm insanları deprem ve afetlerden koruduğu gibi varlık gayesi çıkar ve menfaat olan şerli yöneticilerden ve idarecilerde de korusun.”

“Sömürgeciler gitsin, terör bitsin”

Mahmut Kar, Gündem Değerlendirme toplantısında Çağlayan Adliyesinde gerçekleşen terör saldırısı hakkında da konuştu ve şu ifadeleri kullandı: “Türkiye üzerinde nüfuz mücadelesi yürüten ve her seçim döneminde kaos ve algı çalışması yapan sömürgeci batılı devletler terörün asıl failleridir. ABD ve İngiltere’nin başını çektiği bu terör devletleriyle gerçek anlamda mücadele etmeden, onlarla dostluk ilişkilerini kesip terör yuvası elçiliklerini kapatmadan terör sorunu bitmez! Terörün aranması gereken yerler sadece dağlar ve hücreler değil, sömürgeci devletlerle teröristleri bir araya getiren siyasi bağlardır. O bağlar mutlaka koparılmalıdır. Biz bu gerçeği bu köklü çözümü daha önce defalarca söyledik ve bir kez daha söylüyoruz. Sömürgeciler gitsin, terör bitsin!”

“İslam, suç ile toplum arasına kalın duvarlar örer”

Kar, Türkiye’de büyük artan gösteren suç oranları hakkında ise şunları söyledi: “En az terör saldırıları kadar vahşi biçimde işlenen cinayetler artık hayatın normali haline geldi. Toplumda adeta bir cinnet hali hâkim. Hiçbir yer güvenli değil ve kimse kimseye güvenemiyor. İnsanlar kimi zaman para için, kimi zaman küçük bir tartışma için, kimi zaman da zevk için birbirlerini öldürüyor. Uyuşturucu ve alkol batağına düşen gençler karanlık ellerin tetikçileri olup hem başkalarının hayatını hem de ailelerinin ve kendilerinin hayatlarını karartıyorlar.

2022 yılının sonunda hazırladığımız “Toplumsal Çöküş, Sorunlar ve Çözümler” başlıklı raporumuzda biz bu büyük soruna dikkat çektik. “Tehlikenin Farkında mısınız?” dedik. Çözümün akılları aydınlatan ve nefisleri terbiye eden İslam akidesinin toplumda canlandırılmasında olduğunu söyledik. Bunun pratik yolunun da İslam nizamının tatbik edilmesine olduğunu söyledik. Zira Suçun yayılmasına sadece İslam engel olabilir. İslam, suç ile toplum arasına kalın duvarlar örer. Allah korkusu, kamuoyu baskısı ve caydırıcı ceza ile suçu büyük oranda izale eder. İslam tarihi bunun en somut kanıtıdır. Bugün yaşanan suç sorunu kapitalist nizamın sorunudur. Hizb-ut Tahrir’in kurucusu Şeyh Takiyyuddin en Nebhani’nin (r.aleyh) dediği gibi “Suç ender görülüyorsa insan, sık görülüyorsa nizam bozuktur.” Öyleyse insanca yaşamak için İslam’ın hüküm ve çözümlerini tatbik edecek bir devlete muhtacız. İşte o devlet Allah’ın izniyle yakında kurulacak olan Raşidi Hilafet Devletidir. Gelin o devlet için hep birlikte çalışalım”

Konuşmanın tamamını toplantı videomuzdan izleyebilirsiniz.