Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan, Millet İttifakı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu karşısında kesin olmayan sonuçlara göre oyların yüzde 52.16’sını alarak galibiyetini ilan etti.

Seçim sonuçlarının netleşmesi üzerine Kısıklı’da hazırlanan seçim otobüsünün üzerinde bir açıklama yapan Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunu milletimizin teveccühüyle tamamlamış bulunuyoruz. İki bayram arasında bize bir demokrasi bayramı yaşatan milletime şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullanarak laik demokratik nizamı selamlarken alanda toplanan halk ise tekbirlerle Erdoğan’a destek verdi.

CHP zulmünün korkusu ile halkın desteğini alan Erdoğan burada ''Kardeşlerim bu CHP, LGBT'ci midir? Bu HDP, LGBT'ci midir? Bu İYİ Parti, LGBT'ci midir? O yanındaki bazı ufaklıklar var, onlar da LGBT'ci midir? Peki, AK Parti'ye LGBT sızabilir mi? MHP'ye sızabilir mi? Cumhur İttifakı'nın diğer üyelerine sızabilir mi? İşte unutmayın, Yunus'un 'Her dem yeniden doğarız, bizden kim usanası' dediği gibi her seçim bizim için bir yeniden doğuştur. Bizde aile kutsaldır. Aileye kimse dil uzatamaz. Kadına şiddet bizde yasak, haramdır. Buna kimse tevessül edemez ve ümüğünü sıkarız” ifadeleriyle seçimi kazanmasında büyük etkisi olan sapkınlığa karşı söylemlerini tekrarladı. Erdoğan’ın seçim öncesi “beraber yürüdük biz bu yollarda” dediği tabanıyla mı yoksa yine Batı’nın baskısına boyun eğip, İstanbul Sözleşmesi ve uyum yasaları ile mi yürüyeceği önümüzdeki günlerde görülecek.

Daha sonra İstanbul’dan Ankara’ya geçen Erdoğan, laik kemalist düzeni selamlayan bir ambiyansta halka hitap etti. Beştepe’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin duvarına asılmış dev Mustafa Kemal resmi önünde konuşmasını gerçekleştirdi.

Cumhur İttifakı’nı oluşturan AK Parti, MHP, Büyük Birlik Partisi ve Yeniden Refah Partisi’nin liderleri, ittifaka dışarıdan destek veren HüdaPar ve DSP liderlerinin yanı sıra Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda Ata İttifakı’nın adayı olan, ikinci turda elenmesinin ardından ikinci turda Erdoğan’ı destekleyen Sinan Oğan da Külliye’de cumhurbaşkanıyla yaptıkları görüşmenin ardından birlikte kürsüye çıktı.

Erdoğan konuşmasında hem Külliye’nin bahçesinde hem de dışında ellerinde Türk bayraklarıyla ara ara tekbirler getiren 300 bin kişilik kalabalığa seslendi.

Erdoğan konuşmasında “Biz Türkiye’yi seviyoruz. Kandil’dekiler sevmez, onların uzantıları sevmez ama biz severiz.” diyerek başlangıç yaptı.

Halkın İslami duygular ve CHP korkusu ile desteklediği Erdoğan, "Kazanan sadece biz değiliz, kazanan Türkiye'dir, milletimizin ta kendisidir, demokrasimizdir" ifadeleri ile laik demokratik nizamı selamladı.

"Türkiye Yüzyılı'nı beraber inşa ve ihyaya devam ediyoruz" diyen Erdoğan, konuşmasında yeniden seçim vaatlerini tekrarladı.

Süleyman Uğurlu: “Tüm Bunlara Rağmen Halk CHP Zihniyetinin Başa Geçmesini İstemiyor”

Seçimin ardından bir değerlendirmede bulunan Köklü Değişim Medya Genel Yayın Yönetimi Süleyman Uğurlu, atmosferi şöyle özetledi:

“Ekonominin kriz üstüne kriz yaşadığı, halkın alım gücünün iyice azaldığı, ev, araba, kiraların tavan yaptığı bir ortamda Türkiye seçime gitti ve Erdoğan’ın karşısına kim çıkarsa çıksın kazanacağı konuşulmaya başlandı. Esen bu rüzgarla CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu altılı masanın adayı olarak Erdoğan’ın karşısına çıktı.

Neredeyse tüm anketler Kılıçdaroğlu’nın rahat kazanacağını söylemesine rağmen halkın öncelikleri yine hesaba katılmamıştı. Müslüman Türkiye halkı CHP zihniyetine prim vermeyeceği dini değerlerinin ekonomiden önce geldiğini kestiremedi.

İkinci turda da olsa seçimi Erdoğan kazandı. Bu seçim sonuçları bir kez daha gösterdi ki çok zor şartlara, şiddetli geçim sıkıntısına, temel ihtiyaçların karşılanmasında zorluklar çekilmesine evet tüm bunlara rağmen halk CHP zihniyetinin başa geçmesini istemiyor.

Sayın Erdoğan bilmelidir ki seçimi kazanan Cumhur ittifakının icraat ve vaatleri değil; halkın İslam’a olan bağlılığıdır. Ayasofya’da okunan Kur’anı Kerim ve kılınan namazdır!

Şimdi yeniden Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’a düşen görev seçim meydanlarında verdiği vaatleri yerine getirmektir. LGBT hakkında söylediklerini derhal hayata geçirmeli ve tüm LGBT dernekleri kapatılmalı, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesine son verilmeli, LGBT’ye destek verenler hesaba çekilmelidir. Bu hesaba çekme işi AK Partinin içinden başlamalı ve LGBT güzellemeleri yapan parti yetkilileri görevden uzaklaştırılmalıdır. Seçimlerde herkese bir şeyler dağıtan Sayın Erdoğan, kendisine seçimi kazandıran İslami camiaların taleplerini, beklentilerini artık dikkate almalıdır. İslami değerlere, Müslümanlara, Müslümanların kutsallarına hakaret etmek “fikir özgürlüğü” şemsiyesinden çıkartılmalıdır. Müslümanların çocukları batıl fikirler ile zehirlenmeye devam ederken ivedilikle İslami eğitim sistemine geçilmeli, çocuklarımız kapitalist sistemin zehirlerinden korunmalıdır.

Mal ve paranın bir avuç seçilmiş zümrenin elinde dolaşması demek olan Kapitalist ekonomik sistem terk edilmeli dağıtımda dengeyi gözeten İslam iktisat sistemine geçilmelidir.

Lider halkını düşünen kişidir. Sadece dünya hayatında refah ve huzur içinde yaşaması için değil halkının ahiretini de düşünmelidir. Yöneticilik bir vebaldir ve Allah her şeyin hesabını tek tek soracaktır.

Sayın Erdoğan, Ömer aramaktan ziyade kendisi Ömer olmalı ve bu batıl düzeni kökten değiştirmelidir.”