Dr. İyad Kunaybi, Suriye sahasına dair açıklamalarda bulundu 

Köklü-Değişim,İyad-Kunaybi'den-Suriye-Açıklaması.jpg

Dr. İyad Kunaybi, Suriye sahasında gerçekleşen olaylar ve Esed rejimi kalıntılarının başlattığı saldırılara dair açıklamalarda ve devrimin gidişatına yönelik nasihatlerde bulundu. 

Ürdün Üniversitesi’nde akademik çalışmalar yürüten, İslami ilimlere dair birçok kitabı bulunan, dünya çapında tanınan ve “Uçuruma Doğru Koşan Ürdün” makalesi yüzünden iki yıl hapis cezasına çarptırılan davetçi **Dr. İyad Kunaybi,** 6 başlıkta Suriye sahasına ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Kunaybi, açıklamalarında Suriyeli devrimci güçleri uyarıp, Esed kalıntılarının hile ve saldırılarına dikkat çekerken, yürünen yolda şeri referanslar çerçevesinde hareket edilmesini vurguluyor. 

Savaşın henüz bitmediğine, uzak-yakın düşmanlara karşı dikkat edilmesine dikkat çeken Kunaybi, **“diplomasinin, siyasetin ve menfaatin yeni bir din haline gelmesinden sakınmak gerekir”** ifadeleriyle yeni yönetime istikametten şaşmaması gerektiğini hatırlatıyor.   

Kunaybi son bölümde **“Onlara, laikliği savunan ve onu çarpık bir şekilde isteyen, uluslararası sistemin ve onun kuklalarının köleliğini yeniden kurmak isteyen alçaklardan daha kötü davranmaktan sakının”** ifadeleriyle Suriye’de “Hakkı” tavsiye eden Müslümanlara karşı sürdürülen kötü muamelelerden uzak durulması gerektiğinin de altını çiziyor. 

[Köklü Değişim,İyad Kunaybi'den Suriye Açıklaması.mp4](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Iyad_Kunaybi_den_Suriye_Aciklamasi_af06d4ac86.mp4)

Dr. İyad Kunaybi’nin açıklamaları şöyle: 

“Esselamu aleyküm. 

Suriye’deki **kaçak fare kalıntıları**, Arap ve dünya ülkelerinden destek alıyorlar.

Ve şu an ülkeyi yeniden yok etme girişiminde bulunuyorlar. 
Birçoğu, yeni yönetimle tokalaşmak için elini uzatırken, perde arkasından ona hançer saplamaya çalışıyor. 

Hile çok şiddetli, çok şiddetli…

Halkları köleleştirenin hepsi ve genel olarak dünya güçleri, yeni yönetimi ya devirmek ya da onu kendi çıkarları için baskı altına almak istiyorlar.
 
Bütün bunlar karşısında, Şam halkını kurtaracak birkaç önemli husus vardır:

**Birincisi:** Allah’ın ipine sımsıkı sarılmaktır. 
Tüm işlerini Allah’ın muradını aramak ve ona uymak için **samimi şeri bir referans çerçevesinde yapmalarıdır.**

Yoksa önce karar alıp sonra da şer'i nassları ona uydurmak değil…
“Eğer Allah size yardım ederse, size galip gelecek kimse yoktur. 

Eğer sizi terk ederse, O’ndan sonra size kim yardım edebilir? Müminler sadece Allah’a tevekkül etsin.”

**İkincisi:** Sürecin zorluğunu kavramaları ve sorunun sadece kaçan fareyle sınırlı olmadığını anlamalarıdır. 

Fare düşmüş olsa da, onu açık ya da örtülü bir şekilde destekleyen dünya güçleri hâlâ varlığını sürdürüyor ve Şam’ı yeni bir Beşşar’ın zincirlerine geri döndürme konusunda oldukça istekliler. 
Yani savaş henüz bitmedi. 

**Üçüncüsü:** diplomasinin, siyasetin ve menfaatin yeni bir din haline gelmesinden sakınmak gerekir. 

**Bu yeni din, her şer’i hükmü reddetmek ve her hatayı meşrulaştırmak için kullanılabilir.** 

Elbette Allah’ın dini, zaruretleri ve zayıflık durumlarını dikkate alır. 
Ancak, samimi bir şekilde şer’i hükmü arayıp ona uymak, genişletilmesi gereken yerde genişletmek, sınırlandırılması gereken yerde sınırlandırmak ile,

**Maslahat ve uzlaşma adı altında şer’i kurallardan tamamen sıyrıldığını düşünmek** arasında büyük fark vardır.

Attığınız her adımda Allah'ın rahmeti, hikmeti, kuvveti ve yardımı ile birlikte olmayı istemek ile, 

**İyi niyet bahanesiyle bu birlikteliği istemekten kendinizi muaf tutmak ve onu geçici olarak ertelemek** arasında büyük fark vardır. 

Herkes bu konuda kendini muhasebe eder ve hangi durumda olduğunu bilir. 

**“Aksine, insan kendi kendine şahittir, mazeretler öne sürse bile”**

Kardeşlerim, Allah’ın yardımına ihtiyacınız var, o olmadan bir an bile kendi başınıza kalmamalısınız! 

Eğer Allah’tan bir yardım gelmezse, kişinin görüşü/çabası ilk önce kendi çöküşüne neden olur. 

Tüm Müslümanların gözleri size odaklanmış durumda…
Ve içinde bulundukları durumdan onları kurtaracak yeni bir ihtişamın başlangıcı olmanızı umuyorlar.

**Tüm kâfir ve münafık güçler sizi düşürmek veya yolunuzu saptırmak için size tuzaklar kuruyor.** 

Sizler sömürülen halklar için bir umut olun…

**“O halde Allah'a sığının, şüphesiz ki ben sizin için açık bir uyarıcıyım."** 

**Dördüncüsü:** Şam halkının şu an şiddetle ihtiyaç duyduğu şey;
Allah’ın emirlerine uymanın, sadece ağır bir sorumluluk değil, köleliğe dönüşü engelleyen tek koruma olduğunu idrak etmektir. 

Velev ki hürriyeti kaybetse bile…  

Bazıları, **“Bazı şeriata aykırı şeyler yapsak da olur, yeter ki kazanımlarımızı kaybetmeyelim”** der gibi konuşuyor. 
Ancak gerçek şu ki, Allah’ın yardımı olmadan kurtuluş mümkün değildir. 

Tekrar ediyorum, bu kendimize ve insanlara zorluk çıkarmak, üstesinden gelemeyeceğimiz şer cepheleri açmak anlamına gelmez.

Allah'ın muradını aramada dürüst olmak anlamına gelir.

**Beşincisi:** Allah'ın dini aleyhine olsa bile, **şer güçleri memnun etmeye çalışan, hırsa kapılıp sonra onlara dönüşenlerden** ibret almaktır. 

**Mısır ve Tunus’ta olduğu gibi…**

**Altıncısı:** İster aynı görüşte olsunlar ister olmasınlar, Müslüman kardeşlerinize merhamet göstermektir. 

**“Allah, kendilerini seven ve kendisini seven, müminlere karşı alçakgönüllü, kâfirlere karşı izzetli, Allah yolunda cihad eden ve hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayan, kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametli bir topluluk getirecektir.”**

Bazı konularda size muhalefet edebilir, hatalarınızı reddedebilir ve kabullenmemede şiddetli olabilirler. 

**Sonuçta kardeşleriniz sizin için bir destektir, kaçak farelerin kalıntılarından, iç ve dış şer güçlere karşı sizin için bir kalkandır.**

**Ve hatalarda ısrar etmekten sizi koruyacak hakikat dolu bir sestir.** 

**O yüzden onları ihmal etmekten, onlara zulmetmekten sakının.**

**Onlara, laikliği savunan ve onu çarpık bir şekilde isteyen, uluslararası sistemin ve onun kuklalarının köleliğini yeniden kurmak isteyen alçaklardan daha kötü davranmaktan sakının.** 
İşte Ey Şam halkı, bu zorlu aşamada sizi kurtaracak olan şeyler bunlardır.

Ve Peygamberimizin şu sözünü hatırlatıyorum: 

**“Bil ki, tüm ümmet sana fayda sağlamak için bir araya gelse, Allah'ın sana yazdığından başka bir şeyle sana fayda sağlayamazlar.**

**Ve eğer sana zarar vermek için bir araya gelseler, Allah'ın sana yazdığından başka bir şeyle sana zarar veremezler. Kalemler kaldırıldı ve sayfalar kurudu.”**

Genel olarak takipçilere diyorum ki, şu anda Suriye'deki yetkililerin bahsettiğimiz şeyleri gerçekleştirip gerçekleştirmediği sorusuna odaklanmayın, aksine **bu kavramları tavsiye etmeye ve bu kavramlara teşvik etmeye odaklanın.**

Allah'tan Suriye'deki kardeşlerimizi bunlara uymaya, O'na itaat etmeye, rızasını aramaya, her şer sahibinin şerrinden onları korumaya, rahmetiyle onları kuşatmaya ve onları bir göz açıp kapayıncaya kadar kendi başlarına bırakmamaya muvaffak kılmasını dileriz. 

Selam ve Allah'ın rahmeti üzerinize olsun.”	


Dr. Kunaybi’den Suriye Açıklaması: “Diplomasi Yeni Bir Din Haline Gelmesin” 

Hizbuttahrir Türkiye Haftalık Gündem Değerlendirme Toplantısı

3-CHP’de Aşağılık Kompleksi BitmezKöklü değişim 2023-2024 özel haber 830x520 copy.jpg

Hizb-ut Tahrir Türkiye Medya Bürosu’nun 24 Aralık 2024 Salı günü düzenlediği "Gündem Değerlendirme" toplantısında, CHP lideri Özgür Özel ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Suriye devrimi üzerinden Müslümanları tahkir eden açıklamaları ele alındı. Toplantıda ayrıca Kahire’de gerçekleşen D8 zirvesi ve 2025 yılı merkezi yönetim bütçesi hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Toplantıda konuşan **Medya Bürosu Üyesi Muhammed Emin Yıldırım,** kendi coğrafyasına kâfirlerin gözüyle bakan laik Kemalist CHP zihniyetinin, Suriye’de kazananın Müslüman halk değil ABD ve “İsrail” olduğunu öne sürerek yine şaşırtmadığını, yine Batılıların ağzıyla konuşup, onların habis projelerinin yanında saf tuttuğunu söyledi.

CHP’nin, yıllarca zalim Esed’i desteklediği hâlde Müslümanların zaferi sonrası hiç utanıp sıkılmadan Suriye’ye demokratik yönetim ihraç etmeye kalkıştığına dikkat çeken Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

_“Esed rejimi 54 yıldır halkını demir yumrukla yönetirken, 13 yıldır gözünüzün önünde katliam yapılırken neden bu öneri dile getirilmedi?
Ey Özgür Özel, Esed rejimi hâlâ yerindeyken bu eli kanlı diktatörle görüşmek için Şam’a gitmek isteyen sen değil miydin? Sen de iktidar gibi muhaliflerin bu rejimle normalleşmesini savunmuyor muydun? Bugün ‘diktatör’ dediğin Esed’e dün hangi saikle el uzattığını kendine sor… **Sizin derdiniz Suriye halkının huzuru ve istikrarı değil. Sizin derdiniz, İslam iktidara gelmesin de ne olursa olsun.** İster diktatörlük olsun, ister demokrasi olsun, sizin için fark etmez. Hangisi İslam’ın yönetime gelmesini engelliyorsa sizin tercihiniz odur.”_

**“Müslüman halkları cehaletle suçlamak, Batı’nın kirli ellerini temize çıkarmaktan başka bir şey değildir."**

Konuşmasının devamında Ekrem İmamoğlu’nun, İslam coğrafyasında yaşanan savaşları Müslüman halkların cehaletine bağlayan hakaret ve hezeyanlarına değinen Yıldırım, İmamoğlu’nun bu sözlerinin CHP’de yerleşik olan oryantalist dilin ve aşağılık kompleksinin yansıması olduğunun altını çizdi ve şunları kaydetti:

_“Müslüman coğrafyalarındaki savaş ve zulümlerin asıl sebebi, Hilafetin yıkılmasından sonra Batı tarafından çizilen yapay sınırlar, kurulan kukla devletler ve bu devletlerin başına getirilen işbirlikçi yöneticilerdir. Bu işbirlikçilerin yardımıyla halklarımızın zenginlikleri talan edildi, onurları çiğnendi, yaşam hakları ellerinden alındı. Ayağa kalkıp hak ve adalet isteyenlere ise baskı ve katliam reva görüldü. Bugün bu gerçekler ortadayken, Müslüman halkları cehaletle suçlamak, Batı’nın kirli ellerini temize çıkarmaktan başka bir şey değildir.
Yine gerçek şu ki, İslam medeniyeti akıl ve ilim üzerine kurulmuştur. Matematiği, tıbbı, astronomiyi, mimariyi, ilim ve hikmetin her alanını kuşatmış, insanlığa çağlar boyu rehberlik etmiştir. **Bugün Batı’nın ulaştığı birçok bilimsel ve teknolojik gelişme, İslam medeniyetinin sunduğu birikimden beslenmiştir. Ancak buna rağmen, bu zavallı zihniyet bizi ‘cehaletle’ suçlama cesaretini gösterebiliyor. Çünkü bunların ufku 1923’ten öteye gitmez. Bunların gözleri Bağdat’ı, Endülüs’ü görmez; bunların gözü sadece Londra’yı, Paris’i, Washington’u görür.”**_

**“Suriye İslami devrimini ifsat etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.”**

Muhammed Emin Yıldırım, son olarak, Suriye halkına Batı’nın demokrasisini dayatmaya çalışanlara seslenerek sözlerini şöyle tamamladı:

_“Suriye devrimi, ‘Lâ ilâhe illallah Muhammedun Rasûlullah’ temelinde yükselmiş, şanlı ve mübarek bir devrimdir. Suriye halkının ve samimi mücahitlerin Allah yolunda feda ettikleri kanlarıyla sulanmıştır. Sebat ile ayakta kalmış, fedakârlıkla ilerlemiş, irade ve kararlılık sonucu zafere ulaşmıştır. Onu çalmaya, onu ifsat etmeye, ona Amerika’nın şartlarını kabul ettirmeye, onu demokratikleştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Allah’ın izniyle, Dera’nın mescid ve sokaklarında başladığı gibi, Şam’ı İslam’ın merkezi kılmadan, işgalci Yahudi varlığını Aksa topraklarından söküp atmadan nihayete ermeyecektir."_

Konuşmanın tamamını toplantı videosundan izleyebilirsiniz.

<div style="position:relative;padding-bottom:56.25%;height:0;overflow:hidden;">
  <iframe src="https://geo.dailymotion.com/player.html?video=x9bb3s4"
    style="width:100%; height:100%; position:absolute; left:0px; top:0px; overflow:hidden; border:none;"
    allowfullscreen
    title="Dailymotion Video Player"
    allow="web-share">
  </iframe>
</div>


CHP’de Aşağılık Kompleksi Bitmez!

Hizb’ut Tahrir Suriye’den, Esed kalıntılarının saldırılarına karşı mücahidlere destek 

Köklü-Değişim,Esed-Kalıntıları-Tartus'ta-Saldırdı.jpg

Esed rejimi kalıntılarının başta Tartus olmak üzere Suriye’nin bazı bölgelerinde 14 güvenlik görevlisini öldürmesi üzerine destek mesajı yayımladı. 

Suriye’de bazı olaylar bahane edilerek başlayan olaylarda Esed kalıntısı unsurlar Hama, Humus, Tartus ve Lazkiye'de ayaklandı ve 14 emniyet mensubunu öldürdü. 

Suriye'de yönetimi devralan Heyet Tahrir Şam (HTŞ), devrik Devlet Başkanı Beşar Esed'in destekçileri tarafından pusuya düşürüldükleri belirtilen İçişleri Bakanlığı'nın 14 personelinin öldürülmesinin ardından gece boyunca sokağa çıkma yasağı ilan etti.

Bu olaylar üzerine Hizb-ut Tahrir Suriye Medya Bürosu, mücahitlere yönelik rejimin kalıntıları tarafından yapılan saldırıya yönelik açıklamada bulundu. 

Açıklamada, yeni yönetimle siyasi ihtilafların bir kenara bırakıldığı ifade edilip, tüm mücahid gruplara çöken rejimin kalıntılarına karşı tek bir safta durma çağrısı yapıldı. Ayrıca halk da bu mücadelede tek bir safta durmaya davet edildi.

[Köklü Değişim,Hizb’ut Tahrir Suriye “Vakit Yardım Vaktidir”.mp4](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Hizb_ut_Tahrir_Suriye_Vakit_Yardim_Vaktidir_9b3a0488d6.mp4)

Hizb-ut Tahrir Suriye Vilayeti Medya Bürosu’nun açıklaması şöyle: 

“Bismillahirrahmanirrahim

Allah'ın, suç düzeninin çöküşü ve Esad hanedanının ve büyük suçluların yönetiminin ortadan kalkmasını bize lütfetmesinin ardından, suçlu rejimin kalıntıları, mücahit kardeşlerimize saldırdı. Bu saldırı, mübarek devrim yılları ve suçlu Esad hanedanının hükümdarlığı boyunca işledikleri suçları takip etme girişimidir.

Bu sebeple, Hizb-ut Tahrir'deki kardeşleriniz olarak şunları ilan ediyoruz:

**1.** Yeni yönetimle siyasi konulardaki tüm görüş ayrılıklarını askıya alıyoruz.

**2.** Tüm mücahitleri ve samimi olanları, çöken rejimin kalıntılarına ve kinci milislerine karşı tek bir safta durmaya davet ediyoruz.

**3.** Ayrıca halkı, mücahitleri desteklemeye ve suç düzeninin kalıntılarından kalan tüm kinci suçlulara karşı onlarla tek bir safta durmaya davet ediyoruz.

**4.** İslam temeline dayalı siyasi farklılık hakkını teyit ediyoruz.”



Hizb-ut Tahrir Suriye: “Vakit Yardım Vaktidir”

Suriye’de Esed kalıntıları ayaklanarak yeni yönetimin 14 güvenlik görevlisini katletti 

Köklü-Değişim,Suriye’de-Esed-Kalıntıları-Ayaklandı-ve-14-Muhalifi-Katletti.jpg

Suriye’de Alevi türbesine saldırı yapıldığına dair bir video bahane edilerek başlayan olaylarda Esed kalıntısı unsurlar Hama, Humus, Tartus ve Lazkiye'de ayaklandı ve 14 emniyet mensubu katledildi.

Suriye'de yönetimi devralan Heyet Tahrir Şam (HTŞ), devrik Devlet Başkanı Beşar Esed'in destekçileri tarafından pusuya düşürüldükleri belirtilen İçişleri Bakanlığı'nın 14 personelinin öldürülmesinin ardından gece boyunca sokağa çıkma yasağı ilan etti.

**Tartus, Humus ve hatta başkent Şam** gibi birçok şehirde düzenlenen protestolarda çatışmalar yaşandı.

Suriye'nin yeni İçişleri Bakanı Muhammed Abdurrahman, 14 'İçişleri Bakanlığı personelinin' devrik Devlet Başkanı Beşar Esed'in destekçileri tarafından öldürüldüğünü duyurdu. 

[Köklü Değişim,Suriye'de Esed Kalıntıları Ayaklandı.mp4](https://api.kokludegisim.net/uploads/Koeklue_Degisim_Suriye_de_Esed_Kalintilari_Ayaklandi_3fffd53df0.mp4)

Türbe saldırısına ait videonun eski olduğu ve provokasyon için sosyal medyada yeniden paylaşıldığı ifade edilirken öte yandan Salı günü Hama’da Beşar Esad döneminde görev alan Alevi üç hakim ve bir subayın öldürülmesi iddiasının da ayaklanmada bahane olarak kullanıldığı iddia ediliyor. 

Gösterilerde mezhepçi sloganların atıldığı ve bazı Şii din adamlarının halkı galeyana getirdiği görülüyor. 

Gösterilerin ardından Humus'ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Suriye'de geçici hükümet olayı **"devrik rejim unsurların provokatif hareketleri"** olarak nitelendirdi.

Son olaylar, Esad'ın iki hafta önce görevden alınmasından bu yana ülkede yaşanan en şiddetli ve yaygın huzursuzluk.

Abdurahman, ülkenin güvenliğini baltalamaya, vatandaşlarının hayatını tehlikeye atmaya ya da barış ve geleceğini istikrara kavuşturma süreçlerini durdurmaya cüret eden herkesin üzerine gitme sözü verdi.

Yönetim bu açıklamaları yaparken Suriye halkı da ayaklanmalara karşı yeni yönetimin yanında yer alçaklarını ve her türlü desteğe hazır olduklarını açıkladılar.

Suriye’nin kıyı bölümü genelde Şii nüfus yoğunluğunun olduğu bölgeler olarak biliniyor. Esed rejimi 13 yıl boyunca katliamlarını sürdürürken bu bölge süreci sıkıntısız geçirmiş ve Esed rejiminin katliamlarına sessiz kalmış ve askeri destek vermişti. 

Güvenlik görevlilerinin kontrolü ele geçirmesi üzerine Suriye’de şu anda sokaklarda sükunet sağlanmış durumda. 


Suriye'de Esed Kalıntıları 14 Güvenlik Görevlisini Öldürdü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında 2025 yılı asgari ücretinin savundu

Köklü-Değişim,Erdoğan-Asgari-Ücreti-Savunuyor.jpg

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025 yılı için asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlendiğini hatırlatarak **"Bu rakam 2024 yılına göre net yüzde 30 artışa tekabül ediyor. Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık"** dedi. 

Dün asgari ücret için düzenlenen dördüncü toplantının ardından **Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan**, 1 Ocak 2025 tarihinden geçerli olacak asgari ücretin **22 bin 104 TL** olarak belirlendiğini duyurmuştu. İşçi tarafı masadan kalkarken asgari ücreti masada kalan işveren ve hükümet belirlemiş oldu. 

Vedat Işıkhan’ın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan X hesabından kutlama mesajı paylaştı:

**"2025 yılında asgari ücret, %30 artışla net 22.104 TL olarak uygulanacaktır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun"**

Bugün **TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay** da yaptığı açıklamada verilen asgari ücrete tepki gösterip, bir daha asgari ücret komisyonuna katılmayacaklarını açıkladı. 

Asgari ücrete yönelik tepkiler sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda bugün yine TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) belirlediği enflasyon üzerinden verilen asgari ücret zammını savundu. 

Erdoğan’ın açıklamaları şöyle: 

**"Çalışanı Enflasyona Ezdirmedik"**

“Asgari Ücret Tespit Komisyonumuz çalışmalarını dün tamamladı. 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren geçerli olacak net asgari ücret miktarını 22 bin 104 lira olarak belirledik. Bu rakam 2024 yılına göre net yüzde 30 artışa tekabül ediyor. Devletimizin asgari ücretli başına işverene verdiği destek ise 700 liradan 1000 liraya yükseldi. **Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık.** 2002'de 184 TL, yani döviz bazında 126 dolar olan asgari ücret, son artışla birlikte 628 dolara çıkmış oldu. Yeni asgari ücretin çalışanlara ve işverenlere hayırlı olmasını diliyorum. Duydum ki CHP bugün galiba Meclis'e de gelmeyecekmiş, yolları açık olsun. Biz 22 yıl boyunca ne yaptıysak, muhalefetin engellemelerine rağmen yaptık, onlara rağmen başardık. Parlamento, millete hizmet mekanıdır; buradan kaçış olmaz. Değişim, normalleşme, siyasi olgunlaşma yönünde muhalefet cenahında ne hazindir ki bugüne kadar hiçbir gelişme göremedik. Bütçe görüşmeleri sırasında takındıkları uzlaşmaz tavır, bunlardan ne köy ne de kasaba olacağını gösteriyor. Varsın onlar yanlışta ısrar etmeyi sürdürsün; biz işimize bakacağız, milletimize hizmet etmeye odaklanacağız. İstikrar içinde büyümeyi ve kalıcı sosyal refah artışını amaçlayan, daha müreffeh, daha güçlü bir Türkiye vizyonunu hedefleyen 2025 yılı bütçemizi aziz milletimizin de sahiplenmesi ile hayata geçireceğiz.

**Suriye Gündemi: “Yaşananlar Yeni Birer Kerbela'dır”**

Buradan, milletin kürsüsünden, 13 yıllık mücadelenin ardından muhteşem ve muazzam bir zafere imza atan Suriyeli kardeşlerimizi kemal-i hürmetle selamlıyorum. Esad ve Baas rejimi ülkemizin tüm iyi niyetli tavsiyelerine rağmen barışçıl protestoları kanlı şekilde bastırmayı tercih etti. Esad kendi halkına zulmetmeye devam etti. 13 yılı aşan katliam politikası sebebiyle Suriye büyük bir kaosa sürüklendi.

Canlarını kurtarmak için yollara düşenlerden boğulanlar oldu. Botları batırılanlar oldu. İnsanı insanlığından utandıran sayısız gaddarlığa şahitlik ettik. Şimdi size soruyorum; Aylan bebeğin hafızamıza ve kalbimize mıh gibi çakılan o masum fotoğrafını nasıl unutabiliriz? Guta'da gaddarca öldürülen kadınları yaşlıları nasıl unutabiliriz? Rejimin Sednaya gibi hapishanelerinde yapılan işkenceleri nasıl unutabiliriz? Bunların hiçbirini unutmadık ve unutmayacağız.

Zalimin karşısında mazlumun yanında duracağız dedik ve bunu gerçekleştirdik. Kapımıza gelip bizden eman isteyeni geri çevirmeyeceğiz dedik. Yaşananlar yeni birer Kerbela'dır. Türkiye olarak ne Irak'ta ne Suriye'de ne Lübnan'da hiçbir etnik kökene dine karşı önyargılı mesafeli değiliz dedik. Milletimiz Suriyeli muhacirlere ensar millet olmanın mesuliyetiyle hep sahip çıktı.

Suriye halkının çilelerle bezeli mücadelesi 8 Aralık'ta Şam'ın özgürleşmesiyle zafere ulaşmıştır. Esad korkağı en yakınındakileri bile satarak Suriye'den kaçmıştır. Artık bu ülkenin önünde yeni bir sayfa açılmıştır. Bir kuru sözle dahi olsa Suriye halkını tebrik edemeyenlere Esad'ın devrilmesinden rahatsız olanlara acıyarak bakıyoruz. Halep'te, Şam'da, Hama’da, Humus'ta, Dera'da, Münbiç'te özgür Suriye bayrağıyla ay yıldızlı bayrağımızı yan yana gördükçe, şad oluyoruz. Bizim tek gayemiz, Suriye’den başlayarak bölgemizin her karış toprağında barışın, huzurun, istikrarın güçlü bir şekilde sağlanmasıdır. **3 haftadır Esad'ın yasını tutanların, Şam'daki müttefiklerini kaybetmenin öfkesini, mazlumlardan çıkarma niyetleri şimdiden kendini belli ediyor.**

**"Halep Başkonsolosluğumuzu Hizmete Açıyoruz"**

Yakında Halep Başkonsolosluğumuzu hizmete açıyoruz. Yeni yönetimin lideri Ahmet Şara'nın takdir topladığını görüyoruz. **İhtiyaç olan her alanda Suriye'ye destek vereceğiz. Yeni yönetime katkı sunacağız.** DEAŞ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerinin başını ezmekte kararlıyız. Bölücü caniler ya kendileri silahlarına veda edecekler ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömülecekler. Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar örmeye çalışan terör örgütünü ortadan kaldıracağız. Terör örgütünün bir hesabı varsa bizim de bir hesabımız var.

**"Kimseyi Zorla Göndermeyeceğiz"**

Arap ve İslam aleminin Suriye'nin yeniden inşasında liderlik etmesi diğer ülkelere de örnek olması gerekiyor. Suriyeli kardeşlerimizin tüm kapasitemizle yanlarında olacağız. Önce MİT Başkanımızı ardından da Dışişleri Bakanımızı Şam'a gönderdik. Büyükelçiliğimizi faaliyete geçirdik. Suriye ne kadar hızlı kendilerini toparlarsa Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü dönüşü o derece hız kazanacaktır. Belli bir süre giriş çıkışlara izin vereceğiz. Dönmek isteyene yardımcı olacağız ama kimseyi zorla göndermeyeceğiz.

**CHP'li Belediyelere SGK Prim Borcu Tepkisi**

Cumhur İttifakımızın güçlenerek yoluna devam etmesinden dolayı bahtiyarım. CHP'ye şimdi eski genel başkanları Bay Kemal'in cümleleriyle şunu söylemek isterim; ne kadar çığırtkanlık yaparsanız yapın, bağırsanız da çağırsanız da ipe un serseniz de kaçış yok, SGK'ya olan prim borçlarınızı tıpış tıpış ödeyeceksiniz. Kusura bakmayın, emeklinin, memurun, işçinin, esnafın, çiftçinin, engellinin, yetimin, öksüzün hakkını size konserlerde, şarap turlarında yedirmeyiz, yedirtmeyiz. Borçlarını ödemeye gelince güvercine dönenler, iş asgari ücretle ve maaşlarla ilgili atıp tutmaya gelince bakıyorsunuz birden şahin kesiliyorlar. Niye? Çünkü sırtlarında küfe taşımıyorlar da ondan. Nereden tutsanız elinizde kalan, her tarafı tel tel dökülen, adeta viraneye dönmüş bir muhalefetle karşı karşıyız.

**"Enflasyon Düşüyor, Cari Açığımız Geriliyor"**

Bütün veriler Türkiye ekonomisinin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme hedefine emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor. Enflasyon düşüyor, cari açığımız geriliyor, sanayide çarklar dönüyor, turizm rekora koşuyor. İnşallah 2025 bir önceki seneden daha iyi olacak. Biraz daha sabırla çok daha güzel neticeler göreceğiz. Para ve maliye politikalarını sarsmadan muhalefetin bizi sürüklemek istediği politizm tuzağına düşmeden önümüzdeki süreci çok büyük bir titizlikle yürüteceğiz.

**"Kimseyi Zorla Göndermeyeceğiz"**

Arap ve İslam aleminin Suriye'nin yeniden inşasında liderlik etmesi diğer ülkelere de örnek olması gerekiyor. Suriyeli kardeşlerimizin tüm kapasitemizle yanlarında olacağız. Önce MİT Başkanımızı ardından da Dışişleri Bakanımızı Şam'a gönderdik. Büyükelçiliğimizi faaliyete geçirdik. Suriye ne kadar hızlı kendilerini toparlarsa Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü dönüşü o derece hız kazanacaktır. Belli bir süre giriş çıkışlara izin vereceğiz. Dönmek isteyene yardımcı olacağız ama kimseyi zorla göndermeyeceğiz.

**CHP'li Belediyelere SGK Prim Borcu Tepkisi**

Cumhur İttifakımızın güçlenerek yoluna devam etmesinden dolayı bahtiyarım. CHP'ye şimdi eski genel başkanları Bay Kemal'in cümleleriyle şunu söylemek isterim; ne kadar çığırtkanlık yaparsanız yapın, bağırsanız da çağırsanız da ipe un serseniz de kaçış yok, SGK'ya olan prim borçlarınızı tıpış tıpış ödeyeceksiniz. Kusura bakmayın, emeklinin, memurun, işçinin, esnafın, çiftçinin, engellinin, yetimin, öksüzün hakkını size konserlerde, şarap turlarında yedirmeyiz, yedirtmeyiz. Borçlarını ödemeye gelince güvercine dönenler, iş asgari ücretle ve maaşlarla ilgili atıp tutmaya gelince bakıyorsunuz birden şahin kesiliyorlar. Niye? Çünkü sırtlarında küfe taşımıyorlar da ondan. Nereden tutsanız elinizde kalan, her tarafı tel tel dökülen, adeta viraneye dönmüş bir muhalefetle karşı karşıyız.

**"Enflasyon Düşüyor, Cari Açığımız Geriliyor"**

Bütün veriler Türkiye ekonomisinin yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme hedefine emin adımlarla ilerlediğini gösteriyor. Enflasyon düşüyor, cari açığımız geriliyor, sanayide çarklar dönüyor, turizm rekora koşuyor. İnşallah 2025 bir önceki seneden daha iyi olacak. Biraz daha sabırla çok daha güzel neticeler göreceğiz. Para ve maliye politikalarını sarsmadan muhalefetin bizi sürüklemek istediği politizm tuzağına düşmeden önümüzdeki süreci çok büyük bir titizlikle yürüteceğiz."





Erdoğan'dan Asgari Ücret Savunması: “Çalışanı Enflasyona Ezdirmedik”

Bahadır Kurbanoğlu ‘Sözü Esirgemeyen’ Programında Hizb-ut Tahrir’e yapılan hukuksuzluğu dile getirerek ‘Yok mu kalender bir savcı, bu hukuksuzluğa dur diyecek?’ şeklinde çağrıda bulundu.

20171221_1_bahadir-kurbanoglu-yok-mu-kalender-bir-savci-bu-hukuksuzluga-dur-diyecek.jpg

**Köklü Değişim Medya**

Bahadır Kurbanoğlu Hilal TV’de yayımlanan, kendisinin hazırlayıp sunduğu “Sözü Esirgemeyen” adlı programda Hizb-ut Tahrir’e yapılan hukuksuzluğu dile getirerek “Yok mu kalender bir savcı, bu hukuksuzluğa dur diyecek?” şeklinde çağrıda bulundu.

Hizb-ut Tahrir yargılamalarında son bir hafta içinde Yargıtay’ca arka arkaya onanan 58 kişiye toplamda verilen 285 yıllık cezadan hareketle Müslümanlara yönelik yapılan yargı zulümlerinin artık sona ermesi gerektiğini ifade eden Kurbanoğlu’nun programından ilgili bölümü sizlerin istifadesine sunuyoruz:

Bahadır Kurbanoğlu: Yok mu Kalender Bir Savcı, Bu Hukuksuzluğa Dur Diyecek?

LGBT yönetmeliğini kabul eden Eyyubiye belediyesi, kararından vazgeçti

1582712018.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Urfa'nın **Eyyübiye Belediyesi,** eşcinsel sapkınlığın önünü açan **LGBTİ** yönetmeliğini önce kabul edip, daha sonra iptal etti. Eşcinsel sapkınlığın önünü açan ve bu çirkinliğin görünür olmasını, kamuda ve özel sektörde istihdam önceliği verilmesini hedefleyen yönetmelik bazı belediyeler tarafından kabul edilip uygulanmaya başlandı. Daha önce Milli Eğitim Bakanlığı, okullarda bu sapkınlığın topluma kabul ettirilmesi için **İstanbul Sözleşmesi** kapsamında başlattığı **ETCEP’i** (Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi) devreye sokmuş, gelen yoğun eleştiriler üzerine projeyi askıya almıştı.

Belediye Meclisi'ne sunulmak üzere Eyyubiye Belediyesi’nin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan tarafından hazırlanan yönetmelik, önce Yazı İşleri Müdürü İsmail Kaya'ya ardından da Başkan Mehmet Kuş'un onayıyla meclise sunuldu.

Meclise gönderilen çirkin yönetmelik oylamaya sunuldu ve kabul edildi.

Ancak Meclis'te oylamaya sunulan yönetmelikte, "***Toplumda dezavantajlı konumda bulunan LGBTİ (lezbiyen, gay, biseksüel, trans ve interseks bireyler), etnik ve dini azınlıklar, sığınmacı ve mülteciler gibi çeşitli sosyal gruplara yönelik veri toplama, hizmet üretme ve belediye politikalarını yurtdışı ve yurtiçindeki STK'larla işbirliği içinde hazırlamak***" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Ajans Urfa'da yer alan habere göre kabul edilen yönetmelik yürürlüğe girerken, Eyyübiye Belediyesi yetkilileri durumu bir gün sonra fark edip, değişikliğe gidildi ve iptal edildi.

Haberde, çirkin yönetmeliği Belediyenin İnsan Kaynakları Müdürü Ahmet Alkan'ın internet üzerinden indirdiği ve CHP'li ya da HDP'li bir belediyeden "kopyala-yapıştır" usulüyle aldığı ifade edildi.

**İmza Kampanyası**

Batı aşığı ve oradan gelen her kanuna ve sözleşmeye sahip çıkan iktidar ve muhalefet partileri “İstanbul Sözleşmesi”ne sımsıkı bağlı. Eşcinselliği yaygınlaştırmak, namus mefhumunu ortadan kaldırmak, aileyi yok edip, gençliği ifsat etmek için planlanarak yürürlüğe koyulan İstanbul Sözleşmesi, kamuoyundan tepki almaya devam ediyor.

Bu kapsamda başlattığımız imza kampanyasına siz kıymetli okuyucularımızdan da destek bekliyoruz.

**İmza linki aşağıdadır**

[https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&amp;utm\_source=share\_petition&amp;utm\_medium=facebook&amp;utm\_campaign=share\_petition&amp;utm\_term=psf\_combo\_share\_initial&amp;recruited\_by\_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&amp;utm\_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2](https://www.change.org/p/cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-ailesiz-bir-gelecek-hedefleyen-istanbul-s%C3%B6zle%C5%9Fmesi-ve-6284-say%C4%B1l%C4%B1-kanun-iptal-edilsin?recruiter=468313674&utm_source=share_petition&utm_medium=facebook&utm_campaign=share_petition&utm_term=psf_combo_share_initial&recruited_by_id=fe3a96f0-bca0-11e5-ada9-757b967284e9&utm_content=fht-20330000-tr-tr%3Av2)

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Suriye’de donan bebeğin görünütüsü vicdanları sızlattı

1578733886.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Suriye’den gelen son görüntü insanlık defterine utanç olarak yazıldı. Katillerle el sıkışan taş kalpli yöneticilerin hanesi bu cürümlere sessiz desteklerle doldu. Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları arşa ulaşırken, bu canilerle el sıkışanlar, donarak can veren körpe bedenlerin katili Esed’i yeniden meşru yönetici olarak tanımak için birbiriyle yarışıyor.

**Suriye’de Bir Körpe Donarak Can Verdi**

Acı olay Hama’nın kuzeyinde meydana geldi. Aktivistlerin ulaştırdığı bilgiye göre Rus ve rejimin hava saldırılarında anne babasını kaybeden ve kendisinden haber alınamayan küçük Erva Afrin-Mabatlı'nın cansız bedeni, 25 gün sonra bir zeytin ağacının altında donmuş halde bulundu.

Aylan bebeğin Akdeniz’de boğularak can vermesinden sonra çekilen görüntüleri gibi Erva bebeğin görüntüleri de sosyal medyada kısa sürede yayıldı.

![](https://resmim.net/f/N6Swv8.jpg)

İran’ın yanlışlıkla vurduğu Ukrayna uçağı gündemin zirvesinde yer alırken, 9 yıldır masum Müslümanları bilerek ve isteyerek katleden Rusya, İran ve Esed rejiminin katliamları görmezden geliniyor. Astana ve Cenevre masalarında katil rejim ile oturulup müzakere ediliyor.

Kardeşleri can verirken Suriye muhalefeti kuzeye çekilmiş ya katliamları izliyor ya icad edilen operasyonlarda vakit geçiriyor ya da daha fazla maaş için Libya’nın yolunu tutuyor.

Astana Üçlüsü Rusya, Türkiye ve İran masada aldıkları kararlar ve sahadaki operasyonlarla kendi halkını katleden cani Esed’in saltanatını korumaya devam ediyor. Körpeler donarken, taş kalpler de üşümüyor.

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

1546098328.jpeg

**Köklü Değişim Medya**

Nehre düşüp donarak ölen çocuğun anne-babasının Çin Toplama Kamplarında tutulduğu öğrenildi.

Son günlerde sosyal medya gündeminde, nehirde düşerek donarak ölen Doğu Türkistanlı bir çocuğun buz kesmiş kahredici fotoğrafı var.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre; donarak ölen bu çocuğun anne-babası Çin Toplama Kamplarında tutuluyor ve kendisi de 78 yaşındaki yalnız yaşayan dedesi ile kalıyordu.

**Çin zulmü altında yaşayan Müslümanların yaşadıkları trajediye her gün bir yenisi ekleniyor**

Nehirde donarak ölen bu fotoğraf, özelde Müslümanlara genelde ise tüm insanlığa kahredici Komünist Çin zulmünün geldiği noktayı; Doğu Türkistanlı Müslümanların çaresizliklerini ve terkedilmişliklerini adeta haykırıyor!

![](https://www.google.com/url?sa=i&source=images&cd=&cad=rja&uact=8&ved=2ahUKEwi00PunrcXfAhVMTBoKHT_FCZ0QjRx6BAgBEAU&url=https%3A%2F%2Fforum.donanimhaber.com%2Fdonarak-olen-uygur-turk-cocugu--136473606&psig=AOvVaw3Qnmgr3bnWHnpiMcBHHy0g&ust=1546183679301957)![](https://img.donanimhaber.com/upfiles/2600066/25912903-9092-48a4-8313-ba00b0a14c02.png)

**Çin toplama kamplarına aldığı Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere yerleştiriyor**

Yine geçtiğimiz aylarda da ajanslara yansıyan haberlerde, sistematik insan hakları ihlalleriyle gündeme gelen Çin'in, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Müslüman Uygur Türklerinin çocuklarını yetimhanelere gönderdiği de ifade edilmişti.

Haberlerde; Birleşmiş Milletler İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayımladığı son rapora göre, Çin’de 1 milyondan fazla Uygur Türkü ve diğer Müslüman azınlık toplama kamplarında tutuluyor.

Hükümetin, kamplarda tutulanların çocuklarını evlerinden alarak ülke genelinde çok sayıdaki yetimhaneye gönderdiği bildiriliyor.

Bahadır Kurbanoğlu: Yok mu Kalender Bir Savcı, Bu Hukuksuzluğa Dur Diyecek?

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Dr. Kunaybi’den Suriye Açıklaması: “Diplomasi Yeni Bir Din Haline Gelmesin”

CHP’de Aşağılık Kompleksi Bitmez!

Hizb-ut Tahrir Suriye: “Vakit Yardım Vaktidir”

Hakkımızda

Linkler

İletişim Bilgilerimiz

Bahadır Kurbanoğlu: Yok mu Kalender Bir Savcı, Bu Hukuksuzluğa Dur Diyecek?

Eyyubiye Belediyesi LGBTİ Kararından Geri Döndü

Körpeler Donuyor Taş Kalpler Üşümüyor

Donarak Ölen Doğu Türkistanlı Çocuk İnsanlığa Çin Zulmünü Haykırıyor!

Dr. Kunaybi’den Suriye Açıklaması: “Diplomasi Yeni Bir Din Haline Gelmesin”

CHP’de Aşağılık Kompleksi Bitmez!

Hizb-ut Tahrir Suriye: “Vakit Yardım Vaktidir”

Sosyal Medya