Köklü Değişim Medya
Değişim TV’de canlı yayınlanan Gündem Özel programında gündemdeki konular kanaat önderleri, STK Temsilcileri, avukatlar ve yazarların konuk olduğu “Adil Şahitlik Görevimiz ve Sorumluluklarımız” başlıklı programda konuşuldu. Yayına videokonferans yoluyla katılan Yazar Kenan Alpay, yaşanan hukuksuzluklara ve baskı iklimine dikkat çekerek adil şahitlik görevinin İslam’ın belirlediği çerçeve üzerinden sürdürülmesini, "Adil Şahitlik Görevimiz: Hakkı Hak Olarak Söylemek” tabiriyle ifade etti.
Programın son bağlantısı Yazar Kenan Alpay ile gerçekleştirildi. Kendisini “Muhafazakâr Demokrat” olarak tanımlayan AK Parti’nin; İslâmi kişilikleri ön plana çıkmış kimi isimlere, kanaat önderlerine yapılan itibarsızlaştırma girişimleri ile İslâmi camiaya yönelik baskılarını değerlendiren Alpay, AK Parti cenahının söylemleri ile eylemleri arasındaki çelişkinin nereden kaynaklandığını izah etti. Türkiyeli Müslümanları bekleyen süreci ve bu durumda Müslümanların takınması gereken tavrı ortaya koydu.
Türkiye’de yerli ve millilik öne sürülerek bir baskı ikliminin oluşturulduğuna ve devletin ilahlaştırılarak her zulmün mubah görülmeye başlandığına değinen Alpay, hukuğun olmadığını ve derneklere, cemiyetlere ve İslami camiaya karşı alınan kararların mevcut kanunlarda yerinin olmamasına rağmen uygulandığına değindi.
Siyasetin, bürokrasinin ve medyanın, Peygamber Efendimizi örnek gösterip tam aksi, çelişik yönde hareket ettiğini ifade eden Alpay, söylemlerle pratiğin farklı olduğunu belirtti.
Müslümanların Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker (iyiliği emredip kötülükten men etme) yapamaz hale geldiğine, bir şey söylediğinde dinci müdahale denilerek susturulduğuna dikkat çeken Kenan Alpay, fiziki müdahale olmadan, cam çerçeve indirmeden neden çağrıda bulunmayalım tepkisiyle mevcut statükoya tepki gösterdi.
TBMM’de kısa süre önce görüşülen ve hızla geçirilip onaylanan Birleşmiş Milletlerin istekleri doğrultusunda "**Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine Dair Kanun”**un içine sıkıştırılan ve STK ve derneklerin çalışmasını engellemek ve baskı altına almak için koyulan maddelere de dikkat çeken Alpay, bu kanun içeriğinin ne zaman hazırlandığını kamuoyunun bilmediğine işaret etti. Hatta STK’lara ya da derneklere sorulmadan, istişare edilmeden bir görüş alınmadan bu işin yürütüldüğü bilgisini paylaşıp bu süreci eleştirdi.
Moderatör Süleyman Uğurlu, İstanbul Sözleşmesi’nin TBMM’deki onay çalışmalarında da İslami dernek ve STK’ların görüşü alınmadan aynı sürecin yürütüldüğünü hatırlattı.
Son zamanda yaşanan gayri adil durumlara da değinen Alpay, Adil şahitlik görevlerini Hakk’ı hak olarak söyleyerek sürdüreceklerini ve bunu İslam’ın belirlediği daire içinde söylemeye devam edeceklerini vurguladı.