Dünya Savaşlarının hemen sonrasında İngiltere ve Birleşmiş Milletler himayesinde dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Siyonist Yahudilerin Filistin’e yerleştirilmesi ile başlayan işgal süreci, 7 Ekim Hamas operasyonlarından sonra Gazze’de sivillerin toplu bir şekilde katledilmesiyle devam etmektedir.
Ortadoğu’da birçok Müslüman ülkenin ortasında küçücük bir yüz ölçümü ve 9 milyonluk nüfusuyla işgalci “İsrail” bu cesareti, İslâm ülkelerinin pasif yöneticilerinden ve Müslüman halkların ırk, mezhep gibi konularda ihtilafa düşmesinden almaktadır. Dünyanın birçok yerinde Müslümanların zulme uğramasının nedeni İslâm âleminin siyasi ve askerî birliğe sahip olmamasıdır.
Bu nedenle Müslüman halkların ırk, mezhep ve diğer ayrıştırıcı faktörleri bir kenara bırakıp tevhit ve adaleti merkeze alarak İslâm Birliği’nin kurulması için canla başla mücadele etmesi elzemdir. Geçmişte siyasal birliği temsil eden Hilâfet’in ortadan kaldırılması, Haçlı-Siyonist zihniyetin İslâm dünyasında işlediği cinayetleri ve katliamları beraberinde getirmiştir. Kurtuluş ancak ve sadece bütün Müslüman halkların ve ülkelerin bir araya gelmesi, siyasi anlamda İslâm Birliği’nin kurulması, askerî anlamda ise İslâm Barış Gücü’nün oluşturulmasıyla mümkündür.
Av. Kasım KARADAŞ / Hukukçu