Türkiye, Amerika’nın İpiyle Kuyuya İniyor
04 Kasım 2014

Türkiye, Amerika’nın İpiyle Kuyuya İniyor

Türkiye’de ulusal ve küresel medyanın da desteği ile Kobani, bir sembole dönüştü. Bu sembol üzerinden algılara yönelik büyük bir operasyon gerçekleşti. Suriye’de ki haklı direnişin-mücadelenin adı: İç savaş, vahşi rejim ise yerini IŞİD’e bıraktı. Suriye sanki Kobani’den ibaret bir hale geldi. Her gazete, her televizyon ya da yazar, sözlerine ilk önce ya IŞİD, ya da Kobani diye başlıyor. Bu sebeple Amerika’nın attığı bombalar, Türkiye sınırında bekleyen PKK-HDP yandaşları tarafından “Biji Obama”, “Biji Amerika” diye karşılık buluyor.

Bir dönem Suriye ayaklanmasının arkasında “Amerika var” diyerek karalamaya çalışanlar, şimdi ise; “Biji Obama demeyip de ne yapsalardı” diyerek bu duruma alkış tutuyor. Yine bu azgın güruh, Kobani üzerinden İslam’a, onun sembollerine ve mütedeyyin Müslümanlara varana kadar her türlü vahşiliği yapmayı kendilerine bir hak olarak görebiliyor. Amerika nasıl ki IŞİD bahanesiyle İslam ve Müslümanlarla savaşıyorsa, PKK-HDP-YPG sempatizanları da Kobani bahanesiyle Müslümanlara saldırıyor.

Hafta sonu Afyonkarahisar’da gerçekleştirilen 23. AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısı”na katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, peşmergenin geçişi konusunda rahatsızlıklarını dile getiren milletvekillerine "Ne savaşın içine gireriz ne de oyunun dışında kalırız" dedi. Başbakan, "Bizi IŞİD'le mücadele adı altında bölgedeki savaşa sokmak istiyorlardı. Peşmergenin geçişini sağlayarak Mehmetçiğin savaşa girmesini engelledik" şeklinde konuştu.

Türkiye: Meclisten tezkereyi geçirerek, haçlı Koalisyonu içerisinde yer alarak, koridoru açarak, ılımlı grupları Amerika ile eğiterek ve üslerini kullandırarak bu savaşın zaten içerisinde değil midir?

Diğer taraftan “Türkiye’nin oyunun dışında olmadığı” ise doğrudur. Çünkü bu oyun Washington’da yazıldı ve kırk’a yakın ülkeye roller verildi. Türkiye de üzerine düşen rolü yerine getireceğini en yetkili ağızdan New York’ta dile getirdi. Suriye direnişi, bölge devletleri ve batı’yı öyle tedirgin etti ki Türkiye, terör örgütü dediği gruplara bile yardım etmeye başladı.

Erdoğan; “PYD de PKK gibi terörist örgüttür” diyor. Amerika’nın havadan mühimmat desteğini eleştiriyor.

Diğer taraftan ise Türkiye, koridoru açıyor ve PYD’ye yardım için Peşmergenin ağır silahlarla geçişine izin veriyor. Acaba havadan silah yardımı ile karadan silah yardımı arasında bir fark mı var?

Tek fark liderliği PYD değil, Barzani’nin üstlenmesi istenmektedir.

Peşmerge’nin Suriye’ye geçişi ile ilgili Suriye rejiminden gelen açıklama ise uluslar arası komplonun boyutunu bize göstermektedir. Suriye Ulusal Uzlaşma Bakanı Ali Haydar: “IŞİD’in yok edilmesi için atılan her adımı destekliyoruz. Peşmergenin Kobani’ye gidişi de IŞİD’in yok edilmesi için gerekli bir adımdır” demiştir.

Başbakan, "Bizi IŞİD'le mücadele adı altında bölgedeki savaşa sokmak istiyorlardı” sözü ise kocaman bir yalandan ibarettir. Aksine Türk askeri hiçbir şekilde Suriye topraklarında istenmemektedir. Bu durumla alakalı Kerry: “Türkiye koalisyonda görev alıyor ve belli alanlarda yardım ediyor. Ancak kesin olan bir şey varsa, aralarında Kürtlerin, Iraklıların, Suriyelilerin ve diğerlerinin olduğu farklı gruplar, Türk askerlerini Kobani’de istemiyor” demiştir. Davutoğlu, gelen tepkilerin önüne geçmek için böyle bir söz sarf etmiştir. Mehmetçiği göstererek, Peşmerge’nin geçişine razı edilmek istenmiştir.

Toplamda hükümet Amerika’nın ipi ile kuyuya inmektedir. Bu indiği kuyu ise ne ilktir ne de son olacak gibi gözükmektedir. Ak Parti hükümeti Amerika’nın İslam’a yönelik savaşında haçlı koalisyonu içerisinde yer alarak İran ve Rusya’dan bir farkının olmadığını ortaya koymuştur. Türkiye’nin de ortak olduğu yeni Suriye planına göre; vahşi Esed rejimi sorununun yerini “terör” sorunu almıştır.

@OYildiz99