Kusayr Ashab-ı Uhduttur Seyredenler Ise Sağır, Kör Ve Dilsiz
27 Mayıs 2013

Kusayr Ashab-ı Uhduttur Seyredenler Ise Sağır, Kör Ve Dilsiz

Dünya duysun ki Allah buyurur: 'Şahitlik eden ve şahitlik edilene yemin olsun lanetlendi o hendek kazanlar. O çıra ateşin sahipleri. O vakit etrafına oturmuşlardı da müminlere yaptıklarını seyre dalmışlardı. Onlara yalnız Aziz ve Hamit olan Allah’a iman ettikleri için kızıyorlardı. Ki bütün göklerin ve yerin mülkü onundur. Ve Allah her şeye şahittir. O kimseler mümin erkeklere ve kadınlara işkence yapmışlar. Sonrada tövbe etmemişlerdir. Onlara kesinlikle Cehennem azabı ve yangın azabı vardır. (Buruc suresi- 3-10)

Dünya Müslümanları bilsin ki; Kusayr kuşatılmıştır. Kendini, cismini, varlık sebebini Allaha atfetmiş, ‘Allahın askeriyim’ diyen dilsizlerce kuşatılmıştır. ‘Rabbim Allah’tır diyen, peygamberim Muhammeddir diyen, kitabı okuyan, kitabı hakim olsun diye savaşanlarla savaşmaya gelmiş 1200 dilsiz... Mollasına ‘bu ne iştir biz Allah-u ekber diyen bir adamı neden öldürüyoruz’ diyemeyen ve diyemeyecek bir avuç dilsiz. Yıllarca Mescid-i Aksa kurtulsun diye savaşan, oysa Mescid-i Aksa’yı kutsal kılan peygambere iman etmiş, Mescid-i Aksa’yı kutsal yapan Allaha iman etmiş bir taifeyi yok etmek için bir araya gelmiş bir avuç dilsiz.

Ben bilirim ki Rasul yalan söylemez. Zira o buyurur: Müslüman, diğer bir Müslüman’ın onun elinden dilinden zarar görmediği kimsedir.’ Hafızam almıyor ey Rabbim. Dilleriyle ‘Biz Esat’ın ordusunu Hüseyin ordusu olarak biliriz’ diyen alçakça bir dil kullanır senin askerin!! Eline silah almış ve‘ Biz Hamaneyden emir bekliyoruz’ diyen, eliyle senin mümin kulunu katletmeye hazır ve murabıt olan senin askerin!

Senin askerin olduğunu iddia edenler nasıl olurda zalimden yana olur. 100 bin Müslüman’ın katilinin elini nasıl sıkar. Nasıl yan yana durur. Nasıl dava arkadaşı olur. Rasul yalan söylemez. Zira o buyurur: ‘Yeryüzünde bir Müslümanın kanının heder edilmesi Kabe’de taş üstünde taş kalmamasından daha kötüdür’. Esadın döktüğü kan kafir kanı mı? Sorarım Türkiye’nin kükreyen sesi Erdoğan’a, sorarım Mısır’ın devrimci lideri Mursi’ye, sorarım Arapların lideri Suudi kralı Faht’a ‘Sizin idolunuz kim?’ Sizin örnek aldığınız, peşinden koştuğunuz ve değer verdiğiniz kim ve ne? Allah’tan korkun. Rasulünden korkun. Müminlerin elini güçlendirin. Onları yardımsız ve çaresiz bırakmayın.

Onları seyre dalmayın, kimyasal silahı kırmızı çizgileri bilenlerle birlikte susmayın. Birleşmiş Milletler’in gözlemcileriyle beraber sizde o müminlerin katili olmayın, çocukların ve annelerin kefenlerinin başında ağıt yakmayın, suskunluğu erdem bilen dilsiz şeytanlardan olmayın. Allah aşkına kendinize gelin ve konjoktur yalanıyla demogoji yapmayı bırakın. ‘Esat mutlaka hesabını verecek’ demekle hesap verilmiyor ve hesabı sorulmuş olmuyor.

Bir yandan Rusya Lazkiye ve Tarsus limanından tonlarca silahla küfür için İran’la kenetlenmiş bir duvar olmuşken, ABD‘nin muharip gücü İsrail Şam’ı korumak için muhalif mücahitleri bombalarken, sizler ey Türkiye devleti, ey Tunus devleti, ey Mısır devleti hangi muhalifler için bir araya geliyorsunuz? ABD’nin teröristler listesine aldığı muhalifler mi? Yoksa stratejik çıkarlarınızı korumaya hazır muhalifler mi? Kenetlenmiş bir duvar gibi bir araya gelmiş Müslümanların duvarını yıkmak için mi? Yoksa küfür devleti Suriye’yi revizyona uğratmak isteyen stratejik ortaklar için mi? Nitekim o ortaklardan biri şöyle diyordu: ‘Biz Suriye’de ılımlı bir muhalefetin teşkili için çalışıyoruz’. Bu cihadınız kim için ve ne için?

Dünya Müslümanları bilsin ki Kusayr kuşatılmıştır ve kuşatanlar Ashab-ı Uhdud’u çevreleyip ateş yakan, ateş azabını hak eden kimseler gibidir. Çünkü Allah buyurur: ‘Kimi insanlar var ki; `Allah'a ve Ahiret gününe inandık " derler, ama aslında inanmamışlardır. Bunlar Allah'ı ve müminleri aldatmaya çalışırlar. Oysa sadece kendilerini aldatıyorlar, ama bunun farkında değildirler. Onların kalplerinde hastalık vardır, Allah da bu hastalıklarını arttırmıştır, bu yüzden onları acıklı bir azab beklemektedir.’ (Bakara 8)

Kusayr’ı kuşatanlar bilsin ki Allah buyurur: ‘Onların durumu karanlıkta ateş yakan kimseler gibidir. Ateş etraflarını aydınlattığı zaman Allah onların aydınlıklarını gidererek kendilerini hiçbir şey göremeyecekleri koyu bir karanlıkta bırakır. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bu yüzden geri dönemezler.’ (Bakara 17)

Ve Allah her şeyin hesabını en iyi görendir. Kavi olandır. Güçlü ve Aziz olandır. Hiçbir zelil varlık, hiçbir aşağılık topluluk, hiçbir zavallı taife onun katından gönderdiği nusreti ve fethi geri çeviremez. Bu taife ister yakınında, ister uzağında, ister kafir ister facir olsun asla hakkı döndüremeyecektir. Allah buyurur: ‘biz hakkı batılın yüzüne öyle bir çarparız ki batılın yüzü darmadağın olur.’

İnşallah Kusayr Şam’a açılan bir kapı olur. Ve Şam’ı koruyacak bir kale olur.

Allah hakka yardım ve fetih nasip etsin. Kusayr’daki mümin kardeşlerimizi korusun.