Müslümanların iki bayramı vardır: Ramazan Bayramı (Iydu’l-Fıtr) ve Kurban Bayramı (Iyd u’l-Adha)
Bu günleri Allah Subhanehu ve Teâlâ Müslümanlara hediye etmiştir sevinmeleri ve Allah’ın yardımını ta içlerinde hissetmeleri için.
Cumhuriyet, laiklik, demokrasi gibi gayri İslâmi nizamların kutladıkları gün ve gecelerin Müslümanlar nezdinde herhangi bir kıymeti yoktur.
Çünkü Rasul Aleyhi’s Selam şöyle buyurmuştur:
“Allahu Teâlâ size, kutladığınız bu iki bayramın yerine, daha hayırlısını, Ramazan bayramı ile Kurban bayramını hediye etti.” [Sunen-i Ebu Davut, Salat, 239]
Maalesef ki bir süredir küfür nizamları gölgesinde bayramlarımızı gerektiği gibi değerlendirmekten uzak olsak ta bu durum bizim bu bayramlarımızı en hayırlı bir şekilde gerçekleştirmemize ve Hilafet’in gölgesi altında tüm Müslümanlar tarafından idrak edeceğimiz günleri hasretle beklememize engel teşkil etmemeli.
Gayrı İslâmi nizamların “bayram” adı altında icat ettikleri, daha doğrusu kapitalizmin sömürü aracı hâline getirdikleri eğlence ve kutlamalara Müslümanların tevessül etmemeleri gerekir.
Mevcut durumda bir takım kutlamalara(!) Müslümanların iştirak ediyor olması kimseyi yanıltmamalıdır.
Bu topraklar aslına yani 2. Râşidî Hilâfet’e devredildiğinde bu sahte nizamlar ve kutlamaları geldikleri yere yani Avrupa’nın karanlık tarihine gömülüp gidecektir inşaAllah.
Bu, sadece bayramlarımız içinde geçerli değildir elbet.
Osmanlı Hilâfet Devleti yıkıldıktan sonra hayata hakim olan küfür nizamlarının icat ettiği her türlü sorun için geçerli bir durumdur.
Ramazan’ın başlangıcında ve bitişinde yaşanan hilalin görülmesi meselesi, “demokrasi” denen illetin ümmette oluştur(ul)duğu kafa karışıklığı… vb. meseleler bu ümmetin meseleleri değildir aslında.
Cumhuriyet ile birlikte başlayan hemen her mesele, küfrün Müslümanlar üzerindeki planları ile alakalıdır.
Bu ümmetin bir daha bir bütün hâline gelmemesi için çalışan kâfirler ve onların yerli işbirlikçileri, en ufak meseleleri bile koca koca sorunlarmış gibi göstermektedirler.
Bu ümmetin Sünnî-Şiî diye bir gündemi olmamıştır…
Bu ümmetin mezhepler arası sorunları hiç olmamıştır…
Bu ümmetin “hilal görüldü mü, görülmedi mi?” meselesi hiç olmamıştır…
Bu ümmetin kâfirlerden dost olamayacağına dair hiçbir tereddüdü olmamıştır…
…
Bu ümmetin şanlı tarihinde utanılacak hiçbir durum olmamıştır…
Yaşanan ihtilaflar şer’î ölçüler içerisinde değerlendirilip yine şer’î ölçüler ışığında hızlıca çözüme kavuşturulmuştur.
Fitne ve fesat çıkarmak isteyenlere ise fırsat verilmemektedir.
Elbette ki bu, “ümmetin içerisinde hiçbir sorun çıkmayacak, her şey sütliman olacak” demek değildir.
İnsanın olduğu her yerde sorun var demektir zaten. Ama bu sorunlar ümmet birliğini parçalayacak boyuta hiçbir zaman gelmeyecektir. Çünkü Allah’tan korkan âlimler ve yöneticiler eliyle İslâm’ın öngördüğü tedbirler sayesinde sorunlar hızlı ve kolay bir şekilde hallolacaktır.
Sorun olarak; gösterilen Şiiliğin kâfirler tarafından ümmeti parçalara ayırmakta kullanıldığını herkes bilmektedir.
Kâfirlerin ümmete sirayet etmesinin önüne geçildiğinde ve İran’da Şiiliği ayrı bir inanç şekline bürüyen “Molla’ların” toplumla bağını kestiğinizde artık İran’da Şiilik bir sorun olmaktan çıkacaktır.
Veya Türkiye’de bir avuç Kemalist’in gerçek yüzleri ifşa edildiğinde toplum tarafından hızla kendilerinden yüz çevirdiklerini göreceksiniz…
…
Bu ve benzeri işlerle bu ümmette nifak tohumları ekmek isteyenler engellenecek ve ümmet bayramlarını da, haccını da, cihadını da hep birlikte yapacak ve kâfirlerin kalplerine korku salacaktır.
İslâm, insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkartmak için gönderilmiştir.
Günümüzde, özelde Müslümanların genelde tüm insanlığın bir açmazın içerisinde kıvranıp durduğu herkesin malumudur.
Bu karanlıktan çıkabilmemizin tek yolu da İslâm’ın önderliğinde hareket etmektir.
Nasıl ki İbrahim Aleyhi’s Selam Allah’ın emrini yerine getirmek için yola çıktığında Rabbimiz ona bir çıkış yolu göstermiş ise, bugün bizler de Kur’an’ın rehberliğinde Rasulü’nün örnekliğinde hareket edersek Allahu Teâlâ bizlere yardım edecektir.
وَكَانَ حَقًّا عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِن۪ينَ
“Müminlere yardım etmek bizim üzerimize hak olmuştur!” [Rum 47]
İşte kurbanı bu şekilde düşünmeli ve gerektirdiği ameli yapmalıyız.
Rabbim bu günlerimizi hayırlara vesile eylesin, ümmetimizi yeniden izzetli ve şerefli kılsın.
Günahlarımızı bağışlasın ve bizlere merhamet eylesin.
Kâfirlerin planları gereği hareket eden hain yönetici ve saptırıcılardan bizleri muhafaza eylesin.
İslâm’ın emin bir bekçisi olacak râşid halifeler ile birlikte yeryüzünde İslâm’ın girmediği tek bir ev bile kalmayıncaya kadar mücadele etmeyi bizlere nasip eylesin.
Rabbim kestiğiniz kurbanları, ettiğiniz yakarışları kabul eylesin.
Şimdiden bayramımız mübarek olsun.
___
#BayramımızMübarekOlsun