İçinden geçtiğimiz günler ne talihsiz günlerdir. Karanlıkların karanlıkları kovaladığı günler… Yüreği olanların, kalbi hâlâ düzgün atanların, fikirleri hâlâ arı, duru, saf ve billur olanların; damarlarındaki kanın kaynadığı korkunç günler… Allah ve Rasulü’nün koyduğu sınırların çiğnendiği iğrenç günler… Beşerin “hududullaha” karşılık paralel hudutlar belirlediği rezil günler… Hududullah ki âlemlerin Rabbinin insanlar için koymuş olduğu emir ve yasaklardır/sınırlardır. Allah’ın ihlal edilmeyen tek bir haddi/emir ve yasağı kaldı mı? Allah’ın hükümlerinin raflara kaldırılmasına karşılık, bizzat hükümlerinin esasi membaı olan kerim kitabı Kur’an-ı Azimu’ş Şan’ın tekmelendiği bir dünyada hava soluyor olmak, iman edenlerin nefesini daraltmıyor mu? Zina gibi büyük günahların artık meydanlarda aleni bir şekilde yapılıyor olması dinini seven kimsenin uykularını kaçırmıyor mu? LGBT’nin ortalıkta küstahça cirit atmasından Allah’ı bilenler ürkmüyor mu? Ürkmüyor mu ki gökten ve yerden belalar üzerlerine şak şak yağmasın!
Allah’ın hadlerinin/sınırlarının/emir ve yasaklarının cari olmadığı bir dünya, cehalete gark olmuş, kendi heva ve heveslerini had olarak belirleyen alçak insanların tahakküm ettiği kapkaranlık bir dünyadır. Böyle bir dünya ancak İslâm’ın yeniden egemen olduğu bir nizamla aydınlığa kavuşabilir ki o da Râşidî Hilâfet Devleti’dir. Âlemlerin Rabbi Hilâfet’i, dininin tatbik edilmesinin, korunmasının ve tüm âleme taşınmasının metodu kıldı. Hilâfet olmadan hududullahın cari, meri ve mahfuz olması mümkün değildir. Dinini dava edinen, kalbi onun için atan, Allah’ın hatırını her şeyin hatırından üstün tuttuğunu iddia eden Müslümanların bu hakikati görmeleri gerekiyor.
Her şeyin hududunun korunmasının bir metodu vardır. Misalen; devletler, sınırlarını korumak için sınırlarına hudut karakolları dikerler. Aynen Hilâfet de öyle; Allah’ın hudutlarını/emir ve yasaklarını koruyacak en ileri hudut karakoludur. O karakol ki sadece belli bir yeri ve alanı değil İslâm’ın ve Müslümanların tamamını koruyacak büyüklük ve kapsamdadır.
Hilâfet olmadan can, mal, ırz, akıl, nesil, toplum ve devletin selamette olması asla mümkün değildir. Hilâfet’in yani Allah’ın hükümlerinin esaslı ve kapsamlı bir şekilde egemen olmadığı dünyada canlar, mallar, ırzlar, akıllar ve nesiller heba ve helak olmaktadır.
Korkmalı ve bilmeliyiz ki Allah’tan daha kıskanç kimse yoktur. Ve Allah’ın kıskançlığı hudutlarınadır/sınırlarınadır. Kim onları çiğner ve/ya çiğnenmemesi için çalışmazsa âlemlerin Rabbinden duçar olacağı büyük bir bela ve azaptan korksun.
[قالَ سَعْدُ بنُ عُبَادَةَ: لو رَأَيْتُ رَجُلًا مع امْرَأَتي لَضَرَبْتُهُ بالسَّيْفِ غَيْرُ مُصْفِحٍ عنْه، فَبَلَغَ ذلكَ رَسولَ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عليه وسلَّمَ، فَقالَ: أَتَعْجَبُونَ مِن غَيْرَةِ سَعْدٍ، فَوَاللَّهِ لأَنَا أَغْيَرُ منه، وَاللَّهُ أَغْيَرُ مِنِّي، مِن أَجْلِ غَيْرَةِ اللهِ حَرَّمَ الفَوَاحِشَ، ما ظَهَرَ منها، وَما بَطَنَ، وَلَا شَخْصَ أَغْيَرُ مِنَ اللهِ، وَلَا شَخْصَ أَحَبُّ إلَيْهِ العُذْرُ مِنَ اللهِ، مِن أَجْلِ ذلكَ بَعَثَ اللَّهُ المُرْسَلِينَ، مُبَشِّرِينَ وَمُنْذِرِينَ، وَلَا شَخْصَ أَحَبُّ إلَيْهِ المِدْحَةُ مِنَ اللهِ، مِن أَجْلِ ذلكَ وَعَدَ اللَّهُ الجَنَّةَ] “Muğire b. Şu’be rivayet ediyor, Sa’d b. Ubâde’nin; ‘Hanımımın yanında bir adam bulsam kılıcımın keskin tarafıyla vururum’, sözü Allah Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e ulaştı. Bunun üzerine Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, ‘Siz Sa’d’ın gayûrluğuna/kıskançlığına hayret mi ediyorsunuz? İşte ben Sa’d’dan daha çok gayûrum, Allah da benden daha çok gayûrdur. Gayûr/kıskanç olduğundan dolayıdır ki, Allah kötülüklerin açığını ve gizlisini haram kılmıştır. Allah’tan daha gayûr/kıskanç hiç bir şahıs yoktur. Özür Allah’a sevimli olduğundan fazla hiçbir kimseye daha sevimli olamaz. Bundan dolayıdır ki Allah, elçileri müjdeci ve korkutucu olarak göndermiştir. Medih/övgü Allah’a sevimli olduğundan fazla başka hiçbir kimseye daha sevimli değildir. Bundan dolayıdır ki Allah, cenneti vadetmiştir.’ buyurdular.”**[Muttefekun Aleyh]
Rabbimiz Celle ve Âlâ, bizlere Kendi hükmünden biri için bile olsa dünyayı ayağa kaldıracak raşit bir halife nasip eylesin.