Hükümet Yine Tribünlere Oynuyor: “Ekonomik Savaş Veriyoruz!”
24 Kasım 2021

Hükümet Yine Tribünlere Oynuyor: “Ekonomik Savaş Veriyoruz!”

“Bu savaşın tarafları kimdir?” diye sorulduğunda gerçek gün gibi açığa çıkıyor: faiz lobileri, dış güçler; Amerika, “İsrail” falan falan…

Allah şaşırttığı kulundan, önce aklını sonra hayâsını alıyor olsa gerek!

Öyle ya, ortada bir “savaş” varsa dost ve düşman da var demektir. Amerika, Avrupa ve “İsrail” ile iş tutup, dostluk mesajları verip, “casus” diye tutukladıklarınızı istek üzerine serbest bırakıp sonrasında size bunu yaptığınız için teşekkür edenlerle; her yurtdışı gezinizde toplantılar düzenleyip ülkeye yatırım yapmalarını yani sıcak para vermelerini istediğiniz o “faiz lobileri” ile sizler, nasıl oluyor da savaş veriyorsunuz?

AK Parti lideri Erdoğan’ın iktidar olmadan önceki konuşmalarına internetten ulaşabilirsiniz. Ülke ekonomisinin çöktüğü bir dönemde kurulan AK Parti, yaptığı konuşmalarda “yaşanan tüm sıkıntılardan hükümetin sorumlu olduğu, ‘dış güçler’ falan demenin gerçeği yansıtmadığı” minvalinde cümleler kurarak iktidar olmuştu.

Yirmi yıl sonra geldiğimiz nokta ise ortada…

Evet, ülkede olan biten her şeyden elbette ki hükümet sorumludur. Hükmetme makamında olanların da ellerinden bir şey gelmeyen vatandaşlar gibi şikâyet etmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Dış güçler her zaman olacaktır, ülkeyi zayıflatıp ele geçirmeye veya tahakküm kurmaya çalışanlar her zaman olacaktır. Bunların varlığı sizi güçlü kılmalı, daha uyanık yapmalıdır.

Kâfirlerle iş tutup, her siyasetinizi onlara göre belirleyip sonra da “bizi batırmaya çalışıyorlar” demek, en hafif tabirle terbiyesizlik olsa gerek.

Faiz ile ilgili “Nas var!” diyerek iç kamuoyuna yönelik seçim yatırımı yapmasını bilen birisi, “kafirlerden dost olamayacağı” ile ilgili nassı neden görmez?

Allah’ın indirdikleri ile ilgili nas apaçık ortada iken, kâfirlerin yönetim şeklini neden ısrarla tatbik eder?

“Cumhuriyet” denen gayrı İslâmi bir yönetimin “yüzüncü yılını kutlamak için çabalıyoruz” demek iman ettiğinizi söylediğiniz İslâm’a saldırmak değil midir?

10 Kasım, 29 Ekim, 23 Nisan gibi cumhuriyet törenlerinde gerek Anıtkabir’de gerekse de diğer yerlerde sadece Kemalistleri görür iken, AK Parti sayesinde başı kapalı insanları da görür olduk.

Kafirler istediği için CEDAW Sözleşmesi kanun hâline getirilip aile ve nesil yok edilmeye çalışılıyor. Başka bir iktidar olsa idi bu ümmet ayağa kalkar bu yapılanlara rıza gösterir miydi?

PKK teröristlerine karşı binlerce TIR silah yardımı yapan Amerika ile bu halk, dostluk kurar mıydı?

Bu ülkede “Ce-Ha-Pe” iktidarda olsaydı, “demokrasi” denen tarihin en büyük aldatmacasını bu halka kabul ettirebilir miydiniz?

Bu ekonomik çöküşe, hâlâ “dış güçler” masalıyla kılıf bulabilirler miydi?

Madem bu ülkeyi bölüp parçalamaya çalışıyorlar, madem ekonomik savaş veriliyor o zaman siz de bu planları bozun!

İlan edin, 2. Râşidî Hilâfet’i!

Ekonomide altın ve gümüşe dayalı para sistemine geçin, uluslararası ilişkilerde İslâm’ın cihat ahkâmını hayata geçirin. Yırtıp atın İslâm’a muhalif her türlü anlaşmayı, Allah’ın indirdikleri ile hükmedin.

Bunları yapamadıktan sonra konuşmalarınıza hiç kimse inanmayacak, bir avuç zengin dışında hiç kimse sizden razı olmayacaktır. Makam ve mevki vererek elde ettiğiniz fetvalar size bu dünyada geçici bir rahatlama sağlayabilir belki ama akıbet hiç de hayır görünmemektedir.

İnsanlar borçlu bir şekilde hayatta kalmaya çalışıyor iken, her gün borçları hızla artıyor. Gelecek kaygısı herkesi sarmış vaziyette. Fahiş fiyat uyguladıkları için ceza verdiğinizi söylediğiniz marketlerden sonra fiyatlar yine artmaktadır. O zaman siz kime, ne cezası verdiniz? Verdiğiniz bu cezalar neden hiçbir işe yaramamaktadır?

Ekranlarda “Ben ekonomistim, bunlar anlamaz” dediğiniz hâlde neden ekonomiyi düzeltmiyorsunuz?

“Firavun, kavmini aptallaştırdı/küçük düşürdü. Onlar da kendisine itaat ettiler. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir kavimdi.”[1]

Bizler ise aptal değiliz. Allah’a ve Ahiret gününe iman ettik. Sizleri ve size uyanları hak ile uyarıyoruz. Nasihatimizi dinler iseniz bu, sizin hayrınıza olur. Yoksa şeytanın güldüğü ve sonu cehennem olan bir yolda yürümeye devam edersiniz. Ama bu demek değildir ki; Allah yeryüzünde iktidarı sizden alamayacak!

Çok yakında tüm gören gözler şahit olacaktır ki, kâfirlerin tüm planlarını bozan, malı, fakirlik korkusu olmadan halkına avuç avuç dağıtan, İslâm’dan başka yerde izzet ve şeref aramayan raşid halifeler olacaktır.

İşte o zaman, gerçekten Allah’ın yardımı ile bu ümmet ferahlayacak ve yeryüzünün en hayırlı insanları olacaktır.

“Bekleyedurun. Bizlerde sizler gibi beklemekteyiz.”[2]


[1] Zuhruf Suresi 54

[2] Tevbe Suresi 52